Kişisel gelişim maceram

Bir haftalık bir kişisel gelişim atölyesine katılmak benim için başta eğlence nedeniyken, size hayattaki tüm yargılarımı yıktım desem, inanır mısınız?

Haberin Devamı

Kişisel gelişim edebiyatıyla yegane temasım ergenlik yıllarında okuduğum birkaç Leo Buscaglia kitabıyla sınırlı kalmıştır.
Pratiğine gelirsek... Bırakın vaktiyle milletin merak sardığı Prizma’ları falan... Egzersiz niyetine bile hayatımda yoga yapmışlığım yoktur.
Şu “Secret”ı dünyada okumayan tek ben kaldım diye düşünüyorum bazen. Sırf meraktan bile elime almışlığım yok.
Tanıyıp tanıyacağınız en “bardağa boş tarafından bakan” insan olsam ve sürekli “Olumlu düşün, olumlu olsun” telkinlerine maruz kalsam da, “Çağır, gelsin / Evrene yolla, göndersin” düşünce sistemini benimsemeye hiç gönüllü olmadım.
Saçma geldi.
Kişisel gelişim dünyasıyla ilişkim bu düzeyde olduğu için, bir arkadaşım arayıp birlikte bir haftalık bir kişisel gelişim atölyesine katılmayı teklif ettiğinde, önce içimden sağlam bir “Hadi oradan” çektim.
Sonra kendi kendime “Dur bir, hemen reddetme, en kötü etrafını izleyerek eğlenirsin” dedim.
Toparlandık, atölyenin yapıldığı Bördübet’teki Golden Key oteline yollandık.
Öyle bir otel ki burası, atölye çalışmasına falan katılmaya gerek kalmadan, sırf odaların verandasında oturarak doğayı izlemek bile insanın kişisel gelişimine katkıda bulunur.
Nehir kenarındaki masalarda yemeğinizi yerken kuğular gelip tak tak yapıyor, “beni besle” diyor. Yemekler ayrı hikaye. Özenti bir açık büfeden eser yok. Her şey özgün ve evde yapılmış havasında.
Atölye hikaye, en azından otelin tadını çıkarırım diye düşünürken program geliyor: Günde 10 saat!
Sabah 07.30’da dansla başlıyor. Arada yemek boşlukları var. Sabah, öğle ve akşam seansları...
“Bu ne ya? Buradan başka bir insan olarak çıkmazsam beni buraya getiren arkadaşıma dünyayı dar edeceğim” diye düşünüyorum.
Odaya çantaları atar atmaz ilk seansa koşuyoruz. Atölye çalışmasının adı Access Consciousness. Eğitmenler Özlem Oskay ve Steve Comer.
Onların hikayeleri ayrı ilginç. Bu haftaki yazılarımdan takip edebilirsiniz. Neyse...
Seans ağaçların gölgesinde, çimenlerin üzerinde yapılıyor.
Bir gidiyoruz, tanımadığım 7-8 insan oturmuş hikayelerinin derinliklerine iniyorlar. Bir tür grup terapi. Psikiyatra bile açılmakta zorlanan ben, bu insanların ortasında en derin sırlarımı mı paylaşacağım? Bir de üzerine dönüşeceğim... Hadi oradan!
“Ben konuşmam, gözlemlerim” havasındayım.
Bu bir hafta beni öyle yalancı çıkarıyor ki...
O Amerikan filmlerindeki gibi, birbirini tanımayan 10 kişi sırayla ağlıyoruz, kimi kahkahalara boğuluyor, herkes herkesin bağırsağına kadar öğreniyor.
Nefes çalışmaları, sözlü seanslar, yoga, dans, meditasyon derken esas amaç ne derseniz...
Farkındalığımızı artırmak, kendimizi ve diğerlerini yargılamamak.
Bir haftada insan bunu öğrenir mi derseniz...
Size ne desem boş, anlatması çok zor ama niyetliyseniz bunu başarabiliyorsunuz.
Deli gibi önyargılı giden ben bile sinirlerim alınmış, hayata farklı bakan biri olarak döndüysem, bu herkesin başına gelebilir.
Sizi temin ederim.

Haberin Devamı

Ruhsal ve bedensel detoks

Haberin Devamı

Bördübet’teki Golden Key’de 21-25 Eylül ve 28 Eylül–2 Ekim tarihleri arasında bir de detoks kampı düzenlenecekmiş. Programı düzenleyen beslenme uzmanı Hale Sofia Schatz.
Kendisini “ruhsal ve bedensel beslenme uzmanı” olarak tanımlayan Schatz, New York, Boston, San Francisco, Aspen, Hawaii, Kanada, Avustralya ve Tayland gibi birçok yerde detoks programı yürütmeye devam ediyor.

Yazarın Tüm Yazıları