Herkesin TV yıldızı olmasına üç yıl kaldı

ABD’nin New Jersey eyaletindeki Bell Laboratuvarları’na bu ikinci ziyaretim. Daha önce 1991’de gezmiştim. Aradan tam 17 yıl geçmiş.

17 yıl önceki ziyaretimde yeni keşifleri olan fiber-optik kabloların kullanımını ekonomikleştiren optik amfiyi gururla tanıtmışlardı. Bu devrimci buluş olmasa İnternet kullanımı bugünkü gibi asla yaygınlaşamaz, uluslararası telefon görüşmeleri 10 kattan fazla ucuzlamış olmazdı.

Yeni icatları sayesinde ABD ile Japonya arasına fiber-optik kablo döşemişlerdi. Bell laboratuvarlarının o yıllardaki sahibi AT&T’nin aboneleri Japonya ile artık bu yeni kablo üzerinden telefon görüşmesi yapıyorlardı.

Müşterilerden gelen bir şikayeti ve getirdikleri çözümü aktardılar. Fiber-optik kablo üzerinden yapılan görüşmelerde ses kalitesi o kadar yükselmiş ki müşteriler artık alıştıkları paraziti duymuyor olmaktan huzursuz olmuşlar. "Ses o kadar berrak ve gecikmesiz ki Japonya ile konuştuğumuzu anlamıyoruz, şehiriçi konuşmalarımızda bile daha fazla parazit var". AT&T de çözüm olarak hatlara yapay parazit katmış.

Bell Laboratuvarları bugün artık Alcatel Lucent’ın. Neredeyse hergün yeni bir icadın yapıldığı dev laboratuvardaki bini aşkın bilim adamı, Alcatel Lucent için teknoloji geliştiriyorlar.

Tanıttıkları yeni teknolojilerden bir kısmı yine fiber-optik kablolarla ilgiliydi. Bu teknolojiler sayesinde fiber-optik kabloların kapasitesi 17 yıl öncesine göre 100 kat artmış durumda. Ticari olarak üç yıl sonra kullanılması planlanan Alcatel teknolojisi, fiber-optik kabloların hızını 100 Gbit’e çıkartacak.

Bunun anlamı HDTV kalitesindeki dijital yayınların evlere İnternet üzerinden ulaşması demek. Bu da TV yayınlarının şu anda olduğundan çok farklı olması anlamına geliyor. Çok değil, sadece üç yıl sonrasının evlerinde TV artık karşısına geçip pasif olarak izlenen bir cihaz olmaktan çıkacak.

TV programlarını seyretmek için yayın akışındaki yayın saatinin beklenmesine gerek kalmayacak. İstediğimiz programı, canımız çektiği anda seyretmeye başlayabileceğiz. Reklamlar kişiye özel olacak. Yani reklam kuşağı başladığında, her TV’de şimdi olduğu gibi aynı reklam değil, farklı reklamlar gösterilecek.

Web kameraları aracılığıyla seyirciler de programın bir parçası olacaklar. Canlı yayınlara görüntülü olarak bağlanacaklar.

Belediyelerin sigara karnesi

Sigara yasakları başlayalı bir ay oldu ve sigara dumansız bir dünyada yaşama özgürlüğü getiren yasayı hangi belediyenin ne denli uyguladığı da meydana çıkmaya başladı.

Son bir ay içerisinde ziyaret ettiğim alışveriş merkezlerinden gözlemleyebildiğim kadarıyla; İstanbul’un dört büyük ilçesinde durum şöyle.

Sigara yasaklarını en iyi denetleyen belediye Beşiktaş Belediyesi. Beşiktaş Belediyesi sınırlarındaki Akmerkez sigara dumanından tamamen temizlenmiş durumda. Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal sayesinde Beşiktaş medeniyet sınavında en yüksek notu alan ilçe.

Şişli’de durum biraz daha kötü. Cevahir, Akmerkez kadar iyi, ancak City’s’deki restoranların bazılarında yasağa uyulmuyor. Hele Kanyon’da durum daha da vahim. İlk günlerde avlunun bir bölümünde başlayan vurdumduymazlık, hızla tüm katlara yayılmaya başlamış durumda. Alışveriş merkezleri arasından haksız rekabet yaratan bu duruma mutlaka müdahale edilmesi gerekiyor. Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün yeni başlattığı fahri müfettiş uygulaması ise her belediyeye örnek olabilecek bir uygulama. Ne denli başarılı olduğunu zaman gösterecek.

Sarıyer Belediyesi medeniyet sınavında vasat bir performans sergiliyor. İstinye Park’ta sigara yasağını delen restoran sayısı fazla. Sarıyer Belediye’sinin daha iyi denetim yapması şart.

Sınırları dahilindeki alışveriş merkezlerini ziyaret etme fırsatı bulabildiğim ilçeler arasında en kötüsü ise Bakırköy. Bakırköy Belediyesi sınırlarındaki Galleria’da sigara yasağı kimsenin umrunda değil. Alışveriş merkezinin görevlileri bilgisiz, belediye ilgisiz.

İstanbul’daki diğer ilçelerle, İstanbul dışındaki ilçelerdeki durumu ise sizlerden bekliyorum. Gözlemlerini lütfen yazın, buradan aktarayım.
Yazarın Tüm Yazıları