Kara tren gecikir, belki hiç gelmez mi?

Dile kolay, tam 152 yıl.Şarkılara, türkülere, filmlere konu olmuş.

Bir dönem "gazete, gazete" diye önünde toplanan çocuklarla Türkiye’nin dört bir yanına memleketten haberleri taşımış.

Acılara, anılara, sevdalara mekan, aracı olmuş.

"Tren gelir, hoş gelir" söylemi kulaktan kulağa yayılmış.

Dedim ya, 152 yıl.

Türkiye tarihinde önemli bir süreç.

Ve bu 152 yılın başlangıç noktası; Ege.

İzmir - Aydın arası.

Kara tren ilk yolculuğunu Ege’nin bu iki önemli ili arasında yapmış.

1866 yılında.

Daha çok İngiliz ticareti için.

Sonra Türkiye çapında yaygınlaşmış.

Her yere ulaşmış.

1960’lı yıllarda "Alamanya furyası" başladığında hasretin de, özlemin de, umudun da başkenti olmuş garlar.

Ve gitmiş, gelmiş kilometreleri kara tren.

Sonra hızlı trenler, metrolar, hatta uçaklarla yarışanlar...

Peki bu yarışın neresindeyiz?

Bir karayolları furyası çıktı da...

Hem deniz ülkesi Türkiye’de deniz ulaşımı, ticareti unutuldu, hem de demiryolu taşımacılığı...

Ulaşımda payı yüzde 3’ler, 5’ler düzeyinde.

Peki bu yanlış değil mi?

Karayollarında yaşanan kazalar bize hiç ders olmuyor mu?

Yeni bir planlama gerekliliği...

Deniz ve demiryollarını ulaşımda daha çok kullanma zorunluluğu...

Şimdilerde Ankara - İstanbul arası hızlı tren hattı.

3 saatte ver elini Ankara...

İyi de Türkiye’de demiryolunun başladığı Ege nerede?

Aydın, İzmir?

Nerede hızlı tren?

İstanbul - İzmir hattı?

Ya da... Ankara - İzmir hattı?

Umudun hangi garında el sallama zamanı...

152 yıl önce demiryolları devrimi yaşanan Ege’de demiryolu ağı ne zaman daha gelişecek?

Hızlı trenler...

Ya metro?

Demiryollarının taçlanmış şekli.

Rahmetli Ahmet Piriştina’nın 2008 sözü daha ne kadar sarkacak?

Metrodaki sancı ne zaman bitecek?

İzmirli dört dörtlük metro ulaşımı mutluluğunu ne zaman yaşayacak?

152 yılda demiryolları nereden nereye gelmiş...

Hani şarkıdaki gibi mi; "Kara tren gecikir / belki hiç gelmez..."
Yazarın Tüm Yazıları