Halis Dede, Nazlıcan Bebek….

Düşündükçe sinir oluyorum. Halis Üzmez olayını yazmayacaktım. Bilir kişiler zaten bolca yazdılar bu rezaleti.

Haberin Devamı

Adam düpedüz zavallı, bencil, ar damarları dumura uğramış, toplum, düzen umurunda değil. Aile mevhumu göçmüş gitmiş. Alzheimer falan da değil adam. Hani, “Ne yaptığımı bilemedim. Hatırlamıyorum. Aaa, eşim on yedi miydi? Ben onu elli sandım da aldım..” gibi bir durum da maalesef yok ortada.

Son golü de geçen gece ana haberde attı zat-ı muhterem. “Evlilik yaşı on beşe indirilsin” diyerek.

Toruna torbaya karışmış bir adam neden gider, on yedi yaşında eline erkek eli değmemiş bir kadın seçer? Bence şundan:

Gelmiş adam yetmiş küsur yaşına fakat hala içi az da olsa kıpraşmakta. Beden diyor başka bir şey, ruhu istiyor başka şeyler. Belli ki cinsellikten emekli etmemiş kendini daha. Ayda yılda bir iki de olsa, niyeti cinsel yaşama devam etmekten yana.

Eee ne yapacak bu durumda?

Haberin Devamı

Şimdi gidip kırklarında, ellilerinde bir hatunla takılmaya kalksa olmayacak. Netice, “Fıs!..”

O yaşa gelen kadında tecrübe var haliyle, ayvayla armutu rahatlıkla ayırabilir. Adam da ister mi, rezil olmayı bir kadına?

Geriye kalıyor tek çare. Öyle birini bulacak ki, o kadının “ilk erkeği” olacak.

Kadın daha önce cinselliği tatmamış olacak. Hatta bu konuların ayıp sanıldığı, üstü kapatıldığı bir ortamda büyümüş olacak. Cinsel bilgisi de yok kadar az olacak.

Kendi zevkleri doğrultusunda, hamur misali yoğuracak tecrübesiz kadınını…

İşte bizim adam için biçilmiş kaftan.

Bu gece olmadı mı?

Adamdan cevap, “Zaten hemen bir seferde olmaz kınalı kuzum. Sonra korkarsın diye yavaş yavaş, alıştıra alıştıra beraber olacağız seninle.”

Karşısındaki kadının takdirini bile kazanacak belki de.

Bazen de diyecek ki belki “Tatlım seni o kadar çok seviyorum ki, kıyamıyorum sana dokunmaya. Sen bana sarıl, beni öp yeter.”

Aynı tacizcilerin yaptıkları gibi. Niye gider, küçük çocukları taciz ederler genellikle? Çocuk cahildir bu konuda, çoğunlukla ayırt edemez, dokunuştaki farkı.. Bizimki de bunu tek bir farkla yapıyor: İşi resmiyete dökerek..

NAZLICAN….

Haberin Devamı

Huuuu!... Nazlıcan’ın babası, Halis Beyefendi, Halis Bey’in evlatları, evlatlarının avukatları….

Bir durun ya!… Bir durun düşünün.. On yedi  yaşındaki bu kızı biraz düşünün… Sayenizde bu kız önünü göremiyor artık. Baba kavramı yerle bir olmuş zaten. Yanında homur homur bir dede.

Hayallerinin içine edilmiş. Muhtemelen tüm hayatı boyunca erkeklerden nefret edecek. İleriki yaşlarında yaşaması gereken aşklara sevgileri de çelme taktınız topluca. Hep bu damgayla yaşayacak çünkü “Halis Toprak’ın on yedilik karısı.”

Şimdi de kalktınız, başka bir elden bu şanssız kızcağızı “Çocuk Esirgeme’ye mi yollamaya çalışıyorsunuz? Yok mu hiçbirinizin evladı?

Eğer sorun para ise, boşuna niye panik yapıyorsunuz ki? Burası Amerika mı? Ülkemizde, yirmi, otuz senelik evlilikten sonra aldatılan kadının bile maddi olarak hakkını alabilme ihtimali yok denecek kadar azken bu panik niye?

Haberin Devamı

Alsa alsa, minnacık bir tazminat. O da belki anca eder, lüks bir saat ya da bir araba parası. Hatta Nazlıcan’ın daha çok telaşlanması lazım. Çünkü alınan bazı önlemlerle kendisini borçlu çıkartabilmek dahi olası….

Kamuoyu önünde yaşanan bu olaylar, inşallah Nazlıcan'ın gelecekteki  hayatına ipotek koymaz.

Yazarın Tüm Yazıları