Kocanızın bir sevgilisi olacak!

Defalarca yazıldı çizildi; okuduk, duyduk, gördük, yaşadık... Artık hepimiz biliyoruz ki evli çiftler bir süre sonra hakikaten "akraba gibi" oluyorlar. (Ay tamam, istisnalar vardır mutlaka!)

Yakın akraba.

Kardeş, ana, baba, hala, dayı neyse, o.

Ne hissedersiniz halanıza, amcanıza?

Sever, sayarsınız...

Özlersiniz...

Başına bir felaket gelmesini istemezsiniz...

Görmekten mutlu olursunuz...

Ama...

Görünce nabzınızda bir artış olur mu?

Sabahlara kadar mesajlaşır mısınız kendileriyle?

Şarkılardan fal tutar mısınız?

Dokunduğunuzda titrer misiniz?

Onlarla buluşabilmek için günlük programınızda bin türlü ayarlama yapar mısınız? Gözlerinizi kapatıp son buluşmanızı düşünür müsünüz yeniden, yeniden?

Bir dahaki buluşmada neler diyeceğinizin hazırlığını yapar mısınız?

Kendinizi bir türlü çok güzel bulmadığınız olur mu buluşmaya giderken?

Gıcıklık olsun diye "Evet" demeyin.

Hiçbirini yapmazsınız.

Ne onlar için, ne de işte artık akrabanız olan eşiniz için.

*

Evet, yeni bir şey değil bu söylediklerim. Fakat şu yeni olabilir:

Kaç senelik evli olunursa olunsun, bir gün eşle sevgililik durumuna dönmek mümkündür!

Fakat "Bir sabah kalktığınızda bir bakmışsınız ki" şeklinde değil.

Kadınlar, size söylüyorum bunu!

"Sihirli değnek" yok yani.

Ama illá işin içine değnek katmak istiyorsanız, bir süre günde 40 değnek yemiş gibi olacağınızı söyleyebilirim. Uzatmayayım, kocanızın bir sevgilisi olacak!

Evet maalesef.

Tatlıdan önce tuzlunun yenmesi gibi bir nevi.

Önce haberiniz olmayacak tabii. Fakat sonra ya ağzı gevşek dostlarınız ya hissikablelvukunuz ya da ceza indirimi umuduyla itirafçı olan kocanız sayesinde öteki kadınla gıyaben tanışacaksınız.

Bu, sizin zilin sesini duymanız anlamına geliyor.

Yarışma başlıyor!

Şimdi bir kadın için uygulaması adeta imkánsız ama mutlu sona ulaşmak için şart olan şeyleri sıralıyorum:

Kocanızı kısıtlamayacak, takip etmeyeceksiniz.

Baskı yapmayacak, hesap sormayacak, ağlayıp sızlamayacaksınız.

Dırdır etmeyeceksiniz.

Kısaca hiç tınmayacaksınız.

Maksat şu:

Bir: Adamı, ezberini bozmak suretiyle şaşkına çevirmek.

İki: Karşı tarafla ilişkisini "kaçamak" olmaktan çıkarmak.

Hatta bırakın istediği zaman sevgilisinde kalsın, beraber seyahatlere çıksınlar falan...

Bunlar size yol, su, elektrik olarak geri dönecektir.

Bakın, çoğu erkek için cazip olan şey, kadının kişiliği, kaşı gözü, şusu busundan ziyade "kaçamak" yapıyor olmasıdır.

Sizin yapacağınız şey onların ilişkisini meşrulaştırmak suretiyle sıradanlaştırmak!

*

Bu arada zaman da size yardımcı olacaktır elbet.

Ve "o kadın" da...

Hiç şüpheniz olmasın.

Evet, sevgili konumundaki kadın zaman içerisinde "eş"e dönüşecektir. Bu iki kere ikinin dört etmesi gibi bir şeydir.

Önce hafiften dırdıra başlayacak...

Bunalıma girecek...

Evlenmek için baskı yapacak...

Çocuk isteyecek...

Kocanızı uçan kuştan ama en çok sizden kıskanacaktır.

Sizden beter "beklentiler" ve "şikáyetler" içerisine girecektir.

Ve kocanız sizinle gizlice görüşmeye, belki çocuklarını bile gizli gizli görmeye başlayacaktır. Bu sefer karşı tarafa yalanlar söyleyerek.

İbre tersine dönecektir yani.

İşte tam bu noktada kocanızın sevgilisi oldunuz demektir!

Artık kaçamaklarının suç ortağı sizsiniz! E zaten mevcut avantajlarınız da var. Bozulması zor kurulu düzen, çocuklar falan... Bir bakmışsınız flört ediyorsunuz kocanızla!

O kadın sayesinde.

Nasıl?

Mantıklı değil mi?

Veya hiç örneğini görmediniz mi?

Şöyle bir düşünün bakalım...

*

Varsa kocanızın da bir ikinci kadını, siz de deneyin derim.

Ama kocanıza da durup bir bakın bu arada. Değer mi, değmez mi...

"Hayatta mesai harcanacak daha iyi, daha önemli şeyler var" derseniz alnınızdan öperim sizi.

Fakat hormonlar devredeyken biraz zor mu oluyordur nedir...

MIŞ MUŞ

Türkiye’nin ormanları rehabilitasyona girmiş.

Yanık merhemi sürecekler zahir.

Murat Taşdemir "Banu Alkan için hiç ağlamadım" demiş.

E, haklı... Ağlanacak durumda olan kendisi çünkü.

İbrahim Tatlıses Marmaris’te inşaat işçilerine getirilen türkü söyleme yasağı için "Türkülerini kısık sesle söylesinler" demiş.

İyi olur. Yanık yanık bağırma kontenjanı çoktan doldu.

Baykal "Asker taciz edildi" demiş. "Komutanım, n’olur bi darbe" diyecek neredeyse.

Avukat Ayten Ünal "kızlık soyadıyla nüfus cüzdanı çıkartan ilk kadın" olmuş.

Her an "kızlık soyadına temelli dönen kadın" olabilir.
Yazarın Tüm Yazıları