Jüri kalp krizi geçirecek reytingler tavan yapacak

Ünlü mizah yazarı Vedat Özdemiroğlu’ndan yine güzel bir malzeme çıktı bu köşeye...

Özdemiroğlu, Uykusuz’da yazdı, lafı uzatmadan ona bırakalım:
“ıki yıl önce bir yapımcı aradı, komedi yetenekleri yarışmasında, komedyenlerin metinleri için espriler istedi. Anlaştık, tamam dedim, ekiple tanıştım. Anladım ki ilk şahıs, mevlit şekerinin tepesindeki lokummuş! Diğerleri kolpa, drav! O kadar ki, toplantıda ‘Canlı yayında jüri üyelerinden biri kalp krizi geçirecek, sedye gelecek, reyting gelecek’ dedi biri. ‘Hadi canım, öyle bir oyuncu, böyle bir şey yapmaz’ dedim. ‘Kabul etti’ dediler. ‘O kadar yaşlı teyze, amca seyrediyor bunları, onlar inanacak, yazık değil mi’ dedim. Ayıp diyemedim de ‘yazık’ dedim. Neden sonra (!) vazgeçtiler...”
Vay, vay, vay.... Tezgâhı görüyor musunuz sevgili okurlar? Oyuncumuz kalp krizi geçirecek, reytingler tavan yapacak!
Tahmin ettiniz mi o oyuncunun kim olduğunu? Bir ipucu vereyim; aynı toplantıda “TV izleyicisinin ortalama eğitimi ilkokul 4” denmiş.
Tanıdık geldi mi size bu açıklama? Biraz hafızanızı yoklayın, hatırlayacaksınız.
“Halk bunu istiyor” falan, bunların hepsi palavra... Halk siz ne verirseniz onu alır.
Vakti zamanında bu halk, kış olimpiyatlarını takip ederdi, Wimbledon’ı kaçırmazdı. (Örnekleri siz çoğaltın.) O zaman TV izleyicisinin seviyesi üniversite düzeyinde miydi?
Tamam şimdi çok kanal var, rekabet büyük ama çirkeflik de büyük. Kalp krizi geçirecekmiş, reyting gelecekmiş!
Vallahi yazarken bile asabım bozuldu...

Ya Altın şeftali ödülleri de dağıtılırsa

7. Uluslararası Gezici Filmmor Kadın Filmleri Festivali kapsamında, Türk sinemasındaki cinsiyet ayrımcılığına dikkat çekmek için erkek egemen filmlere “Altın Bamya” ödülleri verilecekmiş.
Amaç, kadınlara dair oluşan cinsiyetçi bakışın kanıksanır kılınmasını eleştirmekmiş.
Evet, Türkiye’de her 10 kadından dördü dayak yiyor, hâlâ erkek egemen bir toplumuz, buna karşı çıkılmasına kimsenin itirazı yok. Ancak seçici kurulda yer alan Alin Taşçıyan ve diğer arkadaşlar ödüle aday filmlerin seçiminde kendilerini kasmışlar.
şimdi aday filmlerden “Üç Maymun”da Nuri Bilge Ceylan, Hatice Aslan’ın canlandırdığı, kocası tarafından dövülen, töre zihniyeti içinde intihar etmesi istenen anne karakterini perdeye taşırken cinsiyet ayrımcılığı mı yapıyor?
Tabii ki, hayır. Ceylan, bu karakterle kadınlara uygulanan çifte standardı da eleştiriyor olamaz mı? Aynı şekilde diğer aday “Issız Adam”, kadınları hor gören bir yapıt mı Allah aşkına!
Hepsini geçtim, cinsiyet ayrımcılığı da sinemanın konusu değil mi? Bu ayrımcılığı betimlemek için dayak yiyen anneyi göstermek kadın düşmanlığı mı oluyor?
Feministlerin en temel arızaları da burada yatıyor aslında. Hepsi için konuşmuyorum ama bazıları erkek egemen ideolojiye karşı çıkmak yerine toptan erkek düşmanlığı yapıyorlar.
Ya ödülün ismine ne demeli! Tamam, komik ve akılda kalıcı ama ‘bamya’ metaforu cinsiyet ayrımcılığının daniskasıdır.
Sanki bu metaforun altında da erkeklerden intikam alma isteği yatıyor.
Düşünsenize, ya feministlere gıcık olanlar da çıkıp (çok afedersiniz, özür dileyerek yazıyorum) “Altın şeftali” ödülü dağıtırlarsa?

KıM NE DEDı

? “Arda iki gol atar, olay unutulur. Ya ben?”
(Arda Turan’ın eski sevgilisi Nazlı Öztürk, internete sızan fotoğrafları yorumlarken...)
? Melih Gökçek: “Karayalçın kredi alarak metroyu bitirecekmiş. Nasıl bitireceksin, kim kredi verecek? İktidarda olan biziz!”
? “En büyük fantazim, en sevdiğim şehir olan Madrid’deki Santiago Bernabeu’da seks yapmak.”
(Hırvat futbolcu Dino Drpic’in eşi Nives Celsius’un sözleri bunlar... Bence kesin yapar. Çünkü bu çiftin Dinamo Zagreb’in sahası Maksimir’de seks yaptığı ortaya çıkmış ve Drpic, Karlsruher’ye satılmıştı.)
Yazarın Tüm Yazıları