Ercan Kumcu: Kafalar yine karışıyor

Ercan KUMCU

En sakin olmamız gereken bir dönemde kafaları karıştırmak için elimizden geleni yapıyoruz. Ülkemizde bulunan IMF heyeti bizlerde ufak bir kıpırdanma görse destek verecek. Bunu elbette açıkça söyleyemiyorlar. Bizler ise abesle iştigal ediyoruz.

* * *

İç borç sorununa kolay çözümler bulma peşindeyiz. İç borçlanmayı yaratan kaynakları kurutmak yerine iç borçlardan kolayca kurtulmak için cin fikirler üretiyoruz. Harcamaları kısmanın kolay olmadığından yola çıkarak konsolidasyon yapmanın yollarını arıyoruz. Sanki konsolidasyon yapsak, durum düzelecekmiş gibi...

Bu çeşit öneriler hükümet ortaklarından birinin etkin isimlerinden Sayın Pakdemirli'den gelince piyasalar buna daha da önem veriyor. Öneri anlamsız da olsa, verilen öneme paralel olarak piyasaların siniri daha da bozuluyor.

* * *

Mükemmeli yakalamanın anlamsızlığını ve imkánsızlığını gören IMF, Türkiye'nin yapabileceği yapısal reformlarda küçük adımlar atmasını bekliyor. İlk adımdan sonra gelecek adımları ileride düşünecekler. Doğal olarak, biz asgariyi yapmakta direnirken IMF azamiyi istemeye devam ediyor.

Bu pazarlıklar sırasında Başbakan'ımızın morali bozuluyor. Kendisinin 1979 yılındaki IMF ile olan deneyimlerinden yola çıkarak ‘‘görüşmelerden fazla umutlu olmadığını’’ beyan ediyor. İleriye dönük beklentilerini IMF ile yapılacak bir anlaşmaya baz etmiş yatırımcılar tedirgin oluyor.

* * *

IMF'nin hükümetle olan görüşmelerine baz olarak hazırladığı senaryoları kamuoyuna sızdırıyoruz. Mükemmel bir istikrar programının bir parçası olarak yapılabilecek bir devalüasyonun sonuçlarını tartışan senaryo piyasalarda konuşuluyor.

Gerçek bir istikrar programının yürütülmesi sırasında Türk Lirası'nın reel değer kazanacağı biliniyor. Başta yapılabilecek bir devalüasyonun, paranın ilerideki değerlenmesini daha makul seviyelerde tutabileceği biliniyor. Bilinenler tartışılıyor.

Piyasa bunu hükümet devalüasyon yapacak diye algılıyor. Konular bölük pörçük kamuoyuna sızdığından, yarı akademik bir tartışma dahi piyasaların sinirini bozuyor.

Mükemmel bir istikrar programının uygulanmayacağı biliniyor. Cari denge fazla veriyor. Dış ticaret açıkları son beş yılda en düşük seviyesinde. O halde, hangi saiklerle devalüasyon yapılacak? Bu tartışmaları kamuoyuna sızdıranlar bunları bilmiyorlar.

Devalüasyon lafının d'sini duyan yatırımcılar ise tedirgin oluyor.

* * *

Kayıt dışı ekonomiyi kayıt içine almak lazımdır dedik. Kötü bir vergi mevzuatına destek verdik. Kötülüklerini tartışmak isteyenleri karaladık. İş uygulamaya gelince, kayıt dışı ekonomiyi kayıt içine alma hedefimizden vazgeçtik. Mali milat kaldırılmalıdır diye bas bas bağırıyoruz.

Sonuçları sevimsiz bile olsa, başta konan hedeflerden taviz verilmemesini isteyenler kötü adam oluyorlar. Onlar, ‘‘sırça köşkte’’ oturan kendini bilmezler olarak nitelendiriliyorlar. Halbuki kalıcı bir istikrar için bize lazım olanlar, işte o sırça köşkte oturan birkaç ilkeli insan.

* * *

Bu konularla gündemi meşgul ettiğimiz sürece ne istikrarı bulabiliriz ne de çok şikáyet ettiğimiz reel faizlerin düştüğünü görürüz.