Hadi Uluengin: Ültimatom

Hadi ULUENGİN
Haberin Devamı

‘Ültimatom’ sözcüğü Latince ‘ultimus’ kökeninden iner ki, bu kelimenin Türkçe'deki tam karşılığı ‘son’ veya ‘nihai’dir.

Diplomatik terminoloji listesinde yer alan ve esas olarak uluslarası ilişkilerde kullanılan ‘ültimatom’ deyimi ise adı üstünde, her hangi bir devletin veya devletler bütününün hasım tarafa verdiği son ihtarı çağrıştırır.

Söz konusu muhatap eğer böyle bir ihtarı umursamazsa ‘ültimatom’u telaffuz etmiş olan taraf artık külahları değiştirir. İşi teoriden pratiğe geçirir.

Başka bir deyişle, tekrar laf salatasıyla vakit kaybetmez. Ambargo, abluka veya savaş, öngördüğü yaptırımı fiilen uygular. ‘Nihai karar’dan caymaz.

Aksi takdirde ‘ültimatom’ ayağa düşmüş olur ki, bu tür bir gelişme hem onu sunmuş olanın itibar ve caydırıcılığını iki paralık eder, hem de tehdidin kuru sıkı olduğunu anlayan karşı taraf bundan sonra da bildiğini okumayı sürdürür.

Dolayısıyla, ‘ültimatom’ sözcüğü öyle kolay kolay ağıza alınmaz.

Bir defa alındığında da yolun sonuna varılmadan geri dönülmez.

* * *

DÜN akşam Belgrad'a ulaşan Richard Holbrooke Washington'dan hareketinden önce yaptığı açıklamada Slobodan Miloseviç'e yeni bir Kosova planı götürmeyeceğini ve Sırp liderin masasına ‘son çağrıyı’ koyacağını duyurdu.

Siz tercüme edin, Birleşik Amerika'nın eski Yugoslavya arabulucusu ve Bosna barışının Dayton mimarı Çetnikbaşı'na ‘ültimatom’ vermeye gitti.

Zaten Dışişleri Bakanı Albright kelimeyi açıkça telaffuz etti ve Sırbistan'ın Paris planını reddetmesini ‘silahlarımız konuşacak’ cümlesiyle yorumladı.

Holbrooke'un yine dün ve Belgrad öncesi uğradığı Brüksel'de ise her hangi bir askeri harekatı fiilen yürütecek olan NATO yine aynı perdeden çaldı.

Kuzey Atlantik Paktı ‘ültimatom’ çağrıştıran bir tutum takındı.

Belagate inanılacak olursa Balkan'da artık yolun sonuna gelindi.

* * *

ESKİ söz, ‘nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir’, Holbrooke'un Miloseviç'e dün akşam nihai ‘tekdir’i yani ‘ültimatom’u vermesinden sonra ve eğer Sırp lider yine geri adım atmazsa, uluslarası camianın Kosova'da mutlaka ve mutlaka harekete geçmesi gerekiyor.

Çünkü aslına bakılırsa, her zaman biraz kıvırtma marjı bırakıldığından ‘ültimatom’ tanımının biraz kıyısından sıyırtan ama yine de ‘kesin’ olduğu iddia edilen pek çok uyarı Belgrad efendisine zaten sayısız defa yapıldı.

Fakat bugün bıçak kemiğe tam dayandı. Alikıran baş kesen Çetnik komitacı fütursuzluğunu sürdürüyor. Piştov sallayarak etrafa meydan okuyor.

Dolayısıyla, şimdi ‘ültimatom’u telaffuz etmiş olan uluslararası camia ve onun Yugoslavya'da polisiye rolle görevlendirdiği NATO itibarını yitirmemek ve misyonunu korumak için sözünü eri davranmak yükümlülüğünü taşımaktadır.

Aksi takdirde, Latince kökenli diplomatik terimin içi kof anlam kazanacak olması bir yana, hem son yıllardaki yeniden yapılanmasını ‘bölgesel asayiş’ teması üzerine oturtan Kuzey Atlantik Paktı, hem de bu yapılanmanın mimarı ve İttifak'ın ‘ağababası’ durumundaki Washington büyük oranda puan kaybedecektir.

Orta vadede bütün Batı dünyasını etkileyebilecek böyle bir irtifa kaybı da ABD'nin Avrupa'daki varlığınının sorgulanması rizikosunu gündeme getirecektir.

Bu arada, başta Çetnikbaşı Miloseviç, astığım astık kestiğim kestik yerel despot ve yönetimler kimseyi takmadan haydutluğa devam edeceklerdir.

Şu kesin ki, şimdi ok yaydan çıkmıştır ve uluslarası camia saygınlık ve caydırıcılığını ayağa düşürmemek istiyorsa, en önce, ‘ultimatom’ kavramının içeriğini dün akşamdan itibaren artık hiç ayağa düşürmemek zorundadır.



Yazarın Tüm Yazıları