Fatih Altaylı: Hıncal Uluç belden aşağı vuruyor






Fatih ALTAYLI
Haberin Devamı

SPOR yazılarımda spor yazarlarına çok sataşmam. Hatta bana sataşanlara yanıt da vermem.

Ama zaman zaman Hıncal Uluç'a sataşırım. Çünkü polemiklerde düzeyi korumayı ve bunun bir kişilik kavgası olmadığını bilir. Hıncal Abi ile ‘‘yazışmak’’, hem yazan, hem de okuyan için keyiflidir. Bu nedenle bu köşede zaman zaman Hıncal Uluç'a taş atarım.

Ancak bundan böyle Hıncal Uluç'la ilgili polemik girişiminde bulunmayacağım. Çünkü Hıncal Abi, artık eski Hıncal Abi değil.

Belden aşağı vuruyor.

İnsanı rezil ediyor. İnsan içine çıkamayacak hale getiriyor.

Ben geçen hafta burada Hıncal Uluç'un son bir iki ay içindeki üç ‘‘çuvallamasını’’ aktarınca, Uluç'tan yanıt beklerken o köşesinde bana yönelik olarak, ‘‘Kılıbık. Bir zamanlar şahane bir serseriydi. Şimdi karısının sözünden çıkmayan bir kılıbık oldu’’ diye yazdı.

Hıncal Abi'nin, sporda golü yiyince, maçı başka alana kaydırması hoş değildi. Adımızın kılıbığa çıktığına mı yanalım, bir gerçeğin deşifre edilmesine mi?

Yine de ben kılıbıklıktan yanayım. Çünkü insanın kendini, akıllı ve sağduyulu bir kadına emanet etmesinin adı kılıbıklıksa kılıbığım.

Keşke Hıncal Abi de kılıbık olsaydı. O zaman Fatih'in Galatasaray'a dönmeyeceğini, Mustafa Denizli'nin Fenerbahçe'yi bırakmayacağını bilebilirdi.

Rezil vezir

GALATASARAY'ın mali sorunları artık uluslararası mesele haline geldi. Bir süreden beri Jardel'in Olimpique Marseille takımına transferi konusunda Fransız L'Equipe Gazetesi'nde haberler çıkıyor.

Ve her haberde mutlaka ve mutlaka Galatasaray'ın mali sorunlarından söz ediliyor. Son olarak Marseille'in Galatasaray'a vermek istediği Fransız oyuncuların Galatasaray'a gelmek istemediği, çünkü Galatasaray'ın futbolcularına borçlarını ödemediği yazıldı bu gazetede.

Hatta bir Fransız'ın, Galatasaray'a gelmek için sarı kırmızılı kulüpten teminat mektubu istediğine değinildi.

Oysa ben biliyorum ki, Galatasaray geç de olsa, güç de olsa oyuncularına paralarını mutlaka ödüyor.

Üstelik de takım Avrupa'da başarılı olduğu için Galatasaraylı futbolcular sonuçta diğer takımlardaki meslektaşlarından çok daha fazla para kazanıyorlar.

Ama Galatasaray yönetimi parasıyla rezil olmayı tercih ediyor. Türkiye'de başka Avrupa Şampiyonu takım yok ama bu duruma düşmüş başka bir kulüp de yok. Galatasaray'ı yedi cihana hem vezir, hem de rezil eden yönetimi kutlamak gerek.

Uzan'ı beğendim!

GALATASARAY başkanlığına heveslenen Cem Uzan geçenlerde televizyonunun haber müdürü Ali Kırca'yı karşısına almış konuşuyordu.

‘‘Bazıları aldıkları emir gereği benim Galatasaray başkanlığımı engellemek için yayınlar yapıyor’’ gibisinden bir laf etti Cem Uzan.

Adımı vermedi ama Uzan'la ilgili benden başka yazan olmadığı için beni kastettiğini anladım.

Star'ın genç patronu adres şaşırmış olmalı.

Bizde öyle emirle yazı mazı olmaz.

Siz benim, patronu karşıma alıp röportaj yaptığımı gördünüz mü?

Uzan bunları söylerken Ali Kırca ne hissetti bilemedim. Benimle ilgili bu sözler dışında Uzan'ın Galatasaray'la ilgili konuşmalarını ‘‘akıllı uslu’’ buldum. Doğrusunu isterseniz, kendisinden beklemediğim olgunlukta idi. Demek ki, Galatasaray'ın üslubunun farklı olduğunu anlamış.

Galatasaray'a kendi üslubuyla değil, Galatasaray üslubuyla gelecek.

Böyle bir Galatasaraylıya kimse hayır demez.

Ama Galatasaray başkanlığını bu kadar istiyorsa, önce birkaç yönetime girip çalışması, pişmesi gerekecek.

Başkanlık sonra düşünülecek. Ama bunun için bile süresinin dolmasını beklemek zorunda.

Yani 2 yıl daha.

Aldığı mahkeme kararına fazla güvenmesin.

Benden uyarması...

F 1'de kardeş kavgası

FORMULA 1'de Michael Schumacher pek sevilmez. Sürücüler arasında neredeyse dostu yoktur. Gerçi son bir iki yıldır ‘‘sempatik’’ olma çabasındaydı ama yine de kimse bu zoraki çabayı ‘‘yemiyordu’’. Michael'ın pistlerdeki tek yakını ve tek seveni kardeşi Ralf'tı. Ancak geçen pazar gününden, yani Nürburgring'deki Almanya Grand Prix'inden bu yana Schumacher'in artık kardeşiyle de arası bozuk. Bu yarışta kazanmak için her şeyi yapan Michael, startta otomobiliyle kardeşini sıkıştırıp duvara çarptırmaya çalışmış, ardından kardeşi piste girerken Ferrari'si ile onun önünü kesip piste önce girmişti. Ralf de o sinirle pist çıkışı hata yapmış ve aldığı cezayla muhtemel bir birinciliği kaybetmişti. Her yarış sonrası bir araya gelen ve birbirleriyle sarılıp kucaklaşan iki kardeş, Almanya Grand Prix'i sonrasında hiç konuşmadılar. Ralf, her zaman gittiği abisinin motorlu karavanına gitmedi. İkiliyi tanıyanlar, kardeşlerin o gün bugündür konuşmadıklarını söylüyorlar. Bu gerilim, pisti daha heyecanlı hale getirecek. Ama kardeş kavgasının çok da iyi bir şey olmadığını biliyoruz. Tabii eğer bu da bir ‘‘PR’’ oyunu değilse.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Spor basını başarılı olduğumuz değil, başarısız olduğumuz sporları sorguladığı zaman.

Yazarın Tüm Yazıları