Kahire’de yumuşak geçiş dönemi hazırlığı

MISIR’da hükümet karşıtı gösterilerin 10. gününde hükümet halktan özür diledi.

Haberin Devamı

Evet özür diledi ve olaylarla ilgili araştırma başlatılacağını söyledi ama bakalım Mübarek’e istediği “yumuşak geçiş” imkanı tanınacak mı?
El Baradey, Hüsnü Mübarek’e “Cuma gününe kadar çekil” demişti.
Bugünkü gösterilere katılımın boyutu ne olacak belli değil ama zaman geçtikçe muhalefet arasında çatlaklar da ortaya çıkıyor.
“Irak ortada, demokrasi hızlı değişimlerle gelmez” diyen sıradan insanların sayısı önümüzdeki günlerde artacak gibi duruyor.
İstenmeyen bir şey oldu. Türkiye’nin başı çektiği arkasından ABD ve İngiltere, Almanya Fransa’nın aynı gün Mısır’a ulaşan mesajları, ayaklanmanın “Batı” dizaynı olabileceği şüphesini, o olmasa bile “oyuna gelmeme uyanıklığını” tetikledi.
Çok değişik kaynaklardan gelen yorumlarda böyle bir eğilimin yavaş yavaş ortaya çıktığı görülüyor.
“Demokrasi istiyoruz, ama 30 yıllık bir diktatörlükten demokrasiye yavaş geçmeliyiz, kurumsal değişimi hazırlamalıyız” diyen yorumlara dünden itibaren daha sık rastlamaya başladım.
Başbakan, basın toplantısı sırasında muhalif güçlerle diyalog sürecinin başladığını da söyledi.
Müslüman Kardeşlerin tavrı belli. Daha önce yaptıkları açıklamada bu çağrıya karşı çıkacaklarını açıkladılar.
Ama diğer parti ve örgütlerin ne yanıt verecekleri henüz belli değil.
    
MISIR, Tunus değil. Irak da değil.
Büyük bir kültürün birikimini damarlarında taşıyan insanların ülkesi. Evet yoksulluk, eğitimsizlik çok fazla. Ama eğitimlilerin kalitesi de yüksek.
Irak’ın ambargolar altında, takatsiz kalan halkı gibi değil Mısır halkı.
Burası Necip Mahfuzların ülkesi. Bir gecede tankla üzerinden geçilemeyeceği gibi, bir düdükle güruhlaşacak bir halk da değil.
O yüzden de, zaman geçtikçe denklemler değişebiliyor, yeni unsurlar devreye girebiliyor.
Eğer yeni hükümet, halkın önemli bir kısmını rahatlatacak adımlar atabilirse değişim dönemi eylül ayına kadar sürer. Sürmezse ne olur? Onun yanıtı yok.

Haberin Devamı

TÜRKİYE’nin Tunus’ta olduğu gibi Mısır’da da halkın sesini duymakta geciktiği bir gerçek.
Evet Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, iki açıklama yaptı ilkinde halkın sesine kulak vermeye çağırdı Mübarek’i, ikincisinde daha ileri bir adım atması gerektiğini söyleyerek üstü kapalı bir biçimde koltuğu bırakmasını istedi. Takvim istedi, aynı saatlerde İngiltere Başbakanı David Cameron’un dile getirdiği gibi.
Ortadoğu’da örnek alınacak bir ülke, bölgesel bir güç olmanın ilk adımı, dışarıya telkin edilen değerlere sahip olmaktan geçer.
Mısır’da demokrasi güçlerinden yana tavır almak, aynı zamanda içeride o ülkenin kendi halkına demokrasi taahhüdüdür.
Kendi ülkesinde halkın taleplerine kulakları kapalı olan bir hükümetin, Ortadoğu’daki demokrasi taleplerine hassas olabilmesi mümkün mü?
Zaten de olmadı. Yüzümüzü güldüren açıklama, demokrasi değil, Washington’dan gelen mesajlara duyarlılık sayesinde geldi.
Bu çıkışa Kahire de şaşırdı. Batı’nın ülkenin iç işlerine karışmasından yakınan Mübarek Yönetimi, isim isim ülkeleri sayarken en fazla Türkiye’ye hayret ettiğini gizlemedi.

Yazarın Tüm Yazıları