Ercan Kumcu: Çelişkiler bir krize davet çıkarıyor






Ercan KUMCU
Haberin Devamı

İÇ piyasaya dönük üretim yapan sanayici bağırıyor. İç talebin beklenenden de erken kesilmesi satışları, dolayısıyla üretimi yavaşlattı.

İhracata yönelik üretim yapan sanayici de bağırıyor. Bir yandan, kurların enflasyondan yavaş gitmesi nedeniyle kısa dönemde rekabet güçleri azalıyor. Diğer yandan, bankacılık sektörünün kendi sorunları nedeniyle kredi bulmak zor. Bulunan krediler de çok pahalı. Yurtdışı piyasalar da eskisi kadar canlı değil.

Esnaf bağırıyor. Satışlar durgun. Krediler pahalı. Kimsenin kimseye borcunu ödediği yok. Vadeler giderek uzuyor. Tahsilat yapmak ise büyük maharet istiyor.

İnşaatçılar bağırıyor. İki yıldır zaten zor durumdalar. Ev alımları durdu. Evlerin satış fiyatları da kiralar da düşüyor. Maliyetler artmaya devam ediyor. Yeni işlere başlanamayınca eski işlerden biriken vergi yükümlülüklerinin de ödenmesi gerekiyor.

KOLAY ÇÖZÜMLER

Bütün bunlara ilaveten, sanayicinin de, esnafın da, inşaatçının da üzerlerindeki vergi yükü artıyor. Yeni vergiler nedeniyle para kazanılamayan bir dönemde herkes daha fazla vergi ödemek durumunda kalıyor. Asıl gürültü de bu alanda kopuyor.

Sorunlar bu olunca sorunların çözümü için öne sürülen talepler de şaşırtıcı olmuyor.

Ek vergiler indirilsin ya da kaldırılsın.

Vergi, SSK ve Bağ-Kur borçları olanlara kolaylık sağlansın.

Kur makası mini bir ayarlamayla kapatılmaya çalışılsın.

Eximbank yoluyla ucuz kredi olanakları artırılsın.

Bankacılık kesiminin verdiği krediler hem ucuzlatılsın hem de artırılsın.

Kamu bankalarına olan faiz borçları ertelensin.

İç talebi canlandırıcı politikalar uygulansın.

Uygulanmakta olan istikrar programı önerilen çözümlerin tam aksini yapmayı gerektiriyor. Bu aşamada verilecek tavizler yeni tavizler vermeyi gerektirecektir. Sonuçta, istikrar programı sessiz sedasız rafa kaldırılacaktır.

Uzun yıllardan sonra ilk kez devlet, harcamalarını borçlanarak değil, vergi gelirleri ile finanse etmeye çalışıyor. Bu dönemde vergiden feragat etmek programı baltalar.

Sübvansiyonlar azaltılmaya çalışılıyor. İç talepteki gelişmelerin enflasyon üzerindeki olumsuz etkilerinin asgariye indirilmesine çalışılıyor.

VERİMLİLİK

Bunlar yapılırken enflasyon hedefi ile reel ekonominin gerçekleri arasında sıkışıp kalınıyor. Bu çelişkiden kısa dönemde kurtulmanın kolay bir yolu yok. Orta dönemde ise acıları hafifletecek önemli bir unsur ‘‘üretimde verimliliği’’ artırmak olacaktır.

Yüksek enflasyon ortamında yıllarca verimliliği bir kenara bırakan ekonomi ‘‘verimlilik’’ kavramının önemini artık öğrenmek durumundadır. Bu kavram özel sektör için olduğu kadar kamu kesimi için de son derece önemlidir. Çünkü, verimsiz kamu harcamalarını uzun süre vergi yoluyla finanse edebilmek de mümkün değildir.

Bugünlerde yaşanan ekonomideki çelişkiler bizlere yeni kavramları ve sorunlara yeni yaklaşımları öğretecektir. Bu konuda gösterilecek zaaflar ise çelişkiler içinde kolay yola sapılmasına neden olacaktır.

Acı çekmeden enflasyon düşmez. Acının adil dağıtımı diye bir şey de yoktur. Bunu kavrayamazsak daha çok krizler çıkarırız.

Yazarın Tüm Yazıları