Ferai Tınç: Yavaş yavaş

Ferai TINÇ
Haberin Devamı

Atina

Yunanlı meslektaşımı dinlerken, 'Suçluluk duygusu bizim buraların en çok paylaşılan özelliği olsa gerek' diye düşünüyorum.

'Papandreu Ankara'ya geldiğinde siz çok güzel ağırlamıştınız. Biz İsmail Cemi'i aynı şekilde ağırlayamadık' diyordu.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin Cem'e karşı daha fazla ilgi gösterilmesini engellediğini söylüyordu.

Onu teselli etmek bana düştü. İsmail Cem'in, Aydın Doğan Vakfı tarafından düzenlenen karikatür sergisinin ve Türk-Yunan Medya Konferansı'nın açılışında yaptığı konuşmayı hatırlattım.

'Altı ay önce birisi, Atina stadyumunda Türk-Yunan bayrakları birlikte dalgalandığını söyleseydi inanmazdım' dedi İsmail Cem.

Gerçekten de, bir Türkiye Dışişleri Bakanı'nın Atina'ya ilk gelişi olan bu ziyaret, Yunanlı meslektaşımın duygularının aksine, büyük bir ilgi ile izlendi ve inanılması güç sahneler sergiledi.

Bir zamanlar Türk olduğumuzu söylemeye çekindiğimiz Atina'da, 'Türkiye'den geliyorum' , 'Türküm' sözlerinin bir ayrıcalık nedeni gibi algılanması, bizim buraların insanlarına özgü, bir uçtan diğerine hızla gidip gelmenin en tipik örneği idi.

Elefterotipia Gazetesi, yayınladığı özel Türkiye ekinin manşetinde bu durumu şu sözlerle özetliyordu: 'Nefretten flörte'.

* * *

TÜRKİYE ile Yunanistan arasındaki yakınlaşma süreci, Cem'in Atina ziyareti ile yeni bir dönemece girdi.

'Nefret'ten Flörte' ilk adımdı. Artık bu flörtün nereye varacağı merak konusu.

Yunanistan'daki Cumhurbaşkanlığı seçimleri nedeniyle nisanın ikinci yarısına kadar somut bir gelişmenin beklenmediği bu sürecin hangi yöne gideceğini önce nisanda yapılacak Türkiye-AB Ortaklık Konseyi toplantısı belli edecek.

Dört yıldan beri yapılamayan bu toplantılar sırasında Atina, vetocu ve dayatmacı tavrını mı sürdürecek, yoksa Helsinki ile başlayan sürecin devamından yana mı olacak?

Bu soruların yanıtları Atina'da da aranıyor. Hükümete yakın bir siyasi kaynağa göre, 'Atina, Türkiye ile Avrupa arasına girmemeli, Türkiye'yi 'ehlileştirme' işini diğer AB üyelerine bırakmalı.'

Şimdilik ibre, bu yönde ilerliyor. Yunanlı bir diplomattan duyduğum, 'Artık vetolar, ambargolar yok' sözleri de bu beklentiyi güçlendiriyor.

* * *

ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Albright, bir hafta önce Davos'ta İsmail Cem ile görüşürken, 'Papandreu'ya yardım edin' diyor.

Seçimlerden önce, Simitis Hükümeti'nin Türkiye'den 'jest' beklediği her fırsatta Ankara'ya fısıldanıyor.

İsmail Cem, Türk-Yunan Medya Konferansı'nın açılışında yaptığı konuşma, Türkiye'nin jest beklentilerine duyarsız olmadığı konusunda ipuçları taşıyor.

Kıbrıs'ta dolaylı görüşmelerin başlamasında Türkiye'nin etkisi olduğunu hatırlatan Cem, 'Ben elbette Yunanistan'ın hassasiyetini dikkate almak zorundayım. Bazı konuları dile getirmiyorsam eğer o konularda düşünmediğim anlamına gelmez' diyor.

Şu anda iki tarafın da birbirine jest yapacak hali yok. Henüz 'flört'ün nereye varacağı belli değil.

Şimdi, karşılıklı anlayış ve güven zemini sağlamlaştırılıyor.

Bir Yunanlı diplomat, 'siga siga' diyor. Bu sürecin yavaş yavaş ilerleyeceğini söylüyor.

İşler 'siga siga' yoluna giriyor. Süreç, yavaş yavaş ilerliyor.

Yazarın Tüm Yazıları