Ferai Tınç: Güneydoğuiçin katılım

Ferai TINÇ
Haberin Devamı

KAÇ paket oldu? Sayısını tam hatırlamıyorum, sekiz diyenler de var, daha fazla çıkartanlar da. Ama Güneydoğu için açılan paketlerin en önemli özelliği aseton gibi, havayla temas eder etmez buharlaşmaları.

Güneydoğu ya da Kürt sorununun çözümü için yapılması gerekenleri sıralayan raporların sayısını ise artık kimse anımsamıyor. O kadar çok yani.

Demek ki Türkiye bu konuyu çok konuşmuş. Bir adım atılmamış.

Şimdi de geçen yıl Mayıs ayında yapılan ‘gizli plan’ lafı dolaşıyor ortalıkta.

107 maddelik bir plan. Aslında MGK damgalı olan plan, basına sızınca Başbakan Ecevit de sahiplendi.

Ve adına ‘Hükümetin Güneydoğu planı’ dendi.

İlk adımı da kamu görevlilerine Güneydoğu'da hizmet zorunluluğu oldu.

‘Askerler yapıyor siviller de yapacak’ dendi.

* * *

YILLARDAN beri, ‘Biz teröre karşı mücadeleyi başardık, şimdi sıra hükümette’ diyen askeri çevreler karşısında siyasilerin ‘biz de bir şeyler yapıyoruz’ çabası gibi duruyor bu plan.

Zaten aynı gün, Meclis'deki Güneydoğu'lu milletvekillerinin ‘sivil’ plan adını verdikleri önerilerle ortaya çıkmaları da bunu gösteriyor.

Muhalefet milletvekilleri olsa anlayacağım, ‘hükümete karşı’ bir öneri olarak yorumlayacağım. Ama iktidar milletvekilleri de vardı aralarında.

Demek ki, hükümet planı gerçek bir Meclis çalışmasına dayanmıyor.

Öyleyse bu MGK modeli hükümet planından fazla bir şey beklememek gerekiyor.

* * *

BUGÜNE kadar açılan paketler, binlerce rapordan biri bile ciddi biçimde dikkate alınmadığı için hiçbir işe yaramadı.

Halkın nabzını tutmadan, ne istediği sorulmadan, ne dediğine kulak verilmeden atılacak her adım havada kalır. Tepeden inme reçetelerle sorunlara çare bulunamaz.

MGK modeli hükümet planı, sadece ekonomik parametreler içinde soruna çözüm arıyor. İnsanın karnını doyurmak dışında temel duygusal talepleri bulunabileceği gerçeğini hiçe sayıyor.

Dilini sevmek, kültürünü geliştirmek, kendini aramak gibi.

Raporda, Kürtçe eğitim, Kürtçe televizyon gibi ‘tartışmalı’ başlıklara yer verilmediği anlaşılıyor. Neden? Çünkü bunlar siyasallaşmaya yol açıyormuş.

Refah seviyesi ile siyasallaşma arasında ters orantı mı oluyor? Yani insan zengin olunca kimlik sorunu mu kalmıyor?

Madem öyle İspanya'nın en zengin bölgesi olan Bask'ta neden ayrılıkçı hareket varolabiliyor?

İtalya'da zengin kuzey, neden fakir güneyden kurtulmak için güçlü bir ayrılıkçı harekete beşiklik edebiliyor?

Gerçeklerle örtüşmeyen, hayallerden kalkarak yapılan plan ve programlar havanda su dövmekten öteye gidemez. O kadarla kalsa iyi, dövülen havanda su olsa. Havanda vergiler, havanda paralar, havanda umutlar dövülünce çok kötü oluyor. Türkiye bunu yaşadı ve yaşıyor.

* * *

MECLİS'teki Güneydoğu'lu milletvekillerinin girişimi bence çok önemli bir adım.

Güneydoğu'nun yasal tek temsilcileri onlar. Türkiye'nin en önemli sorununa çözüm planı mutlaka onlarla birlikte hazırlanmalı, samimi görüşleri alınmalı.

Sivil planın hazırlanmasında olduğu gibi, uygulanmasında da en önemli görev onlara düşüyor.

Unutmayalım, katılım olmadan değişimi gerçekleştirmek mümkün olmuyor.

Yazarın Tüm Yazıları