İşte bütün mesele bu!

İşsizlik azalıyor mu? Rakamlar muhtelif... Kimi "İşsizlik geriledi, yüzde 6’ya düştü" diyor, kimi "İşsizlik yüzde 9’a indi" diye iddia ediyor.

Hangisi doğru peki? Hiçbiri doğru değil...

Edindiğim bilgilere göre işsizlikte azalma filan olmadığı gibi tam tersine artış var.

İş arayanların sayısı az görünüyorsa bu, insanların iş bulma umutları kalmadığı için iş aramaktan vazgeçmeleri nedeniyledir.

Türkiye’de çalışma çağında olan kişi sayısı 52 milyondur. Çalışma oranı, toplam işgücü nüfusu içinde yüzde 48.5’tir. Geriye kalan yüzde 51.5 insan, yani Türkiye’nin yarısından çoğu, tembel ve miskin olduğu için mi çalışmıyor? Hayır! İnsanlarımız iş bulamadığı için boşta geziyor!

Nüfusumuzun üçte birinden fazlası açlık ve yoksulluk sınırında yaşarken çalışmayı istememek herhalde mantıklı değildir.

İnsanları barış içinde bir arada yaşatmak istiyorsanız, önce işsizliği önleyeceksiniz. Herkesin karnı doyacak. İşte bütün mesele bu...

Ülkede ne yazık ki gerçek işsizlik, birtakım rakam oyunlarıyla saklanıyor.

Resmi kayıtlara göre iş arayıp da bulamayan kişi sayısı 2 milyon 344 bin... "İşsizlere İş Bulma Dernekleri"nin araştırmalarına göre ise Türkiye’deki işsiz sayısı 10 milyon 500 bin...

Hangisine inanalım?

Bu konuda en yetkili kişilerden biri CHP Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’tür. Ensar Bey milletvekili olmadan önce uzun yıllar Türkiye’de İşsizliği Önleme Dernekleri"nin başkanlığını yapmış, yıllarını işsizlere iş bulma çabalarıyla geçirmiştir. Hálá da tüm gücüyle bu konuda çalışmalar yapmaya devam ediyor ve diyor ki:

"Devletin açıkladığı rakamlar yanlış, hem de çok yanlış... Tamamen aldatmacadan ibaret... İktidarın isteği üzerine böyle rakamlar çıkarıyorlar. Türkiye’de iki buçuk milyon civarında işsiz var deniliyor. Bu kadar az işsizimiz olsa ne kadar mutlu olurduk! Açıklanan rakamları en az dörtle çarpmak lazım! Türkiye’de işsizlik ürkütücü boyutlarda ve tüm kötülüklerin önde gelen sebeplerinden de biri!"

* * *

İşsizlik gibi enflasyon da káğıt üzerindeki rakamlarda düşük çıkıyor. Haziran ayında düşüğün de ötesinde (eksi) çıkardılar! Oysa çarşıda-pazarda durum pek öyle değil. Birçok önemli tüketim maddesi, enflasyon hesaplamasına alınmayınca bunun doğal sonucu olarak rakamlar düşük çıkıyor.

Bizde küçülen enflasyon, "Eşek ile sıpa" hikáyesine benziyor.

Çobanın köy yerinde lakabı "Eşek" imiş... Eşek aşağı, eşek yukarı... Karısı dayanamamış:

"Git ağaya yalvar, yakar, senin bu lakabını değiştirsin."

Çoban gitmiş, bir süre sonra güle oynaya gelmiş:

"Müjde hanım! Değiştirdi, değiştirdi! Artık bana ’Eşek’ demeyecekler."

Karısı sormuş:

"Ya ne diyecekler?"

Çoban sevinç içinde cevap vermiş:

"Artık lakabım ’Sıpa’ oldu. Sıpa diyecekler!"

Karısı "Allah müstahakını versin" demiş, "Sen yine büyür eşek olursun!"

Kıssadan hisse... Dileriz bizim enflasyon büyümez, sıpa olarak kalır!
Yazarın Tüm Yazıları