Enis Berberoğlu: Tuz koktuysa






Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

BU ülkenin üç-beş banka soygunu veya ihale vurgunuyla batmayacağı kesindir... Ama ya tuz koktuysa ve ülkeyi idare edenler yasama gücünü vurgun düzenini egemen kılacak şekilde kullanmaya inatlıysa...

Olmaz olmaz demeyin... Bu gözler neler gördü neler...

1987 yılında hayali ihracat iddialarının ayyuka çıktığı günlerde gümrüklerin elini kolunu bağlayan kararname çıkaranlar... Otoyol zenginleri yaratanlar, gece yarısı banka pazarlığı yürütenler... İSKİ vurguncularını koruyanlar, Tatlı Para'yı eşe dosta dağıtanlar... Haklarındaki yolsuzluk dosyaları nedeniyle panikleyince ezeli rakibiyle el ele aklananlar...

Söyleyin hangisi kanunsuzdu? Aksine hepsi yasaldı ve ama ahlaken yasaktı, siyaseten ayıptı, tek kelimeyle rezaletti.

Seçim ve Siyasi Partiler kanunları marifetiyle demokrasinin yürütme ve yasama erklerini ele geçiren zihniyetin rahatını kaçıran yargı kadroları ile çatışmaya girmesi kaçınılmazdı... Yargının yerleşik düzenin kurulu tezgáhını zorlaması ve bazen kalıp dışı (rutin dışı ile karıştırmayın) tavır alması işi ve demokratik işlevi gereğidir.

* * *

Gürbulak Sınır Kapısı'ndan yükselen kokular daha iki gün önce bu köşede yer aldı... Gümrük Müsteşarı Nevzat Saygılıoğlu bile bu kapıdan yapılan ithalat hakkında kuşkuluydu: ‘‘Gürbulak Kapısı'ndaki görevlilere ‘ihracatı hızlandırın, özellikle ithalatı biraz daha dikkatli değerlendirin' direktifini verdim.’’ (Hürriyet, 30 Nisan 2001)

Gürbulak’ta bala üşüşen sinek misali kimlerin bir araya geldiği dün Doğan Haber Ajansı tarafından haberi geçilen Savcılık iddianamesi ile belli oldu: ‘‘İki gümrük başmüdürü, gümrük görevlileri, polis, jandarma komutanı, ilçe tarım müdürü, veteriner hekim ve ziraat mühendisleri, merkez sağ iki partiye yakın işadamları...’’

Peki bu köşeye ‘‘Puro Çetesi’’ adıyla yansıyan (19 Mart 2001) suç örgütünü fark etmek, yakasına yapışmak o kadar zor muydu?

Yanıtını iddianameden arayalım: ‘‘...el konulan Toshiba marka laptop bilgisayarda şok isimler yer aldı. Aras Gümrükleme'nin 15 Şubat ve 30 Mart 2000 tarihlerinde ‘Purocu' olarak tanınan dönemin Gümrük Başmüdürü Ali Rıza Altınok'a 800 ve 750 milyon liralık iki ayrı ödeme yaptığı belirtildi. ‘Başmüdüre puro parası' olarak verilen para operasyona ad olurken Gürbulak'tan ayrıldıktan sonra Hakkari Gümrükler Başmüdürlüğü görevine atanan ve tutuklanan Ali Rıza Altınok, Küba'nın en ünlü Cohiba Esplandidos purosundan günde üç adet içmesiyle tanınıyordu. 7 Kasım 2000'e kadar Gürbulak'ta görev yapan Altınok, tanesi 75 Alman Markı olan purolardan hiç kimseye ikram etmemesiyle de ünlüydü’’ (Kaynak: Doğan Haber Ajansı)

Günde 120 milyon liralık puro içen kaç memur tanıyorsunuz?

* * *

Eldeki verileri bir araya getirirsek... Kanunları çıkartan siyasiler haksız kazancı himaye ediyorsa... Görevi tamamen bu usulsüzlükleri tespit olan denetçilerin eli kolu bağlıysa... (Bakınız işleme konulmayan Bankalar Yeminli Murakıp raporları) Polis kafasının basmadığı ekonomik labirentlerde yolunu arıyorsa... Yargıyla yürütme birbirine küsüyorsa...

Kıyamet yakındır.

KARŞI GÖRÜŞ-KATKI

‘‘İSTİKBAL MARŞI:

Bakma, dönmez şafak vakti yurttan kaçan o alçak/ Dönmeyip Amerika'da arlanmadan yaşayacak/ O benim milletimin hırsızıdır yurdu soyacak/ Hortumladığı benim milletimindir ancak.

Çalma kurban olayım hepsini ey hırslı çakal/ Gariban halkıma bir pul bırakacak kadar al/ Olmaz sonra götürdüğün paralar sana helal/Hakkını vermezsen buradaki ortakların behemehal.

Ben ezelden beri aç yaşadım aç yaşarım/Hangi hükümet beni kurtaracakmış şaşarım/ Yırtsam bir tarafımı hiç görünmez başarım/ Kurumuş musluk gibiyim ne akar ne taşarım.

Dalgalanın siz de dolar gibi ey suçlular/Olsun artık soyguncuya vurulacak bir yular/ Ebediyen öyle yok hesapsız bir iktidar/ Hakkıdır garip yaşayan vatandaşın da gülmek/Hakkıdır ezilmiş milletimin aydınlık bir istikbal.’’ (Yılmaz GÜLTEKİN)

Yazarın Tüm Yazıları