Kadın cinselliğini yazmak

Yazar için kolay değildir; çünkü eninde sonunda kendi cinselliğinize gelir dayanır konu.Hele kadınsanız, daha da zordur.

Romandaki kadının yazarın kendisi olduğu düşünülür hemen.
Yok kendisi olduğunu saklamadan yazsa, bu sefer işin içine magazin girer. Herkes az çok meraklıdır magazine.
Ne kadar “cool” olursa olsun, Türkiye’de yaşayan hiçbir kadın bu baskıyı hissetmeden edemez.
Bu yüzden, Elif Şafak’ın “Roman Kahramanları” dergisinin soruşturmasına verdiği cevaba katılmamak elde değil: “Erkek yazarların yazdığı kadın roman karakterleri, kadınların yazdıklarından daha özgür yaşıyor cinselliklerini.”
Hande Öğüt de hatırlatmış: “Adalet Ağaoğlu bir kadının erotik rüyalarını yazdığında başına neler geldi biliyoruz.”
¡¡¡
Derginin sorusu şu: “Türkiye’de kadın roman kahramanları cinselliklerini özgürce yaşayabiliyor mu?”
Benim de fikrimi sordular, “Romanda asıl olaylar kahramanlar arasında değil, yazanla okuyan arasında geçer” dedim: “Bu yüzden kahramanların cinsel özgürlüğü yazarınkinden ayrı düşünülemez.”
Doğan Hızlan bana sormuş: “Bu erkek bakış açısı olabilir mi?”
Galiba öyle: Ama bu erkeklerin tamamen özgür olduğu anlamına gelmiyor. Kadınlar kadar olmasa da biz de baskı altındayız.
Cinselliği garip bir riya içinde yaşıyoruz burada. Hem sürekli onu düşünüyor hem de “skandal” sayıyoruz.
Kadın yazarlar kendilerini frenliyorlar bu yüzden. Biz de kadın cinselliğinin yazar elinden çıkmış, rafine halinden mahrum kalıyoruz.
Yazarlar kalemlerine ket vurunca cinsellik üzerine söylemlerimiz çadır tiyatrosu düzeyine iniveriyor.
Merak ediyorum: Bu konuda daha dürüst bir toplum olsaydık kadın edebiyatçılarımız nerelere kadar giderlerdi.
Sevgilisi orgazm olamıyor diye sevişirken strese giren kadının matrak öyküsünü yazan İsveçli kadın yazar burada yaşasa ne yapardı.

Kış sporları varmış

Erzurum’daki Üniversitelerarası Kış Oyunları’nda, buz hokeyinde Çeklere 16-0 yenilmişiz. Gençlerimiz üzülmesin: Galip sayılır bu yolda mağlup!
Kış sporları bugüne kadar uzaktan baktığımız bir olaydı. Sayelerinde hatırladık ki meğer biz de yapabiliyormuşuz. Bizim de hokeycilerimiz, patencilerimiz, kayakçılarımız varmış!
Karlı dağlar uzak değilmiş. Kış sadece yolları kapanan köyler, haber alınamayan askerler, don tehlikesi sayılmazmış.
Yedikleri her gol için buz hokeyi takımımıza teşekkür etmemiz lazım: Bize sporun ve kışın güzelliğini hatırlattıkları için.

Büyükerşen ne yapsın

Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in DSP’den ayrılması tartışmalara yol açtı demeyi isterdim ama pek öyle olmadı.
Hele “Ecevit’ten sonra partinin misyonunu doldurduğu” tespitine itiraz edecek sanmam ki çıksın. Zaten parti yönetimi de itiraz yerine kendisini istifaya davet etmiş.
Bugüne kadar DSP’de kalarak vefa örneği göstermişti Yılmaz Büyükerşen. Bunca yıldan sonra vicdanının rahat olduğunu tahmin etmek zor değil.

İncir Çekirdeği

Çok daha önemsiz şeyler için sertifika gerekirken anne-babalığın herkese serbest olması ne garip.
Yazarın Tüm Yazıları