Evinizdeki Wi-Fi modemleri Li-Fi ampullerle değiştirmeye hazır mısınız?

İNTERNET, bana soracak olursanız, temel bir insan hakkı artık. Kimse internetsiz kalmamalı; herkes her yerden internete erişebilmeli.

Haberin Devamı

Peki nasıl erişeceğiz? Çoğumuz evimizde, iş yerimizde kablosuz modemlerle bağlanıyoruz internete. Ama bu modemlerin kapasitesi de sınırlı; ayrıca etrafta çok fazla modem olunca hız daha da yavaşlıyor.
Wi-Fi modemler, başka pek çok şey gibi elektromanyetik radyasyonla çalışıyor. Görece daha düşük frekanslı bir bölgeyi kullanan bu modemlerin veri taşıma kapasitesi bu yüzden düşük; çünkü frekans düşük.
Buna karşılık, mesela odamızı aydınlatan ampuller de elektromanyetik radyasyonla çalışıyor ve onların frekansı çok daha yüksek.
Peki neden bilgisayarımızla internet arasında veriyi odamızı aydınlatan lamba aracılığıyla taşımayalım? Buna engel var mı?
Ha elektro manyetik radyasyonun insan gözünün göremediği bir alanını kullanıp göndermişiz ve almışız verileri ha gözle görünür bir alanını, yöntem aynı.
2011 yılından beri büyük endüstriyel gruplar adına Wi-Fi yerine Li-Fi denen bu yöntem için çalışıyorlar. Son olarak Çin’in Şanghay şehrindeki Fudan Üniversitesi’nden Chi Nan, sıradan bir lambaya bağlanan mikrochiple 150 Mbps hızına eriştiklerini söyledi. (Evinizdeki Wi-Fi modemler 50 Mbps hızında genellikle.)
Peki nasıl çalışıyor lamba-modemler veya Li-Fi?
Mesela bizim evin her tarafı onlarla dolu, ‘tasarruflu’ floresan ampuller, insan gözünün algılayamadığı bir hızda yanıp sönüyor aslında. Bunların bazıları saniyede 10 bin, bazıları 40 bin kez yanıp sönüyor.
İşte lambanın yanık haline 1, sönük haline 0 diyecek olursak, alın size veri transferi. Çin’de ulaşılan 150 Mbps hızı, saniyede 150 milyon bit, yani 150 milyon tane 0 veya 1’in bir yerden diğerine transferi anlamına geliyor. Lamba saniyede en azından 150 milyon kere yanıp sönmüş anlayacağınız.
Li-Fi’nin Wi-Fi’ya göre bir büyük dezavantajı var: Işık dalgaları duvarları geçemiyor. O yüzden, bilgisayarınızı alıp ev içinde dolaşamıyor, tuvalete giderken yanınızda taşıyamıyor-sunuz; taşırsanız internet bağlantısını kaybedebilirsiniz.
Buna karşılık bir de büyük avantajı var: Gözle görünür ışık, Wi-Fi’ın yer aldığı frekansa göre çok daha yüksek bir frekans bölgesinde olduğu için, onunla çok daha fazla veri taşıyabiliyorsunuz.
Yakında evlerimizdeki basit aydınlatma cihazları üzerinden internete bağlanmaya başlayacağız, haberiniz olsun dedim.

Yazarın Tüm Yazıları