Kitap hasadı var adeta

KİTAPLAR için ayrı ev açayım diyorum.

Vallahi.

Artık aynı evde barınmamız zor. Onlar giderek çoğalıyor, ben giderek sıkışıyorum.

Kitaplık çoktan "Yerimiz yoktur" levhasını astı da duvarların dibinde de yer kalmadı. Ben de artık orta yerde oluşturuyorum kitap kulelerini.

Ev, hasat sonrası tarlayı andırıyor. Hani ürünü öbek öbek yığarlar...

Biraz daha "entelektüel" bir benzetmeyle anlatmak gerekirse, İl Halk Kütüphanesi’nde tadilat var da kitapları getirip bizim eve yığmışlar zannedilebilir.

"Çok okuyorum" diye övünmek maksadıyla anlatmıyorum. Okuyorum gerçi ama büyük bir kısmını seçip almış değilim. Kendileri geldiler. Çat kapı...

Sırf bana değil, bütün köşecilere gidiyorlar. Neredeyse her gün poşetler dolusu.

Tamam, kitap bolluğuna seviniyor insan da... Bilim adamları da ömür uzatma hususunda ellerini çabuk tutsalar bari. Mevcut ömürle uyumak dahil bütün eylemlerden vazgeçsem yine de okumaya yetişemem bunların tamamını.

Hayır bir gün bir kitap yığınının altında kalacağım... Herkes "kitap"tan hapishanede yatarken benim hastanede yatmam tuhaf kaçacak.

"Kitabın kalça kırığına sebep olduğu ilk vaka"da kalça sahibi olarak tarihe geçerim artık.

Elbise gibi de değil ki mübarek modası geçenleri kaldırıp atasınız...

Herkes ne yapıyor bilmiyorum.

Köy okullarına göndermek falan var tabii. Ama bunun için oturup bir ayıklama yapmak gerekiyor ki hayatta en sevmediğin iş nedir diye sorsalar, budur.

Hadi ruhumu razı ettim diyelim fakat huyumu biliyorum. Neticede elimde 3, bilemediniz 4 kitapla çıkarım ortaya. Onlarda da aklım kalır.

* * *

Şimdi habire "Zihni Sinir" projeleri geliştiriyorum.

Bütün odaların tavanına alçıdan kademeler yaptırsam... Kademelere kitapları dizsem...

Veya tekerlekli portakal kasaları nasıl olur?

Doldurup doldurup yatakların altına sürerim.

Kolilerin de altına tekerlek taktırılabilir gerçi ama koliye giren kitaba bir daha ulaşılamıyor nedense. Bu portakal kasaları "yarı açık koli" gibi bir nevi. Daha kullanışlı olabilir.

Bir de saksılar olabilir.

Hani pencerelerin önüne dizilen uzun, dikdörtgen, plastik saksılar... Onları pencerelerin iç önüne taktırsam... Tek sıra dizsem kitapları...

Belki de iç duvarları tamamen yıktırıp odaları birbirinden kitaplarla ayırmak en iyisi.

Bakacağız artık...

Size bir son dakika haberi veriyorum, kapı çalındı bir poşet geldi yine. 9 tane kitap çıktı içinden. Hakikaten yer yok. Bunları elimde gezdireceğim artık...

MIŞ-MUŞ

Türkiye, doğalgaza bağımlılıkta lidermiş.

B.ktan durumların doğal lideriyizdir zaten.

Dünyanın 7 Harikası değişiyormuş.

İçinde bizim habire yapılmakta olan sitelerden biri yoksa şaşarım!

Baykal, Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı konusunda "Aslan yatağına tilki yakışmaz" demiş.

Memlekette aslanın kıtlığına kıran girmesine karşılık tilkide bir nevi seri üretime gidilmişse ne yapacaksınız?
Yazarın Tüm Yazıları