Eylemli içtüzük ihlali

SALI sabahı saat 11. AKP anayasa değişikliği tasarısını Meclis Başkanı’na sunuyor.

Salı sabahı saat 11.30. Taslağın bir örneği CHP’ye geliyor.

Haberin Devamı

CHP’lilere göre, “taslaktaki imzalar arasında, Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin’in Antalya milletvekili olarak imzası var”.

Olacak şey değil. Önce, AKP imzaya sıkışmış da, tek bir imzaya daha ihtiyacı var, gibi bir durum yok. Gereken imza sayısı 185, oysa AKP’nin 336 milletvekili var. Kaldı ki, Meclis Başkanı tarafsız, bunu bilmez mi, bir partinin bir taslağına imza atması çok abuk değil mi?

KATALOG İMZA


Mehmet Ali Şahin, “iddialar gayri ciddi, böyle metne zaten imza atmam” derken, Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Burhan Kuzu suç duyurusunda bulunacağını söyleyerek, CHP’deki listeyi “korsan metin” olarak niteliyor.

Ancak, CHP iddiasında ısrarlı, “Mehmet Ali Şahin’in ıslak imzası var”.

İmzası var mı, yok mu? Vardı da, sonradan mı geri çekiyor? Yoksa, ortada  gerçekten korsan bir metin mi var?

Milletvekillerinin seçildikleri iller itibariyle, isimlerini içeren hazır bir liste var. Oraya atılan imzaya katalog imza deniyor. Mehmet Ali Şahin’in de bu listede ismi var, CHP, Şahin’in oraya imza attığını öne sürüyor.

Bu iddiaya rağmen, imza atmış olması, bana mantıklı gelmiyor. AKP’nin gerekli imza sayısını tamamlamak için Şahin’e ihtiyacı yok. Durup dururken, bir de böyle bir tartışma çıkarmak, iktidarın işine gelmez ki.

Buna karşılık CHP, “AKP’de rahatsızlık var, bazı AKP’liler önce tasarıyı görmek istiyor” diyerek, yeni bir iddia ortaya atıyor ve “AKP telaşlandı ve hata yaptı” tezinde.

Bana makul gelmiyor.

KOMİSYON AÇILIŞI


Taslağın görüşülmesine Anayasa Komisyonunda 7 Nisan’da başlanacak. Bu tartışmaların ışığında, komisyonun açılış sahneleri şimdiden belli.

1-Etik tartışma çıkacak.

2-Tarafsız kalması gerektiği halde, imza atarak, düşüncesini belirtmiş olduğu için, CHP, Şahin’in eylemli içtüzük ihlali yaptığını öne sürecek.

Bu ihlalin yaptırımı yok. Ama, etik değil. Bunları bile bile, Şahin’in imza atmış olma ihtimali hala geçerli ise, “pes” demekten başka çare yok.

“Bunu da mı görecektik” diyeceğiz, kavga sahneleri arasında sayfayı çevireceğiz. Umarım bu sahneler 32 kısım tekmili birden, bu filmden çıkartılır.

Haberin Devamı

Deniz Feneri’nin CHP ziyareti

Haberin Devamı

YOLSUZLUK iddiasıyla, Almanya’da hakkında dava üstüne dava açılan, hatta karar verilen, Türkiye’de ise, bir türlü ele gelmeyen ünlü Deniz Feneri.
Derneğin yeni yönetim kurulu başkanı Mehmet Cengiz ile yönetim kurulu üyesi İbrahim Altan önceki gün, Deniz Feneri’nin peşini kovalayan CHP Konya milletvekili Atilla Kart’ı Meclisteki odasında ziyaret ediyor. Kart’ın yanında CHP Zonguldak milletvekili Ali İhsan Köktürk var. Hani, ne olur ne olmaz, bu gibi görüşmelerde yalnız olmak pek iyi değil, ihtiyat her zaman yerindedir.

Cengiz ve arkadaşı CHP milletvekillerine, “Biz hayır kurumuyuz, her şeyimiz şeffaf” diyerek, görüşmeye her zaman açık olduklarını, anlatıyor.
Atilla Kart ise, “biz yargıç değiliz, kimseye önyargımız yok, ama burada kayıt dışı para akışı ve garip ilişkiler var, bunları görmezden gelemeyiz” diyerek, gayet normal ve olağan, en küçük bir ışık yakmıyor.

Yeni belgelerin yargıya verildiği, Almanların bu davaya yeniden asıldığı bir sırada, muhalefeti ziyaret pek akıl karı olmasa gerek.

Sonuç malum. CHP’den umduğunu bulamıyor

Deniz Feneri.

Haberin Devamı

Veciz sözlere ne denir

NEYSE, Gaziantep İl Milli Eğitim müdürü anında görevinden alınıyor. Hani, şu “Gaziantep’li erkekler karılarının üstünden inmiyor” vecizesiyle teşbih rekoru kıran o adam.

Bu sözün mürekkebi kurumadan, Devlet Bakanı Hayati Yazıcı yeni bir vecize patlatıyor: “Herkes kendi alanında yumurtlamalıdır”.

Bu edebi söz karşısında, ayağa kalkıp ceketleri iliklemek gerek. Söz var, ağızdan çıkıyor, söyleniyor, söz var, “yumurtlanıyor”. Bakan Yazıcı neyin söylenmek, neyin yumurtlamak olduğunu gayet iyi biliyor. Buram buram veciz söz üzerine, Yazıcı’yı görevden almak gerekirse, kim alacak? Elbette, kimse almayacak, o da nereden çıkıyor şimdi?

Günün son veciz sözü Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Burhan Kuzu’ya ait:”...varıdı da, biz yapmadık mı”. Vardı da, değil, va-rı-dı da. Kuzu halk ağzına inerek, halkla bütünleşiyor, bu arada adının önünde Prof.Dr. yazıyor.

Yazsın, her fırsatta halkla bütünleşmek, güzel Türkçe konuşmayı daha çok teşvik ediyor. Şekil 1, Prof. Dr. Burhan Kuzu.

Yazarın Tüm Yazıları