Hatay’da şirin bir Ermeni Köyü

GÜZEL yurdumun hemen her yerini gezdim, gördüm...

Gidemediğim birkaç yerden biri Hatay’dı.
Her zaman Hatay’a gitmek istedim ama yol gözümde büyüyordu.
Türk Hava Yolları şimdi, yurdun hemen her yanına ulaşıyor.
Bu hafta sonu eşim Emel ile birlikte (kişi başına gidiş-dönüş 276 Türk Lirası bilet ücreti ödeyerek) Hatay’a uçtuk. O uzun mesafeye göre bu ücret pahalı değil...
Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda Hatay bizim sınırlarımızda değildi, “Hatay Cumhuriyeti” adında bağımsız bir devlet vardı.
1939 yılında yapılan bir halk oylaması sonucu Hatay, Türkiye’ye iltihak etti. 71 yıldır bizim ilimiz. İnsanlarının büyük bir bölümü, laik Türkiye Cumhuriyeti’ne gönülden bağlı.

Hatay’da eski dostlarla buluştuk. Kemal Baytaş Ankara’dan gelmişti. Kısa bir süre, son siyasi olayları konuştuk.
CHP’li olmayan, fakat uzun yıllardır Baykal’la iyi diyaloğu olan Kemal Baytaş, son dönemde onun çok iyi muhalefet yaptığını ve partisini yükselişe geçirdiğini belirterek:
“Ben Baykal’ın istifasından yana değildim. Mücadeleye devam etmeliydi. Ancak o böyle düşünmedi. Bir süre sonra partisinin başına dönerse şaşırmamak gerekir. Karanlık şer odakları Türkiye’nin iyiliğini istemiyor. Bu oyunu bozmak lazım” dedi.
Yanımızda bulunan Hataylı işadamı Latif Karaali bu düşüncede değildi:
“Baykal artık asla dönmemeli, CHP yeni bir yapılaşmaya gitmeli. Aksi olur da, Baykal koltuğa dönerse CHP’de sıkıntı büyür, hem kendisi, hem partisi kaybeder” görüşünü savundu. Baykal konusunda bir fikir birliği yok!

Hatay’da siyaseti çok seven ilginç bir işadamı ile de tanıştık: Ayhan Kara... Hatay’ın köklü ailelerinden birine mensup. 2006 ve 2007 yıllarında Rusya’da “Turizm Taşımacılığının Lideri” seçilmiş. Türkiye Cumhuriyeti’nin yabancı ülkelerde tanıtılmasına yaptığı katkılar nedeniyle Türk Turizm Bakanlığı tarafından özel plâketle ödüllendirilmiş... Ankara Gazi Üniversitesi ve Moskova Devlet Üniversitesi mezunu. 1970 doğumlu. 4 yabancı dil (İngilizce, Rusça, Arapça ve İspanyolca) biliyor.
“Birikimimi ülkem için kullanma zamanım geldi. Bir yıl sonra (Temmuz 2011’de) yapılacak genel seçimde bağımsız aday olacağım” diyor. Hatay’ın köklü ve güçlü ailelerinden birine mensup olan Ayhan Kara çalışmalarına şimdiden başlamış. Bağımsız milletvekili olmak zor ama o zoru başarmak istiyor.

Hatay’da en ilgimi çeken, Ermeni vatandaşlarımızın yaşadığı “Vakıflı Köyü” oldu. Böyle şirin bir köy, Türkiye’de herhalde çok azdır.
Tertemiz yollar, yemyeşil bahçeler, sevimli küçük evler ve güler yüzlü insanlar...
Her şey o kadar temiz ve güzel ki, anlatmakla bitmez.
150-200 kadar Ermeni vatandaşımızın yaşadığı “Vakıflı Köyü”nde bir de küçük, sevimli kilise var. Yardım olsun diye kilisenin kutusuna para atıp birer mum alarak yaktık.
Mum yakanlar birer dilek adarlarmış. Biz, ülkemizin iyiliğini diledik.
Benim bir dileğim daha oldu ama onu ileride, zamanı geldiğinde açıklarım.
Eşim Emel, Vakıflı Kilisesi’nin avlusundaki küçük satış yerinde alışveriş yaptı, toplam 50 lira ödedi. Satıcı Ermeni kızlar çok güzel Türkçeleriyle teşekkür ettiler.
Bir Müslüman’ın, bir Hıristiyan Kilisesi’nde mum yakıp adak adaması ne kadar geçerlidir bilemiyorum, ama Tanrı temiz kalplerin sesini her yerden duyar diye düşünüyorum.
Hatay’da anlatılacak çok şey var. Romalılar devrinden kalan “Kral Mezarları” gibi.
Bir başka yazıda inşallah...
Yazarın Tüm Yazıları