Her şey beni bulur

Serdar TURGUT
Haberin Devamı

Bizim ailede önemli bir sorun var.

Şöyle ki; başta babam olmak üzere ailemizin ileri gelenleri benim zekâ düzeyimdeki evrimin 17 yaş civarında durduğunu düşünüyorlar.

Babam, bunca üniversite bitirmeme, kitap okumama ve 42 yaşında olmama rağmen hâlâ hayattaki her konuyu seksüel boyutuyla görme huyuma çok üzülüyor.

Hatta bu konuda panik içinde, çünkü çok kısa süre içinde Hürriyet Gazetesi'nden kovulacağımı anlatıyor bana hiç durmadan.

Son beş yıldır yapıyor bunu.

***

Haklı olabilirler. Onları böyle düşünüyorlar diye kınamıyorum.

Ancak ben de haklıyım be kardeşim!

Feleğin sillesini durmadan yiyorsam suç bende mi yani, lanet olsun be!

Yani ben de normal olmak istiyorum, hep ciddi şeyler düşünmeye çalışıyorum...

Ben de rutin olabilmek istiyorum...

Ama olmuyor, hayat bana oyun oynuyor.

Sanki bir kötü büyü altındaymışım gibi hissediyorum kendimi.

Hangi konuya el atsam, ne kadar uzak durmaya çalışsam da seks kapımı gelip kendisi çalıyor.

***

İnanmıyorsunuz belki bu dediğime.

Komiklik olsun diye söylediğimi sanıyorsunuz büyük ihtimalle bunları...

Ama değil, inanın bana.

Bakın başımdan geçen son olayı anlatayım size.

Salı akşamı evde oturmuş televizyon karşısında ruhi komaya giriyorduk.

23.15 civarında telefon çaldı.

İlginç bir haber gelişmesini anlattı telefondaki arkadaşım.

ABD Başkanı Clinton, Beyaz Saray'daki basın toplantısında Amerikan halkının 21'inci yüzyıla girilirken en önem vermesi gereken işlerden bir tanesinin Türkiye'nin Avrupa'ya katılımı olduğunu söylemişti.

O saatlerde gıcıklık katsayım daha da arttığı için arkadaşıma bizim aile olarak Türkiye'nin Avrupa'ya katılmasına karşı olduğumuzu, İran ile işbirliği yapmamız gerektiğini söyledim.

O da bana sövdü ve telefonu kapadı.

***

İçkimden bir yudum daha aldıktan sonra, gecenin o saatinde bana bu haberin neden verildiği üzerinde düşündüm.

Sonra benim de gazeteci olduğum, benim de bu memleketin geleceği ile ilgili sorunlara ilgi duyarmış gibi davranmam gerektiğini hatırladım.

Benim profesyonel heyecanlarım genelde üç dört dakika sürer. Bu üç dört dakika içinde yapacağımı yaparım, sonra tamamen işi unuturum.

Bu nedenle tüm muhabirlik yaşamımda bütün izlediğim basın toplantılarının sadece ilk dört dakikasını hatırlayabiliyordum.

Gariptir ki buna rağmen yazdığım yüzlerce bu tür haber gazetelere manşet oldu.

Ve hatta basın toplantısının tümünü özetlemeye çalışan bazı gazeteciler işten bile atıldılar.

Neyse, bu tamamen farklı ve bambaşka trajediler içeren bir başka yazı konusu.

***

O geceki heyecanım bir dakika bile sürmedi.

Fakat Clinton'ın bu dediklerinden biraz daha fazla heyecanlanmam gerektiğini biliyordum.

Beni dürtecek bir şeyler yapmalıydım.

Hemen odama gittim, bilgisayarımı açtım ve İnternet'e bağlandım.

Amacım Beyaz Saray'ın İnternet adresine bağlanıp, Başkan Clinton'ın basın toplantısının tam metnini okumaktı.

İnternet adresi olarak ‘www.whitehouse.com’ yazdım ve düğmeye bastım.

***

İşte ne olduysa ondan sonra oldu.

Başta dedim ya üzerimde bir büyü var, ne yapsam ucu sekse bağlanıyor diye anlatım ya...

İnternet adresini girdim ve ekranda aniden bir fıstık belirdi.

Sarı saçlarını arkaya dalgalandırmış, yırtmacını açmış üstüme doğru geliyordu.

Sonra diğer fotoğraflar da gelmeye başladı ekrana.

İlk önce bunu farklı yorumladım.

Beyaz Saray'ın ani bir çılgınlık sonucunda Başkan Clinton'ın hayatı boyunca yattığı kadınların çeşitli çıplak fotoğraflarını yayınlayarak, Amerikan halkını bilgilendirmeye başladıklarını düşündüm.

Sonra baktım ki bu ekrandaki kadınlar bayağı güzel. Başkan Clinton ise öyle bu konuda fazla titiz davranan bir insan değildi bildiğim kadarıyla.

En azından bu kadınlarla henüz daha ilişkiye girmemiş olduğunu kavradım birden.

Ekrandaki fotoğraflar en azından ilginçti.

Şimdi ne yazık ki bir aile gazetesinde yazmak zorunda olduğum için bu fotoğrafların ayrıntılı tarifini yapmam mümkün değil.

Evet evet.. WWW.WHİTEHOUSE.COM bir pornografi sitesiymiş.

***

Yani olacak iş mi bu?

En ulvi hislerle oturmuşum masama, iki dakikalığına olsa da gazetecilik yapayım diyorum, karşıma bu görüntüler çıkıyor.

Tabii meselenin başka bir yanı da var.

Benim asıl aramakta olduğum Beyaz Saray adresinde olabilecek hiçbir şeyin bu kazayla bulduğum adresteki kadar ilginç olabilmesi mümkün değildi.

Ve ben tedavisi mümkün olmayan bir zevk oportunisti olduğum için Başkan Clinton'ın laflarını o dakika unuttum ve bulduğum adresteki sonsuz olasılıkları keşfetmeye başladım.

***

Şimdi söyleyin bana suç bende mi, ha?

Ben daha ne yapayım, saçımı medya için süpürge mi edeyim ya!!

Yeter be, üstüme gelmeyin artık.

Bu arada diğer Beyaz Saray adresine ulaşmak isteyebilecek gerçek sapıklar varsa aranızda onun adresi ‘www.whitehouse.gov’, bilmem nüansı anladınız mı?

Yine bu arada benim e mail adresim de ‘turgut.superonline.com’.

Yazarın Tüm Yazıları