Keşke her gün yağsa!

SEVGİLİ okuyucularım kar yağdı, bazıları sevmese bile iyi oldu. Niçin?..

Çünkü insanlar ve araçlar çıkmayınca kentlerde trafik rahatladı. Büyükşehir belediyeleri de halka "Aldığımız önlemler sayesinde trafikte sıkışma olmadı" diye palavra atma fırsatını buldu!

Dün bir grup üst düzey Emniyet yetkilisiyle konuşuyorduk. "Güvenlik güçleri Türkiye genelinde en rahat günlerini yaşıyor" dediler. Niçin? Dağlar karla dolu. Terörist ya inine, ya evine çekildi. Bu havada kırsal kesimde terör eylemi yapmak mümkün değil.

Kentlerde özellikle hırsızlık, kapkaç, gasp suçları da hemen hemen sıfırlanmış. Niçin?.. Polisler şöyle açıklıyor: "Bu karlı havada hiçbir hırsız bir yere giremez... Çünkü örneğin eve girerken, çıkarken veya kaçarken karda iz bırakır. Ya da kaçarken buzda kayarak düşer ve yakalanır. Kapkaççılar, gaspçılar için de aynı risk var. Kar ve buz kaçma hızını çok yavaşlatır. Suçlular bunu göze alamaz."

Evet, kar yağışı sonrasında bu tür suçlarda birkaç günden beri büyük azalma olmuş ve özellikle Güneydoğu’da askerlerimiz, kentlerde polislerimiz biraz rahat nefes almış.

KİŞİYE ÖZEL YASA

Necmettin Erbakan Refah Partisi’nin genel başkanıydı. Partiye Hazine yardımı olarak verilen para iç edilmiş, buharlaşmış, yandaşlara hortumlanmıştı. Yargılaması yapıldı, Erbakan ve 65 partili sanık hüküm giydi. Aralarında Abdullah Gül, Abdülkadir Aksu gibi isimler var. Devlete ödemeleri gereken para 11 trilyon.

Erbakan hapis cezası aldı. Şimdi raporlu! AKP iktidarı şimdi eski ustalarına, hocalarına kıyak yapıp yasa çıkaracak ki, Erbakan hapis cezasını evinde çeksin.

Adamına göre yasa çıkarılıyor. Bir kişi için yasa hazırlanıyor.

Erbakan
konuşuyor: "Niçin borcun hepsini ben ödeyecekmişim! Ödenmesi gereken 11 trilyonu 65’e bölün, ötekiler de ödesin."

Doğrudur. Ama burada iddialı olarak yazıyorum.

Devlet bu 11 trilyonu borçlulardan tahsil etmeyecektir... Çünkü bunların tamamı, Abdullah Gül, Abdülkadir Aksu ve şimdi bu yasa için olumlu oy verecek olan Recep Erdoğan, tamamı eski Refah’lıdır. Bunlar -bazıları sonradan biz değiştik (!) dese bile- Erbakan’ın takımıdır.

* * *

Hocaefendi Erbakan geçmişte malvarlığını açıklamak zorunda kalmıştı.

Ötekiler hariç tam 148 kilo külçe altını vardı. İstese onları bozdurup 11 trilyonu bir günde öder ama ödemeyecek.

İşin bir de "komik" tarafı var. TBMM Başkanı, büyük devlet ve hükümet adamı, Cumhurbaşkanı olmaya soyunan Bülent Arınç dün şöyle demesin mi!

"Bu yasa Erbakan için çıkmıyor!"

İnsaf yahu, bari Türk milletini, hepimizi ve herkesi aptal yerine koymayın. Deyin ki "biz ustamızı, bizi yetiştiren hocamızı kurtarmak için bir kıyak yapıyoruz..."

Dürüst olun yahu, biraz dürüst olmayı öğrenin.


ENERJİ REZALETİ

İran, kışı bahane ederek Türkiye’ye sattığı doğalgazı azalttı. Ukrayna, Rusya’dan gelen ve Türkiye’ye uzanan boru hatlarından çok fazla gaz çekmeye başladı. Bu durumda ikinci kaynaktan da azalma yaşıyoruz.

Yılların yanlışları, yılların rezaleti şimdi kış bastırınca patladı.

Rezalet nedir? Türkiye gibi bir ülke, enerji kaynaklarının yüzde 72’sini yurtdışından sağlıyor. Elektrik santralları, fabrikalar doğalgazla çalışıyor. Yüz binlerce konut ve işyeri doğalgazla ısınıyor.

Dünyanın hangi ülkesi kendini bu duruma düşürür? Bunun hiçbir güvencesi olmadığı işte böyle kritik günlerde ortaya çıktı. İran gazı kesti. Ukrayna bizim gazımıza boru hattından el koydu ve azalttı.

Şimdi hükümet dahil herkes, doğalgaz daha da azalırsa ne yapılacağını düşünüyor. İşte gerçek felaket o zaman ortaya çıkacak. Doğalgaz olmayınca fabrikalarda üretim azalacak, santrallarda elektrik üretimi düşecek. İnsanlar elektrikle ısınmaya yönelince sigortalar patlayacak, büyük arızalar ve kesintiler olacak.

Akarsu kaynaklarımız yanıbaşımızda duruyor. Su akıyor, Türk bakıyor! Enerji dışarıdan ithal ediliyor. En kolay, ama en riskli ve pahalı yöntemi seçmişiz. AKP hükümetine sorun bakalım, şu son 3 yıl içerisinde hangi barajın temelini atmış, inşaatı süren hangi barajı, ya da kömür santralını bitirip hizmete sokmuş?

Doğalgaz kesildiği takdirde birkaç günlük olsun depomuz var mı? Yok! Niçin yapmamışlar?

Masal okumayı bırakıp bunları sormak gerekirken biz kadınların başı açık namaz kılıp kılmamasını, Maliye Bakanı’nın dedikodularını tartışıyoruz.

Fatih Sultan Mehmet ordusu İstanbul’a girerken Bizans kiliselerinde papazlar meleklerin sağ omuzda mı, sol omuzda mı olduğunu tartışıyordu.

Aynen Bizans’ın papazları gibiyiz. Tek tesellimiz, borsamız yükseliyor!!!
Yazarın Tüm Yazıları