Kafası karışık olmak

KOMPLO teorilerinden nefret ederiz. Bunların gereksiz olduğunu savunmuyoruz. Ama bu "kuş gribi" meselesi itiraf edelim ki kafamıza takıldı kaldı.Tabii konu bizim bilgi birikimimizden çok ayrı bir uzmanlık alanına girdiği için cesaret ve iddia ile bir laf edemiyoruz.

Dahası bazı "komplo teorisyenlerinin" ortaya attıkları, "Kuş gribi eğer göçmen kuşlar tarafından getirildiyse neden öteki ülkelere de bu virüsü taşımadılar? Bu kuşlar sıcak iklimlere ulaşmak için sadece Türkiye üzerinden mi geçiyorlar? Örneğin, Avrupa ülkelerinden geçen yok mu? Oralara neden bu virüsü taşımadılar?

Hadi o sürülerin enfekte olmadığını düşünelim, o zaman bize komşu ülkelerde örneğin Kafkasya’daki komşularımızda hastalık neden görülmedi?"
soruları var.

Eğer yanıt olarak "Evet ama hastalık önce Çin ve Moğolistan’da görüldü, lakin çevredeki ülkelerin bazılarında hiç görülmedi... Demek ki burada Türkiye’ye karşı bir komplodan söz etmek abestir" diyorsanız, karşı çıkacak değiliz. Lafa uzmanlar karışsın isteriz.

Keza... Virüsün değişime uğrayıp 1918’deki "İspanyol Gribi" salgını gibi, tüm dünyayı saracak bir felaket haline dönüşebileceği ileri sürüldü.

Tehlikenin hafife alınmaması için hatta İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Gencay Gürsoy basın toplantısı yaptı. "Kesilen kurbanlar nedeniyle" doğabilecek sorunlara dikkati çekti. Biz de burada, o sese kulak verilmesi gerekir dedik. Hatta Anayasa’nın salgın hastalıklar nedeniyle alınabilecek olağanüstü önlemlere ilişkin hükümlerini anımsattık.

Bakıyoruz 25 ilde "virüs" saptanmış. Yani olay yayılıyor. Hastanelerde yatan, teşhis konmuş hasta sayısına ilişkin son rakamı bilmiyoruz ama herhalde 50’yi bulmadı. Ölenlerin sayısı da yanılmıyorsak 5.

Tedbir almak elbet gerekli. Ama bakıyoruz Adana’da tavuk yetiştirici bir işadamının, satışları düşünce 300 kg. tutarındaki tavuklarını kestirip kızartarak halka dağıttığı bildiriliyor.

Aydın Valisi -dostumuz- Mustafa Malay, "iyi pişirildiğinden emin olduğu" tavuk etini yediğini söylüyor.

Eğer tüm bunlar mümkün ise... Bu kadar panik niye?

Anımsar mısınız? Bir iki yıl önce Amerika’da bir Antrax korkusu yayılmıştı. Birkaç zarftan Antrax denen hastalığı yayan toz çıktı diye kıyamet kopmuştu. Çünkü yetkililer "Antrax" mikrobunun biyolojik savaş silahı olarak ABD’ye gönderildiği iddiasındaydı. Ama sonra bir şey çıkmadı. Kimse de "Ne oldu Antrax" diye sormadı.

Aklımıza bir de 2000’e gireceğimiz aylardaki "Y2K" paniği geliyor:

O zaman, "Bilgisayarlarımız yılları dört sayı ile (2000 gibi) gösterecek şekilde değil iki sayıyı (1999 yerine 99 gibi) gösterecek şekilde programlanmıştır. O yüzden herkes bilgisayar sistemini yenilesin, yoksa bankalardaki hesaplar karışacak, uçak tarifeleri birbirine girecek. Dünya ekonomisi müthiş bir keşmekeş yaşayacak" dendi.

O yüzden bilmiyoruz kaç yüz milyar dolar para harcandı.

Sonunda yanılmıyorsak, bir kuruş harcamayanların işlerinde de hiçbir karışıklık olmadı.

Hani şeytan ister istemez dürtüyor... Bir komplo var mı?
Yazarın Tüm Yazıları