Günah...

HİÇ de çıplak olmayan afişteki kadının boğazı ve dizlerinin altı gözüküyordu. Dünkü gazetelere baktım, artık gözükmüyor. Çünkü mümin kardeşlerimiz onu boya ile örttüler.

Okurlarım, ‘Şehrimizde artık mayolu afiş, pano, mano hemen hemen kalmadı’ diyorlar.

Anadolu’nun kentlerinde bira dahi veren lokanta-restoran zaten çoktandır yok.

İktidar tüm bunları inkár ediyordu.

Ama Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Mogan Gölü’ne dahi ‘İçki yasaktır’ afişi astığını dün Hürriyet’te gözlerinizle gördünüz.

Tüm kamu kurum ve kuruluşlarında içki yasağı zaten sürüyor.

Harem-selamlık kent otobüsleri Cumhuriyet tarihimizde ilk kez seferlere konuldu.

Tempo Dergisi’nin ‘Fethullahçılar (siyasi, ekonomik ve sosyal yapılarda) yükselişe geçti’ araştırmasını mutlulukla okuyoruz.

Dinci sermaye büyüyor.

Dinci eğitim yayılıyor.

Atatürkçü yöneticilerin başlarına neler geliyor görüyorsunuz. Ama kamu kurumlarında görevlendirile görevlendirile, camilere gönderilecek imam kalmadı.

Taşradaki müdürlerin çoğunluğu artık imam.

Yerel yönetimlerde memurlar-sekreterler türbanlı.

‘Selamünaleyküm’
bir selam şekli değil paroladır, elbette bunu biliyorsunuz.

Kentlerin kenarında-köşesinde değil, şehirlerin en lüks bölgelerinde ‘Müslüman mahalleleri’ kuruyorlar, sanki öbürleri başka dindenmiş gibi.

Örnek çok, hızla değişiyor Türkiye...

*

Tüm bunlar size ‘AB yolu’ gibi geliyor mu?

Bu çağdaşlık ve uygarlığa doğru yolculuk olabilir mi?

Arap kültürüne doğru koşmak, Ortaçağ yaşam biçimine zıplamak, ama Batılı olmak...

Nasıl olur?..

Türkiye, tarihinin en büyük tuzağı ile karşı karşıyadır.

Özelleştirmeler keyif veriyor, yabancı sermaye geliyor, işler tıkırında, gökten dolar yağıyor.

Mutlu olabilirsiniz.

Hatta AB’ye girme çabalarına bile inanabilirsiniz.

Ama bu kadar saf olacağınıza ben inanamam.

Bence sizler Türkiye’ye kıyıyorsunuz.

Günahtır...
Yazarın Tüm Yazıları