Ercan Kumcu: IMF'nin Türkiye ofisi

Ercan KUMCU
Haberin Devamı

IMF Türkiye'de bir temsilcilik açacağını duyurdu. Yer yerinden oynadı. Hükümet IMF'nin Türkiye'de bir ofis açmasını 'psikolojik' nedenlerle uygun bulmadı.

Şu sıralarda alınan ekonomik kararların bir çoğu IMF'nin dayatması olarak kamuoyunda eleştiriliyor. Bu ortamda, IMF Türkiye'de bir ofis açacak olursa, Hükümet ipleri iyiden iyiye IMF'ye kaptırdığı izlenimi verecek. Ofis açılması fikrinin kabul görmemesinin arkasındaki 'psikolojik' neden de bu.

Son dört aydır kamuoyu baskısına rağmen doğru ve cesur kararlar almış bir hükümet dahi, böyle ucuz psikolojik nedenlere boyun eyebiliyor. Nedeni ne olursa olsun, doğru kararlar alan hükümetler dahi, temel içgüdüsü olan 'popülizm' i bırakamıyor.

BAHANE ÇOK

Sonuçta, IMF'nin Türkiye'de ofis açıp açmaması fazla bir şey değiştirmez. IMF Türkiye üzerindeki denetimini artırmak istiyorsa, bunun çok çeşitli yolları bulunur.

Geçenlerde olduğu gibi, Cottarelli Türkiye'de vereceği bir semineri bahane ederek Türkiye'ye gelir. Bu seyahati sırasında gerekli görüşmeleri yapar.

Türkiye'de verecek seminer bulunamazsa, Cottarelli'nin İtalya'daki akrabalarını ziyareti sırasında tesadüfen (!) Türk yetkililer de İtalya'da bulunabilir. Arzu edilen görüşme yine yapılır.

Hiçbir bahane bulunamazsa, başka işler için sık sık Avrupa başkentlerine ya da New York'a giden Türk yetkililer tesadüfen (!) oralarda bulunan IMF yetkilileriyle yine görüşürler.

Bu çeşit bahanelerle IMF'nin Türkiye ekonomisi üzerindeki denetimi Türk kamuoyundan saklanabilir. Fakat, işin özü değişmez.

IMF, kendi kredibilitesini de ortaya koyup bir program yaparak Türkiye'ye önümüzdeki üç yıl içinde 4 milyar dolar vermeyi kabul ettiyse, gerekli gördüğü gözetim ve denetim mekanizmasının kurulmasını istemesi de gayet doğaldır.

IMF'nin denetimini kamuoyundan saklamak anlamsızdır. Özellikle içinde bulunduğumuz şartlarda bu çeşit ayak oyunları daha da anlamsızlaşmaktadır.

KÜRESELLEŞME

Avrupa Topluluğu'na tam üye olacak aday ülkeler arasına girdik. G-20 ülkelerinden biri olduk. Bunlar yabancıların bizim üzerimizdeki denetim ve gözetimlerini artıran olgulardır.

Hızla küreselleşen dünyada artık başkalarının gözetimi ve denetiminden kaçmak imkansızlaşmaktadır. Bu gerçeği kamuoyundan saklamak ise, işbaşındaki hükümetleri küçük düşürmektedir.

Dünya Bankası da Türkiye'de ofis açtığında bu çeşit görüşler ortaya atıldı. Kötü mü oldu? Eğer Dünya Bankası ile ilişkilerimiz yeniden düzelme aşamasına geldiyse, bunu, o ofiste Türkiye için çalışan ve bizleri seven insanlara borçluyuz.

Yaptıklamıza güveniyorsak, uluslararası denetim ve gözetimden korkmamamız gerekiyor. Ancak, saklayacakları olanlar gözetim ve denetimden kaçarlar.

Yazarın Tüm Yazıları