Hadi Uluengin: Füze kalkanı mı?






Hadi ULUENGİN
Haberin Devamı

ZATEN baklayı çoktan ağzından çıkartmıştı ya, eh şimdi de yere tükürdü! ‘W’ rumuzlu George Bush'un salı günü Washington'da, ABD'nin yeni ‘Yıldız Savaşları’ projesini başlatacağını resmen duyurmasını kastediyorum...

Belli, yine pot kırmasın diye danışmanlar bu defa kulağını iyicene çekmiş, Başkan aleni duyurudan önce Vladimir Putin'e telefon ettiğini ve gelecek hafta NATO'lu müttefiklere yüksek düzeyli heyet göndereceğini de söylemeyi unutmadı.

Ne yazar ? Çocuk kandırır gibi ve bir parmak bal çalmaktan öteye gitmeyen böyle bir ‘açılım’ sorunun özünü değiştirmiyor. Değiştirmeyecek de.

Şu kesin, Cumhuriyetçi yönetimin ‘Yıldız Savaşları’nı uygulamaya sokmak kararı yerküre sathındaki gerilimi arttıracak ve özellikle de Pasifik Havzası'nda ‘Soğuk Savaş’ dönemini hatırlatan bir silahlanmayı kamçılayacak.

Önümüzdeki aylar, hatta yıllar da konu gündemimizi çok işgal edeceğinden bugün ana hatlarıyla ilk ufuk turunu yapalım.

* * *

ÖNCELİKLE, Bush'un bu süper teknolojik projedeki ısrarını tüm Birleşik Devletler tarihini belirlemiş olan ve bugün dahi ‘derin Amerika’nın nabzında şiddetle atmaya devam eden ‘izolasyonizm’; yani, diğer ülkelerden soyutlanmış ve korungan kaleyle çevrelenmiş bir ‘Yeni Dünya rüyası’na oturtmak gerekiyor.

Çağımızda böyle bir kale ancak uzayda gerçekleşebilir!

Zaten bunun için de projeye günlük dilde ‘Füze Kalkanı’ deniliyor.

Çok, çok özetlersek, öylesine bir ‘kalkan’ (!) sistemi oluşturulacak ki, ‘haydut’ (!) bir devlet güdümlü füzelerle ABD'yi hedef almaya ‘yeltendiği’ an, gökteki uydusu, havadaki uçağı, yerdeki radarıyla bu saldırı derhal saptanacak ve hem füzesavar füzelerle, hem de lazer ışınlarıyla şıppadak imha edilecek.

İkinci olarak, bilim kurgu filmlerini hatırlatan bu sistemin gayet şüpheli gerçekleşebilirliği bir yana, George W. Bush'un kararı, yeni teknoloji firmalarından silah tekellerine uzanan geniş bir yelpaze aracılığıyla, şu sıra duraklama sinyalleri veren Amerikan ekonomisine ivme kazandırmayı amaçlıyor.

Unutmayalım ki, Ronald Reagan da ilk ‘Yıldız Savaşları’ hedefiyle böyle bir tekno - ekonomik atılım yapmıştı ve Silikon Vadisi bu sayede kök salmıştı.

Üstelik, mahdum Bush'un da tıpkı Reagan gibi kartel lobileriyle al takke ver külah olduğu ve seçilmesini biraz buna borçlu olduğu bir sır değil.

* * *

ANCAK zamanlar değişti ! ‘Tarihin en büyük yalanı’, yani ‘Kötülükler İmparatorluğu’ yıkıldı. Ve doğrudur, bunda SSCB'nın ilk ‘Yıldız Savaşları’ atılımıyla boy ölçüşememesi hayati rol oynadı. Tekrar üstelemenin alemi yok!

Oysa, ABD yeni bir ‘Kötülükler İmparatorluğu’ daha icad etmek istiyor ve ‘Füze Kalkanı’ projesinin Irak, İran, Kuzey Kore gibi ‘haydut devletler’e (!) yönelik olduğunu çağrıştırsa da, aslında bu ‘İmparatorluğu’ Çin'de görüyor.

Daha önce de yazdım, söz konusu bakış açısı hem dünya barışı açısından son derece rizikoludur, hem de elinde topu topu yirmi adet nükleer füze bulunan Pekin'in bir tehlike oluşturduğu şeklindeki Amerikan iddiası asılsızdır.

Proje gerçekleşme aşamasına başladığında ÇHC ister istemez ve haklı olarak silahlanacak; muhtemelen de Tayvan ve Japonya'yla ‘limonileşme’ doğacağından Taipei, Tokyo hatta Seul'ü dahi kapsayabilecek bir ‘nükleer yayılma’ tehlikesi belirecektir. Ardından da, ABD'nin bölgeyi ‘korumak’ (!) için buraya ‘sarkmak’ eğilimi Pekin - Washington kapışmasını vahim boyuta taşıyacaktır.

Çin'i, artık hiç ciddiye alınmadığı ve 1972'de Birleşik Devletler'le imzaladığı ABM Silahsızlanma Antlaşması bile ‘takılmadığı’ için zaten projeye ateş püsküren Putin Rusya'sının yanına metazori iteklemek de cabası...

İnşallah füzeler başımıza düşmeden ve ‘kalkan’ (!) delinmeden bu ‘Füze Kalkanı’ konusunda daha çok konuşmak zorunda kalacağız, gerisi başka sefere.

Yazarın Tüm Yazıları