Evren: ‘Beni dilhun etti’

FARSÇA bir sözcük dilhun. Sözlük anlamı, içi kan ağlamak, kalbi yaralı olmak. Bazı şarkılarda geçiyor. En çok aşkta karşılık göremeyince, acı çekmek anlamını taşıyor.

Haberin Devamı

Aynı sözcüğü geçenlerde özel bir sohbet sırasında Kenan Evren kullanıyor. 12 Eylül darbesi nedeniyle ifadesine başvurulacağı medyaya yansıdığında, Evren çevresine:
“Bu beni dilhun etti”.
İfadesinin alınması Evren’in iç dünyasını allak bullak ediyor. Muhtemelen otuz yıl öncesinin ihtişamlı günlerini anımsıyor. Karşısında kendisini sorgulayan bir savcıyı göreceğini düşünerek, “dilhun” oluyor.
Ve dün bir savcı Evren’in ifadesini alıyor.

BİZİM ÇOCUKLAR

12 Eylül 1980’den bir kaç gün önce, dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Tahsin Şahinkaya Amerika’ya gidiyor.
O dönüyor, 12 Eylül günü CIA,
ABD Başkanı Carter’a “mutlu
haberi” veriyor:
“Bizim çocuklar başardı”.
Bizim çocuklar, yani Türkiye’deki generaller. Darbeden Amerika’nın başından sonuna kadar haberi var ve darbeyi destekliyor.
Benzer biçimde Avrupa. Sözüm ona, demokrasinin beşiği Avrupa da, tıpkı Amerika gibi, “en kısa sürede demokrasiye geçme” temennisiyle karışık, darbeden rahatsız olmuyor.
İlk anda darbeyi alkışlayan Batı, zaman geçtikçe, Türkiye’de yaşananları hafif hafif görmeye başlıyor.
Aynı yıllarda Türkiye’yi Amerika adına izleyen CIA İstasyon Şefi, geçenlerde ölen Paul Henze, 1982 Anayasası daha tamamlanmadan önce, taslağı görmek istiyor. Taslak İstanbul’da kendisine veriliyor.
Henze ilk olarak taslağın son sayfalarını açıyor. Eski siyasilere yasak getiren geçici maddelere takılıyor, “keşke bu yasaklar olmasaydı”. (Bu konuda ayrıntı için, Hulusi Turgut, 12 Eylül Partileri kitabına bakılabilir).
Bu cümle, Amerika’nın Türkiye’de demokrasiye dönülmesinin zamanının geldiğine ilişkin ilk sinyal.
Benzer biçimde, Avrupa da, Türkiye ziyaretlerini sıklaştırıyor, Avrupa Konseyi üzerinden 12 Eylül Cuntasına, “bir an önce seçime gidilmesi” için baskılarını arttırıyor.

NEREDEN NEREYE

Bir zamanlar 12 Eylül’ü alkışlayan, sonrasında “demokrasi” diye tutturan Batı, şu günlerde Evren’in ifadesinin alınmasını, yine demokrasi adına, övgüyle karşılıyor.
Batı böyle. Bize, bir över, bir döver gibi geliyor, ama öyle değil. Oradaki temel değer, demokrasi. Zaman zaman bu ortak değerinden sapmalar olsa da, yörüngesi demokrasi ekseninde dönüyor.
Batıdan gelen eleştirilere bizim eleştiri ile karşılık vermemiz normal. Ama, olayın her yönünü görmek koşuluyla.

Haberin Devamı

MHP’nin psikolojik sınırı Diyarbakır

Haberin Devamı

KCK bildiri yayınlıyor, “taşkınlık olmasın”. Seçim öncesinde Diyarbakır dün, belki de, en sakin günlerinden birini yaşıyor. MHP lideri Devlet Bahçeli’ye kusur işlemiyor. Olması gereken bu.
Oysa, 1975’te Alpaslan Türkeş Diyarbakır’a giremiyor. 1995’te ise, Türkeş’in mitingini izleyenlerin sayısı yüzü bile bulmuyor.
Bahçeli’nin Diyarbakır’da miting yapmasını MHP’liler biraz daha farklı değerlendiriyor:
“Diyarbakır da, Türkiye’de bir kent, BDP İstanbul’da nasıl miting yapıyorsa, MHP de Diyarbakır’da yapabilir, bu normal”.
Bununla birlikte:
“Bizim Diyarbakır’da miting yapmamız, psikolojik barajı aşmaktır. Her parti, Türkiye’nin her yerinde miting yapabilir”. Demokrasinin yaygınlaşması anlamında.
Ayrıca, MHP seçim sonucundan çok emin. Oy yüzdelerinin yüksek olacağına inanıyorlar.

Haberin Devamı

‘Vurun dediler, vurduk’

ÖZEL harekat gurubu Güneydoğu’da ilk kez 1986’da görevlendiriliyor. 320 kişilik özel kuvvet.
Gönderilenlerden biri de, Ayhan Çarkın. Çarkın aynı zamanda Susurluk hükümlüsü. Şimdi tutuklanıyor. Çarkın’ın tutuklanmasıyla birlikte, faili meçhul cinayetlerin, hiç olmazsa bazılarının çözülmesi yolunda önemli bir adım atılıyor.
Verdiği bir röportajda, “hepimiz kana bulanmıştık” itirafında bulunuyor. Bu itirafla kalmıyor, “vurun dediler, vurduk” diyerek, aldıkları emri yerine getirdiklerini söylüyor.
“Vurun” emrini veren kimler? Ayhan Çarkın ve benzerleri faili meçhul cinayetlerin son halkası. Asıl mesele, o emri kimlerin, neden verdiğini ortaya çıkarmak.
Çarkın’ın itiraflarının izi sürülür,
hukuken peşi bırakılmazsa, Türkiye’nin kanayan en büyük yaralarından birinin üzerine gidilmiş olacak.

Yazarın Tüm Yazıları