Kemal Kılıçdaroğlu’nu doğru okumak (III)

İKİ gündür Kemal Kılıçdaroğlu’nun umulmadık bir anda CHP Genel Başkanlığı koltuğuna oturmasının anlamını analiz etmeye çalışıyorum.

Meramımı özetleyeyim:
1) Kılıçdaroğlu’nu kaset değil, AKP yaratmıştır. Kaset sadece fırsat sunmuştur.
2) Kurultay neticesini genel seçimi beklemeden hemen verecektir. 8 senedir alternatifsiz addedilen AKP bundan böyle sırtında rakibinin nefesini hissederek yaşamak zorundadır.
* * *
Bugün “yeni” CHP’ye aklımın erdiği kadarı ile bazı önerilerde bulunacağım:
1) Hedefe sürekli AKP iktidarı alınmalıdır. Muhalefet söylemi devamlı yoksulluk ve yolsuzluk temaları üzerine kurulmalıdır. Örneğin, “Çamlıca villaları” iyi irdelenmelidir.
2) Gelir dağılımı üzerinden politika yapmanın 70’lerde kaldığını söyleyen eski solcu-yeni AKP’li zevata birer adet Prof. Ersin Kalaycıoğlu ile Prof. Ali Çarkoğlu’nun ortaklaşa yaptıkları “Türkiye’de Toplumsal Eşitsizlik 2009” başlıklı araştırma gönderilmelidir.
3) Sedat Ergin’in (Hürriyet, 28.05.2010) çok doğru tespit ettiği gibi söz konusu araştırmadan çıkan:
“Halkın ekonomik gündemi ülkenin siyasi gündeminden kopmuş gözüküyor” saptaması Kılıçaroğlu’nun masasının ardındaki duvara büyük harflerle yazılmalıdır.
4) Kemal Kılıçdaroğlu sosyal demokrasinin “sosyal” ayağını “yolsuzluk ve yoksullukla” mücadeleye ayırırken “demokrasi” ayağını katiyen göz ardı etmemelidir. Ülkenin Kürt meselesi, Alevi meselesi vardır. Her alanda reddedilen haklar “bireysel özgürlükler” temelinde ele alınmalıdır.
5) AKP “Kürt açılımını” yüzüne gözüne bulaştırmıştır. Bu uyduruk açılım sadece “ayrışma” yaratmıştır. Nitekim, yukarıda bahsettiğim araştırmaya göre ülkemizde demokrasiden memnun olanların oranı 2007 yılında %52 iken, bu oran şimdi %28’e inmiş, memnun olmayanların oranı ise %29’dan %50’ye çıkmış. Sanki açılım geri tepmiştir.
CHP, ayrıştırmadan ama ısrarla hakların ve özgürlüklerin savunucusu olmak zorundadır.
AKP’nin öcüden kaçar gibi kaçtığı Kılıçdaroğlu’nun %10’luk seçim barajını indirme vaadinin en çok Kürt partilerine yarayacağı kitlelere anlatılmalıdır.
* * *
6) Varoşlar çoktandır AKP’ye terk edilmişti. Kemal Bey, tıpkı Sarıgül’ün yaptığı gibi, varoşları Erdoğan’a teslim etmediğini halka göstermelidir.
7) Varoşlara ilaveten AKP’nin de unuttuğu köylülük CHP tarafından kucaklanmalıdır. Ülkenin ivedi bir “tarım ve hayvancılık politikası”na ihtiyacı vardır. Bu alanda CHP çok ciddi bir çalışma yapmak ve önerilerini anlatmak durumundadır.
8) Milletin muhafazakâr değerleri ile ne Cumhuriyet’in ne de CHP’nin bir sıkıntısı olmadığına dair muhafazakâr çoğunluk ikna edilmelidir.
Bir siyasal simge olarak “türban polemiği” AKP’nin elinden alınmalıdır. Türbanı simge olmaktan çıkarmanın tek yolu onu üniversitede serbest bırakmaktır.
* * *
9) Kılıçdaroğlu’nun uzman olduğu vergi konusunda “herkesten gücüne göre adil vergi alınması”nı temin etme yolunda CHP’den büyük ve somut adımlar bekliyorum.
10) Üretim ekonomisinin teşvik edilmesi sağlayan somut bir program istihdam artışının en büyük garantisi olacaktır.
11) Hesap uzmanı genel başkan her önerisinin parasal kaynağını da göstermelidir ki, benim gibi münafıklar söyleyecek söz bulamasınlar!
* * *
Ben “gerçek bir sosyal-demokrat parti” ile demokrasinin “denetleme ve dengeleme” ayağının güçleneceğine yürekten inanıyorum.
Bu yolda mücadele verecek CHP’ye, sosyal demokrat olmadığım halde destek vereceğim.
Yazarın Tüm Yazıları