Her şey Kıbrıs'ta düğümleniyor

Ferai TINÇ
Haberin Devamı

Dışişleri Bakanı İsmail Cem dün Avrupa Bakanlar Konseyi toplantısına katılmak üzere geldiği Strasbourg'da ‘‘Her şey geliyor Kıbrıs'ta düğümleniyor’’ diyor.

Avrupa Birliği kararının kesinleşeceği Lüksemburg Zirvesi öncesi yoğunlaşan temaslardan Türkiye Dışişleri Bakanı'nın çıkardığı sonuç bu.

Ne Türkiye ile Yunanistan arasındaki Ege sorunları, ne insan hakları, ne de ortaya atılan diğer gerekçeler.

Türkiye üzerindeki baskılar Kıbrıs konusunda yoğunlaşıyor.

Cem, Avrupa Birliği Dışilişkiler Komisyon Başkanı Hans Van Den Broek ile Ankara'daki görüşme sırasında bu konunun iyice ortaya çıktığını söylüyor.

* * *

TÜRKİYE ve Yunanistan başbakanlarının Girit toplantısı her iki tarafın da tehlikeli gelişmelere dikkat çekmesi ve durumun düzeltilmesi gerektiği üzerinde görüş birliğine varılmasından öteye geçmiyor.

Değil iki ülke arasındaki gerilimi azaltacak mekanizmaların oluşturulması, Başbakan Mesut Yılmaz'ın özel temsilci atama önerisi bile Yunanistan'da büyük gürültü kopartıyor.

Yunanistan Başbakanı Simitis bu öneriye sıcak bakıyor ama cevap vermiyor. Haber duyulunca ise Atina'da ortalık karışıyor.

Girit toplantısı, bu yıl içinde Türk ve Yunan yetkililer arasında daha önce gerçekleşen iki buluşmanın akıbetine uğruyor.

Yunanistan'daki iç politika çekişmelerinin kurbanı oluyor.

Hatırlarsınız bu yaz Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Büyükelçi Onur Öymen ile Yunanistan Dışişleri Bakan Yardımcısı George Papandreu, Atina'da düzenlenen bir panelde biraraya gelmişlerdi.

Uzun bir süreden beri ilk kez Türkiye'den üst düzey bir yetkilinin Atina'yı ziyareti açısından çok önemli olan bu toplantıdan sonra Öymen bir gece önce Yunan Dışişleri'nin iki bakan yardımcısıyla birlikte yemek yediğini ve görüşmelerin olumlu geçtiğini açıklayınca gürültü kopmuştu.

BM Genel Kurulu sırasında Cem-Pangalos görüşmesi de aynı şekilde başarısızlıkla sonuçlandı. Yunanistan Dışişleri Bakanı Pangalos'un hakaret dolu açıklamaları zihniyet değişikliği gerçekleşmeden yakınlaşmanın ne kadar zor olduğunu gösteren ikinci tecrübeydi.

Washington ve Avrupa'yı memnun etmek için yapıldığı izlenimi veren görüşmelerin Türkiye, Yunanistan'ın bütün taleplerine ‘‘evet’’ demedikçe hiçbir sonuç vermeyeceği artık iyice anlaşılıyor.

Bu ‘‘evet’’lerin ilkini ise Türkiye'nin Kıbrıs konusunda söylemesi isteniyor.

Yunanistan'ın rahatlığı Avrupa üyesi olarak Birliğin tam desteğini arkasında hissetmesinden kaynaklanıyor.

* * *

ÖNCEKİ gün Paris'te Fransız ve Alman Başbakanları Türkiye'yi konuşuyorlar.

Türkiye'nin Avrupa haritasındaki konumu yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Almanya, Uluslararası Konferansı sonunda kabul ediyor. Ancak Fransa'nın ortaya attığı konferans fikrinin sulandığı anlaşılıyor.

Sadece aday ülkelerin katılacağı ve AB ile aday ülkeler arasındaki kurumsal diyalog mekanizmasını oluşturacak konferans yerine Almanya'nın Avrupa Birliği üyesi olmak isteyen tüm üyeleri kapsayacak daha gevşek bir platforma yanaştığı ortaya çıkıyor.

Türkiye'nin bu platforma dahil edilmesi kesin gibi görünüyor. Ancak nasıl bir perspektif verileceği açık değil.

Kıbrıs ile tam üyelik müzakerelerine başlayacak olan Avrupa, Türkiye'ye net bir perspektif vermezse gelecek yıl Kıbrıs'ın Türkiye-Avrupa ilişkileri önündeki en önemli konu olarak sivrileceğini söylemek için kahin olmaya gerek yok.

İsmail Cem'in dediği gibi ‘‘Her şey Kıbrıs'ta düğümleniyor’’.

Yazarın Tüm Yazıları