Gözümüz e.imzada kaldı

Türkiye'nin ana hedefi bilgi toplumu olmak, bilgi toplumu olmanın ana koşulu ise elektronik imza (e.imza) yasasına sahip olmak. Herşeyin başına ''e'' koyup elektronikleştirdik.

Önce e.posta vardı. Sonra e.ticaret dedik, ardından e.iş geldi, derken e.devlet, e.öğrenim, e.Avrupa, e.Türkiye. Hepsine birden kısaca e.yaşam dedik. Hepsini başardık, sıra e.imzayı atmaya gelince kalakaldık.

Halbuki e.imza bu saydıklarımızın hepsinin başı. E.imza olmadan hiçbirinin geçerliliği yok, hepsi sanal. Resmiyet kazanabilmeleri için e.imzanın resmileşmesi gerekiyor. Bunun içinse yasal düzenlemesinin yapılması.

Uzun bir süredir çıktı, çıkacak denilen e.imza yasası, bir tasarı olarak sürünüp duruyor. Ama Başbakan Erdoğan, TİM Ticaret Noktası isimli İnternet ana kapısının açılış töreninde yaptığı konuşmasında müjdeyi verdi. İnternet bağlantısız ev bırakmamayı hedeflediklerini de söylediği bu tarihi konuşmasında Erdoğan, e.imza yasa tasarısının Kasım ayında kanunlaşacağı sözünü verdi. Şimdi Türkiye'nin geleceğini düşünen herkes nefesini tutmuş Kasım ayını bekliyor.

Örneğin Probil İş Geliştirme Müdürü Devrim Sönmez, ''Probil olarak biz elektronik imza yasasının onaylandığını kabul ederek ilerliyoruz'', diyor, ''Zira İhracatçılarımızın dış dünyayla rekabet gücünü artıracak, çok kısa zamanda ürünlerini ihracata hazır hale getirecek, bürokratik ve kağıt tabanlı işlemlerini en aza indirecek ve en önemlisi 7 çarpı 24 ihracat yapabilme yeteneğini kazandıracak e.dönüşüm altyapılarının en vazgeçilmez parçası elektronik imza yasası olacaktır. Belgelerin güvenli olarak iletimi ve ibrazı ancak elektronik imza teknolojileri kullanılarak gerçekleşebilecektir''.

Probil, Türkiye İhracatçılar Meclisi Ticaret Noktası (TİM TTN) ve Citibank e.imzanın kanunlaşmasına beş kala, ihracatçı firma yöneticilerine yönelik bir seminer düzenliyor. İhracatta elektronik belge ibrazı ve elektronik imza konulu seminer 16 Ekim Perşembe günü, Yenibosna Dış Ticaret Kompleksi'nde saat 10:00-17:00 arasında yapılacak.

hukukcu.com/bilimsel/kitaplar/elektronikimza.htm

ttn.com.tr/

probil.com.tr

ebirlik.org/


Saldım İnternet'e mevlam kayıra

Moda ya, herkes İnternet'e açılıyor. Bankalar, markalar, kurumlar, kurullar hepsi İnternet'te. Ama iş İnternet'e açılmakla bitmiyor. İnternet'e açılmak için doğru düzgün bir strateji, insan kaynağı, İnternet kültürü ve bilgisi gerekiyor. Yoksa örneğin Denizbank'ın ve İnternet Kurulu'nun durumuna düşmek de var. Denizbank, diğer pekçok banka gibi bankacılık işlemlerini İnternet'e taşımış. Ancak siteye girip 'Hisse Senedi' bağlantısını tıkladığımda, yaklaşık bir aydır hata mesajı alıyorum. Üstelik sitede verilen e.posta adresine mesaj atıp, nedenini tam dört kez sormama rağmen cevap da alamadım. Madem cevap vermeyeceksin, neden e.posta ile soru sorma olanağı tanıyorsun? Madem çalıştırmayı beceremeyeceksin, neden hisse senedi hizmeti verirmiş gibi yapıyorsun?

Benzer bir sorun da Yapı Kredi World Card sayfasında yaşanıyor. Siteye girenler, safya HTML standartlarına uygun hazırlanmadığı için Internet Explorer kullanmıyorlarsa kullanıcı adı ve şifresiyle giriş yapamayabiliyorlar. Bu bir banka şubesi açıp, kapı yüksekliğini 1,60 metre yapmaya benziyor. Evrensel İnternet standartlarına uymayan sitelerden biri de yeni açılan İhracatçılar Meclisi Ticaret Noktası (ttn.com.tr). Siteye giren yabancılara, Internet Explorer kulanmıyorlarsa sitenin İngilizce bölümüne geçmeleri için Allah kolaylık versin.

Ama en komiği Ulaştırma Bakanlığı İnternet Kurulu'nun sitesi (kurul.ubak.gov.tr). Sitenin, Toplantı Tutanakları bölümüne girmeye çalışanların karşılaştığı hata mesajı, İnternet altyapımızın kimlerin eline kaldığının acı bir göstergesi.

Kampanyalarının yeni adresi

İmza kampanyası açmak ya da açtıkları imza kampanyalarına İnternet'ten de destek almak isteyenlere hizmet eden pratik bir site açıldı. İmza Kampanyası isimli siteye bağlanan kullanıcılar, bu sitedeki kampanyalardan istediklerini seçip, kolayca imza verebiliyorlar. Kullanıcılar arzu ettikleri takdirde kendi imza kampanyalarını da site aracılığıyla açıp, imza toplamaya başlayabiliyorlar. Sitenin bence tek eksiği, ıslak imza toplamak isteyen kampanya sahiplerine, bu işlerini pratikleştirecek bir çözümün de sunulmamış olması, imzaların sadece elektronik ortamda toplanabilmesi. Ancak site bu haliyle de alkışları hak ediyor. Bağlanın... İmza atacak en az birkaç kampanya bulacağınızdan emin olabilirsiniz.

imzakampanyasi.com

Kesip pazartesi okuyun

Geçen yazımda Türkiye'nin bilişim vizyonunu doğru kulpundan yakalayan Tayyip Erdoğan'ı övmüş, TÜBİSAD'ın hazırladığı raporun basına yansıyış şeklini eleştirmiştim. TÜBİSAD'ın raporunun olumlu yönlerini ise bu yazıma bırakmıştım.

Yazımı yazdıktan hemen sonra TÜBİSAD'ın raporuyla ilgili Gila Benmayor'un da bir yazısı yayınlandı. TÜBİSAD Başkanı Erol Bilecik bilişim sektörünün hedefinin 1.8 milyar dolar olduğunu, devletin tekstildeki teşvikin dörtte birini bilişim sektörüne vermesi durumunda bu sayının 4-5 milyara çıkacağını söylemiş. Bilecik bilişim sektörünün, tekstilciler gibi güçlü bir lobisi olmamasından yakınmış. Ankara'da bilişim teknolojisinin Türkiye'ye nasıl fırsatlar sağladığını iyi gören birilerinin olması şartmış. Bilişime önem veren isimler; Reha Denemeç ve Murat Mercan zayıf kalıyorlarmış.

Yazıyı okuyunca kızdım. Erol Bilecik'in bilişim sektörünü kalkındırmaya yönelik mesajlar verdiğini sandım. Yoksa raporu ben mi yanlış okuyor, ben mi yanlış algılıyordum? Raporda olumsuz baktığım tek öneri bilişim fonu kurulması önerisiydi. Raporda önerilen devlet destekli döner sermayenin kurulmasına gerek yok, devlet bilişime finansal destek verecekse, lüks sınıfına soktuğu bilişim ürünleri, hizmetleri ve servislerinden aldığı KDV'yi sıfırlasın yeter.

Bunun dışında raporda söylenenlerin çoğunluğu doğru tespitler ve yerinde öneriler. Rapor bilişim sektörünü değil, bilişim teknolojilerini kullanarak Türkiye'yi kalkındırmayı öngörüyor. Bilişim teknolojilerini doğru kullanarak, özel şirketlerde ve kamu kurumlarında verimliliği artıracak e.dönüşümü hedefliyor.

Yani bilişim sektörünün elde edeceği gelirin 1.8 milyar dolardan 4-5 milyara çıkması değil önemli olan. Türkiye'deki şirketlerin, kurumların, bireylerin bilişim teknolojilerini kullanarak sıçrama yapması asıl amaç. Bilişim sektörünün cirosunun büyümesi, bu sıçramanın doğal yan ürünü sadece.

Ya da bilişim sektörünün lobiciliğini yapacak güçlü bir isim değil asıl aranan. Önemli olan bilgi toplumuna geçiş stratejilerine liderlik edecek, e.dönüşüme hükümet nezdinde sahip çıkacak vizyoner bir liderin bulunması. Ki bence Reha Denemeç ve Murat Mercan, konuya olan hakimiyetleri nedeniyle bu liderliği yapabilecek isimler.

Yeri gelmişken bilişim sektörüne hakim yanlış bir kanıya ve bu kanının yansıması yanlış bir uygulamaya da değineyim. Sanılıyor ki Türkiye'yi bilgi toplumu olmaya taşımak sadece bilişimcilerin işi, bilişimcilerin uzmanlık alanı. Bilgi Toplumu Bakanlığı ile Bilişim Bakanlığı arasındaki farkın sadece isimlendirmeden kaynaklanan önemsiz bir fark olarak görülmesinin nedeni de bu yanlış kanı. Hükümet bünyesinde e.dönüşüme sahip çıkacak yapılanmada, bilişimle ilgili üç sivil toplum kuruluşunun yer alması planlanıyor. Bu çok yanlış olur. Başarılı bir e.dönüşüm ancak tüm sektörleri kapsayan bir yapılanmayla gerçekleştirilebilir.

Yazının ana fikri: E.dönüşüm bir bilişim projesi değil, Türkiye projesi olmak zorunda. Hedef bilişim sanayi kurmak değil, verimlilik için bilişimden yararlanan bir Türkiye ekonomisi kurmak olmalı. Bilişim sektörünü kalkındırmayı değil, bilişim teknolojilerini kullanarak Türkiye'yi kalkındırmayı amaçlamalıyız.

Yazının baba fikri: Bilişim sektörü basın ilişkilerinde yeni bir moda başladı. Mesajlarını kamuoyuna bilişim konusunda uzmanlaşmış muhabirler, editörler, köşe yazarları vasıtasıyla taşıma girişimleri sonuçsuz kalan firmalar, alternatif kanal olarak bu konularda bilgi birikimi olmayan köşe yazarlarını kullanıyorlar.

Köşe yazarlığı muhabirlik değildir. Köşe yazarları kendilerine aktarılan bilgiyi kendi bilgi süzgeçlerinden geçirip yoğurmak ve kişisel fikirleriyle birlikte servis etmekle yükümlüdür. Ama uzmanlık dalının dışına çıkan köşe yazarı, ne kadar iyi niyetli olursa olsun kulağına bazı bilgiler fısıldayanların sözcüsü durumuna düşme tehlikesiyle karşı kalır.

Yazarın sizi ilgilendirmez fikri: Siyaset bilimi mezunu olmama rağmen kırk yılda bir siyaset yazdığımda yadırgayanlar oluyor ama bilişim konusunda hiçbir birikimi olmayan başka yazarlar bilişim yazınca hiç kimsenin gıkı çıkmıyor. Örneğin duyduğuma göre, yazılarımdan biri renkten renge boyanıp İslami yeşile dayanan, Muppet Şov'daki loca kukumavları bozması, büyük medya uleması zat-ı kronik Bumin Bey'in pazar keyfini bozmuş. Medya eleştirisi yapmak medyada dikiş tutturamayanlara düştüğüne göre, yazarların uzmanlık alanları dışında yazmalarını yeni bir basın geleneği olarak belki de hoşgörmek gerek.


Gündemin not defteri

Pierluigi Collina

www.pierluigicollina.it/

* * * * *

Bu sayfa hazırlanırken maç henüz oynanmamıştı. Bakalım Collina'yı hálá seviyor muyuz?

Donanım denince akla

darkhardware.com/

* * * * *

Levent Pekcan'ın eseri...

İmarzede siber alemde

imarzede.com/

* *

Devir İnternet devri olunca, devlet kefaletini geciktirince, bankazede de dermanı sanal ortamda arıyor.

Arnold'a kazandıran site

www.joinarnold.com/en/

* * *

Seçim kampanyasında İnternet nasıl kullanılır merak edenlere.

Çamur - Derviş Zaim

beyazperde.com/sinemasal.asp

* * *

Türk sinemasının yüz akı Derviş Zaim'in vizyona giren son filmiyle ilgili güzel bir söyleşi.

Frankfurt Kitap Fuarı

www.frankfurt-book-fair.com/

* * * *

Doğan Hızlan sağ olsun, habersiz kalmadık ama fazla bilgi göz çıkartmaz.
Yazarın Tüm Yazıları