Kıbrıs Türk'ü evet demeli...

Bugün KKTC’de kullanılacak olan oyların EVET çıkması, bundan birkaç gün öncesine oranla çok daha önemlidir. EVET oranı ne kadar artarsa, Türkler daha kazançlı olacaklardır.

Bugün Türk toplumu için hayati derecede önemlidir.

En iyi sonuç, her iki taraftanda EVET oyu elde edilmesidir. Bu şekilde Türk tarafı çok büyük siyasi ve ekonomik kazanımlar elde edecektir. Daha az kazanım, Rumların HAYIR, Türklerin EVET’iyle belirecek, en kötüsü KKTC’nin de Rumlar gibi HAYIR demesi olacaktır.

Bugünkü referandumda Türk tarafından HAYIR oyu çıktığı taktirde, KKTC yıllardır kıvrandığı batağa biraz daha girecek ve ne yazıktır ki sonunda hüsrana uğrayacaktır.

Statüko kazanacak, yenilikçiler kaybedecektir.

Tutucu kesimler ve onlara bel bağlayıp devlet maaşı ile yaşayanlar, rahatlarını korumuş olacaklar, gençlerin ise ümitleri sönecektir.

Bugün Türk tarafı HAYIR dediği taktirde Rumlarla aynı tuzağa düşmüş olacak ve kendi eliyle Rum yönetimine Kıbrıs’ı hediye edecektir.

Papadopulos hiç beklemediği bir zafer kazanmış olacak ve kaybettiği tüm puanları kolaylıkla geri alabilecektir.

HAYIR oyu verdiği taktirde, Kıbrıs Türk toplumu önümüzdeki 10 yıl içinde eriyip gidecek ve Ada’da sadece Türk askeri ile Türkiye’den iş bulmak için göçmüş olanlar kalacaktır.

HAYIR denirse, Türk göçmenler dahi, Annan planıyla eline geçen AB vatandaşı olma şansını tümüyle kaybedecektir.

EVET’LER KAZANIRSA NELER DEĞİŞECEK?

“Nasıl olsa Rumlar HAYIR oyu verecek, ben neden EVET diyerek risk alayım, ben de HAYIR derim, olur biter” diye düşünenler, kendi tuzaklarına düşüyor olacaklardır.

Tam aksine şimdi, HAYIR demeye hazırlananlar dahi –Rumlar planı reddedeceklerine göre- EVET oyu vermelilerdir.

EVET oyu ne kadar çok çıkarsa, KKTC o oranda kazançlı olacaktır. Rumların HAYIR’ına verilecek tek yanıt Türklerin EVET’idir.

EVET diyecek bir KKTC’nin kazanımları küçümsenmemelidir:

- AB, ister istemez KKTC ile direkt temasa girecek, ambargoları kaldırmak zorunda kalacak ve Kuzey’i ödüllendirecektir.

- ABD, bugüne kadarki politikasını esnekleştirecek ve KKTC’nin başka ülkeler tarafından tanınmasını engellemekten vazgeçecektir.

- KKTC’ye yatırımlar başlayacak ve ekonomik canlanma beklenmedik boyutlara ulaşacaktır.

Anlayacağınız, Türk tarafı EVET’iyle her iki olasılıkta da kazanmaktadır.

EVET oyu kullanarak, Türkler kendi geleceklerine ilk defa sahip çıkmalı, Papadopulos gibi düşünenlere de bir ders vermelilerdir.

Yıllardır süren bir tiyatro oyununu bozmalılardır...

Aksi halde, ağlamamalılardır. Zira HAYIR oyu verip ardından Türkiye’ye dönüp “bize para ver, bizi besle” demeye hakları kalmayacaktır.

ATİNA’DAKİ HAVA: BEN KARIŞMAM ANCAK EVET ÇIKMALI

Yunanistan’da açıkça Kıbrıs yoğunluğu var.

Bizdeki gibi...

İnsanlar bıkmış, Kıbrıs sorununun çözülmesini ve gündemlerinden çıkmasını istiyor, ancak “Annan planı ile olsun mu?” diye sorunca, birden bire geriliyorlar.

“Biraz daha tartışsak...”

“Türkler çok kazançlı çıkıyorlar”

“Ya işler iyi gitmezse”.

Bizdeki gibi, bilinmeyenlerden korkan çok kişi var. Statükoya öylesine alışmışlar ki, böylesine büyük bir değişim herkesi ürkütüyor. Hem bu işin bitmesini istiyor hem de tam karar veremiyorlar. Birileri çıkıp “merak etmeyin iyi olacak, size güvence veriyorum” dese herkes rahatlayacak. Gözü kapalı EVET diyecekler.

Yunanlılar da bizim gibi yoğurdu üfleyerek yemek istiyor.

HÜKÜMETİN DURUMU DAHA DA GÜÇ

Karamanlis hükümetinin durumu biraz daha farklı. Kendi aralarında konuşurken “Allahım, şu Kıbrıs olayı bitse de kurtulsak” diyorlar, ancak hiçbiri çıkıp açıkça “EVET oyu verin” diyemiyor.

Zira korkuyorlar.

Geçmişteki Yunan hükümetleri Kıbrıs’a o kadar çok karıştılar ve Ada’nın bu noktaya gelmesinde öylesine önemli rol oynadılar ki, artık hiç araya girmek istemiyorlar. İlerde işler kötü giderse, Kıbrıs Rumları tarafından suçlanmaktan korkuyorlar. Bu nedenle de, susuyorlar, öte yandan da EVET oyu çıkmasına dua ediyorlar.

RUMLARIN ÜMİDİNİ ERDOĞAN YIKTI

Güney Kıbrıs’ta dolaşırken çok ilginç bir izlenim ile karşılaştım. Başta gençler olmak üzere, Rum toplumunun önemli bir bölümü gerçekten bugünkü durumun değişmesini istemiyor. Daha önceleri de Ada’ya ne zaman gitsem hep aynı izlenimle dönerdim. Ancak bu defaki hayretim, statüko isteklilerinin sayısının artmasından kaynaklandı.

“Kardeşim, Türkler beş parmak dağlarının ötesinde otursun, bizde burada oturalım. Ancak istila edilmiş olan mal ve mülkümüze dönebilelim veya parasını alalım (!)”.

Çoğunluğun kalbinde bu mantık yatıyor.

Biraz daha deştiğinizde, Rum toplumunun bazı siyasi liderler tarafından açıkça aldatıldığını anlıyorsunuz.

Peki Rum hükümeti neye dayanarak böyle hareket etmiş?

“En büyük hayal kırıklığı Tayyip Erdoğan oldu. Daha doğrusu Papadopulos hükümetinin oyun planını Erdoğan bozdu” diyen bir Rum gözlemci bugün referandumdan red oyu çıksa dahi, eninde sonunda yine EVET denileceğini vurguladı.

Papadopulos hükümetinin stratejisinin, “Nasıl olsa Erdoğan askere takılacak, çözümü yapamayacak ve bizde elimizi kolumuzu sallayarak AB üyesi olacağız. İlerde de Türklere diz çökerteceğiz” düşüncesine dayandırıldığını artık çocuklar dahi biliyor.

Papadopulos’un dağılmasının tek nedeni, Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’deki muhafazakar çevrelere karşı sağlam durması olmuş. “Bunu hiç birimiz tahmin edemedik” diyen bir Rum milletvekili, “Türkiye’yi hep alışılmış şablonlar etrafında gördük. Asker höt dedi mi, AKP’nin köşeye kaçacağını sandık. Bu beklentimiz gerçekleşmeyince şaşırıp kaldık” şeklindeki saptamasıyla, sanıyorum en önemli gerçeğe dokunmuş oldu.

ATİNA’NIN YAŞADIĞI İKİ BÜYÜK ŞAŞKINLIK

Yunan Başbakanı Karamanlis’i en çok şaşırtan iki olay ağızdan ağıza dolaşıyor...

Bunlardan biri, Kıbrıs Cumhurbaşkanı Papadopulos’un yaptığı konuşmanın son derece hissi olması ve ardından da gözleri yaşlı şekilde bitirmesi...

İkincisi de AKEL’in HAYIR oyu vermeyi kararlaştırması.

Parti lideri Hristofyas’ın kalbi ve tüm eski politikaları EVET’e dayandırılmışken, havanın birden bire dönmesi Yunan hükümetini de çok güç durumda bırakmış. Başbakan Karamanlis bunu etrafına açıkça söylüyor, ancak kamuoyu ile paylaşmıyor.

En büyük korkusu da, önümüzdeki Avrupa Parlamentosu seçimleri. Küçük ancak fanatik partilerin aşırı milleyetçilik bayrağı sallayarak seçimlerde oy toplayarak parlamentoya girivermeleri...

KIBRIS, YİNE KÜÇÜK POLİTİKAYA KURBAN GİDECEK

Bugünkü referandumda Rumlar HAYIR oye verdikleri taktirde –ki, çok kimse bu sonucu bekliyor- Kıbrıs adasının yine küçük politikacıya kurban gittiği sonucuna varabilirsiniz.

Önümüzdeki yılları değil, genç kuşakların mutlu olup olamayacaklarını da değil, hele hele bölgede istikrarın kurulacağını hiç değil...

Tek düşünülen, sonucun baştaki veya muhalefetteki siyasetçiyi nasıl etkileyeceği...

“Aman ben EVET diyenlerle birlikte görünmeyeyim...”

“Hükümet HAYIR dediğine göre, ben de HAYIR diyeyim ki, ilerde başıma bir iş gelmesin...”

“Şu Kıbrıslılar ne halt ederlerse etsinler, ancak aman bana bulaşmasınlar...”

Siyasetçilerin (Yunan veya Kıbrıslı Rum) genel yaklaşımları böyle.

Ne acı değil mi?

Ama gerçeğin te kendisi de böyle...

(Bu yazı, Posta Gazetesinde ve aynı gün Hürriyet Gazetesinin tüm dış yayınlarında, Hürriyet internet sitesinde (www.hurriyetim.com.tr) Milliyet internet sitesinde (www.milliyet.com.tr) ve Daily News ekibi tarafından tercüme edildikten sonra hem ana gazetede, hem de Daily News internet sitesinde (www.turkishdailynews.com.) yayınlanmaktadır
Yazarın Tüm Yazıları