Kayserili işadamları güzel konuşmayı öğreniyor

Kayserili iş adamlarının ne kadar başarılı oldukları fıkralara bile konu olmuştur. Ama asıl siz onları bundan sonra görün daha neler yapacaklar. Çünkü, Tüm Sanayici ve İş Adamları Derneği (TÜMSİAD) Kayseri Şubesi üyelerine yönelik, diksiyon ve liyakat konusunda eğitim semineri düzenlemiş.

Haberin Devamı

TÜMSİAD Şubesi'nde, konunun uzmanı Murat Özdeniz’in verdiği seminere, TÜMSİAD Kayseri Şube Başkanı Nusret Uğurlu, yönetim kurulu ve dernek üyeleri katılmış.

Seminer öncesi konuşan şube başkanı Uğurlu, bu tür faaliyetlerinin artarak devam etmesi yönünde çalışmaların olduğunu söylemiş ve eklemiş:

"Üyelerimiz iş gereği yurt dışı ve içinde her türlü insanla muhatap oluyor. İnsanlarla daha güzel bir dil kullanarak konuşmaları ve o insanları kendilerine aşina etmeleri için diksiyon ve liyakatin önemli olduğunu düşünüyorum. Bunun için bu tür seminerlere devam ediyoruz. Üyelerimizdaha yoğun bir katılım sağlar ve gerekli ilgiliyi gösterirlerse, seminerlerin daha verimli olacağı kanaatindeyim."

* * *

Haberin Devamı

Ticari ilişkilerde güzel ve etkileyici konuşmanın önemi büyüktür.

Haber gösteriyor ki; Kayserililerin ticaretteki başarısı genlerinden gelse de çalışmalarıyla gelişiyor...

İyi ki çalışmaya devam ediyorlar.

Mahallemizdeki 2 bin kişi kurslara

katılarak kekemelik sorununu çözmüş

İstanbul Bağcılar Belediyesi’nin açtığı “Konuşma Bozuklukları Eğitim Kursu”nun ikincisi de yoğun ilgi görüyormuş. Bugüne kadar 2 bin kişi kekemeliği yenerek yeni bir yaşama adım atmış.

Gazetemizin bulunduğu merkez bina Bağcılar’da olduğu için ‘bizim mahalle’ dedim.

Haberin Devamı

Engelliler Sarayı'nda düzenlenen kursta 30'ar kişilik iki gruba sabah ve öğleden sonra olmak üzere 3 uzman konuşma terapistleri tarafından eğitim veriliyormuş.

Yıllarca doktorlara giden, ilaç kullanan ve ekonomik olarak imkânlarını zorlayan ancak kekemelik sorununa bir türlü çare bulamayan bazı ilçe sakinleri, kurs ile sağlıklarına kavuşmuş.

DHA’nın geçtiği haberi okuyunca güzel şeyler öğrendim.

Çocukluğundan bu yana kekeme olduğunu söyleyen Yonca Erken (18) duygularını şöyle anlatmış:

“Hayatımın her alanında pasif kalmıştım. Derslerde bildiğim halde konuşamıyordum. Sözlüye kalkmaya cesaret edemiyordum. Arkadaşlarımın sohbetlerine ortak olamıyordum. İleride seçeceğim mesleği bile değiştirmiştim. Hayal ettiğim mesleği değil de, en az konuşmasını gerektirebilecek meslekleri tercih etmeyi düşünmeye başlamıştım. Ancak, kursa başlayınca kekemelikten kurtuldum. Şimdi sınıfın en aktif ve en fazla sorumluluk alan öğrencisi oldum. Artık hayal ettiğim mesleği yapabileceğim.

Haberin Devamı

Benim durumumdaki olumlu değişimi görünce kekeme olan iki kardeşim de kursa katıldı.”

Emir Kılıç (12) ise yıllardır kekeme olarak yaşamını sürdürdüğünü ve çok zorluklar çektiğini söylemiş. Annesinin de bu sıkıntısını çözmek için zor günler yaşadığını anlatan Kılıç, sağlığına kavuşmak için doktora gittiklerini, para harcadıklarını ve ekonomik imkânlarını zorladıklarını belirtmiş. Kılıç, şöyle devam diyor:

"Çaresiz kalmıştım. Ümidimi kaybetmiştim. Bir akrabamız bize bu kursu söyledi. Başvurdum ve kursa başladım. Çok iyi çalıştım, kurallara uydum ve sağlığıma kavuştum. Şimdi adeta üzerimden dünyanın yükünün kalktığını hissediyorum. Annem de çok mutlu."

Haberin Devamı

Kılıç, "Kekeme kardeşlerim, sakın umutsuz olmayın. Siz de gelin bu kursa katılın ve kekemelikten kurtulun" demiş.

Turgut Gündoğdu (18) adlı kursiyer de üç yaşından bu yana kekeme olduğunu anlatmış. Arkadaşlarının kendisiyle alay ettiğini ve üzdüklerini söyleyen Gündoğdu devam etmiş:

“Hep dışlandım. Bu yüzden adeta çöküntü yaşadım. Okuma ve yazmayı dahi öğrenemedim. Okuldan sonra iş hayatında da başarı sağlayamadım. Söyleyemediklerimi, yazamıyordum. Ancak, bu kurs hayatımın dönüm noktası oldu.

Şu an çok rahat şekilde konuşuyorum.Okuma yazmayı rahatlıkla öğrendim. Şimdi eğitim hayatıma devam ediyorum."

BAŞKAN DA MUTLU

Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı da "Kurslarımız sayesinde 5 yaşından 60 yaşına kadar bu sorunu yaşayan hemşerilerimin sorunlarına kesin çözüm buluyoruz" diyor.

Haberin Devamı

Kursta konuşma bozukluğu, kekemelik, hızlı konuşma, tutukluluk ve artikülasyon problemi olan ilçe sakinlerine ders veriliyormuş.

Kursiyerler, ortalama 15 gün aralıksız her gün beş saat ders alıyormuş. Ardından üç ay boyunca takip ve kontrol dönemi başlıyormuş.

Eğitimin kalıcı olmasını sağlamak için kontroller kurs sonrasında da devam ediyormuş.

Bilgisayar programlarından da faydalanılan eğitimde döneminde her sabah müzikli hafif trans ile birlikte gelişme ve rahatlama egzersizleri de yapılıyormuş.

Mezun olan her öğrenci haftada bir gün kontrol olmak üzere merkeze geliyormuş.

Hafta içi her gün mesai saatlerinde düzenlenen kurslar sabah ve öğlen olmak üzere iki grup olarak düzenleniyormuş.

* * *

Ne güzel bir iş yapılıyor.

Kursa katılanların kendilerini iyi hissetmeleri mutluluk veriyor.

Belediyelerin işinin sadece kaldırım yapmak, çöp toplamak olmadığı bir kez daha ortaya çıktı.

Emeği geçen başta öğretmenler herkesi alkışlıyorum.

Zeytin üreticileri ürününüzü

ucuza satmayın kuyuya koyun

Arz talep meselesi. Bir şey fazla ise fiyatı düşer.

DHA muhabiri Nermin Uçtu’nun haberi, bu ekonomi kuralının zeytincileri nasıl zora soktuğunu anlatıyor. Bir de uzmanından çözüm önerisi getiriyor.

Manisa'nın Akhisar ilçesinde zeytin hasadına başlamış.

Üreticiler zeytini tüccarlara satmak için dalında toplamış ancak geçtiğimiz yıla göre fiyatlarda yarı yarıya düşüş yaşanınca umduğunu bulamamış.

Manisa Şehzadeler Ziraat Odası Başkanı Mustafa Kaçire zeytin üreticisinin ürününe sahip çıkması için şu çağrıyı yapıyor:

“Zeytinde büyük sıkıntı yaşanıyor. Önce ‘Zeytin rekoltesi bu yıl çok yüksek, zeytin fiyatları düşük olacak?’ diye spekülasyonlar yaptılar. Şimdi de fiyatla oynuyorlar.

Geçen yıl 6-7 lira olan zeytin fiyatı bu yıl 3 lira ile 3 lira 50 kuruşa kadar düştü. Hatta 2 liraya kadar fiyat veren var.

Üreticilerimize hasat ettikleri zeytinleri hemen satma yoluna gitmeyip, içinde su ve belli oranda tuz bulunan aralıklı olarak suyu havalandırılan salamura kuyularında bekletmelerini öneriyoruz.

Tüccarların bu heveslerini kursaklarında bırakırlar. Tüccar gerçek değeri vermek zorunda kalır.

Üreticimiz ürününe sahip çıksın. Sahip çıkarsa para kazanır.

OYUNA GELMEYİN

Zeytinyağı fiyatı da geçtiğimiz yıl çok yükselmişti. Bu yıl fiyatları düşürdüler. Ne oldu ki geçen yıl 20-25 lira olan zeytinyağı bu yıl 10 liraya düştü? Tüccar ‘Rekolte fazla biz nasıl olsa düşük fiyata alırız’ diye düşündü. Üreticinin bu oyunlara gelmemesini istiyoruz."

* * *

Marketten aldığınız zeytinyağının fiyatına dikkat edin.

Üreticilerin gerçekleri, raflara nasıl yansıyacak görün.

* * *

Herkesin, her zaman iyi haberler alması dileğiyle…

Yazarın Tüm Yazıları