Emin Çölaşan: Sorular, sorular!

Emin ÇÖLAŞAN
Haberin Devamı

Anayasa değişikliği için imzasını veren, birkaç gün sonra yapılan oylamada kıvırtan 150'den fazla milletvekili var.

Bunlara ne demeli?

Bu şahıslar ANAP, DYP, MHP ve DSP milletvekili. Hep birlikte Fazilet'e hizmet sundular.

Fazilet şimdi bayram yapıyor. ‘‘Yine bizim kucağımıza düştüler. Yeni pazarlıklar yapalım da bir şeyler koparalım, parti kapatmayı imkánsız duruma getirelim, TCK'nın 312. maddesini de bu karambolden yararlanıp kaldırtalım. Hükümet istifa ederse belki biz de ortak oluruz’’ diye pusuda bekliyor.

Önceki gün Fazilet Partisi'ne çalışan milletvekilleri acaba yaptıklarının farkında mı?

Lütfen yanlış anlamayın. Burada bu Anayasa paketine eklenen, biri Fazilet'e kapatılma, diğeri tüm milletvekillerine maaş kıyağı öngören maddeleri savunduğumu sanmayın.

Ama ne olursa olsun, bir milletvekili imzasına sahip çıkmak zorundadır. Eğer o doğrultuda oy kullanmayacaksan, baştan imza vermezsin. İmza vermeyen milletvekilleri bu olayda onurlu davranmış oldular.

***

Önümüzdeki hafta yapılacak son oylamada sonuç değişir mi? Eğer baştan imza atıp sonra kıvırtan ANAP, DYP, DSP ve MHP milletvekilleri, bu davranışları ile Fazilet'e hizmet ettiklerinin bilincine varırlarsa, değişebilir.

Fakat onun da bir ‘‘felaketi’’ var! Diyelim ki önümüzdeki yapılacak oylamada paketimiz örneğin 330 oyla kabul edildi. Ama bunun anlamı referanduma gitmek. Yani Anayasa değişikliği 330 ile 367 arasında oy olursa halkın oyuna başvuruluyor.

Halka gidilmesi demek, yeni bir seçim demek. Türkiye'nin haftalar boyu yine bu konuya kilitlenmesi, işi gücü bırakması ve ayrıca cumhurbaşkansız kalması demek. Sandıkların kurulması, mitingler yapılması, işin iyice kızışması ve devlet kesesinden trilyonların harcanması demek.

Bence referandum bir felaket olur.

***

Demirel için Anayasa değişikliğine gidiyoruz, ortada başka aday yok. Partiler tarafından gösterilen bir tek ciddi ve tutarlı aday yok. Kafalar karışık.

Anayasa değişikliğini, cumhurbaşkanı seçimini yüzümüze gözümüze bulaştırdık.

Meclis'teki görüşmeleri ile, oylaması ile, imzasına sahip çıkmayı bilmeyen milletvekilleri ile!

Peki bundan sonra ne olacak?

Hiç kimse bir şey bilmiyor. Demirel bilmiyor, Ecevit bilmiyor, partiler bilmiyor.

Ecevit istifa eder mi? Hükümet biter mi?

Biterse, sonrası nasıl gelir?

Hükümetin sona erme olasılığı gündeme gelirse, DSP, MHP ve ANAP milletvekilleri bu kez olumlu oy kullanırlar mı? DYP'nin de desteği ile Anayasa değişir mi?

Ya da Fazilet oyları için pazarlık yeniden başlar mı? Onlara yeni ödünler verilip yeni rezaletler yaratılır mı?

İktidar kesimi bu işten vazgeçer mi? Bundan sonraki oylama yapılır mı? Yapılırsa aynı maddelerle mi, yoksa iki kıyak maddesi geri çekilerek mi yapılır?

Sonuç yine hüsran mı olur?

Referandum çıkarsa, Türkiye bu kargaşayı birkaç ay daha sırtında taşıyabilir mi?

Ortaya başka adaylar çıkar mı? Kim çıkar?

Hiç kuşkunuz olmasın, bu soruların yanıtlarını şu anda bilen bir tek kişi yok.

***

Tabii burada en çok merak edilen, Demirel'in tavrı. Acaba bundan sonra ne yapacak? Nasıl bir tutum izleyecek?

Önümüzdeki günlerde yapacağı ve dış gezileri iptal etti. Demek bir bildiği var. Nedir o?

Özellikle dış geziler niçin iptal ediliyor? Bunlar gereksiz miydi? Gereksizse niçin gidiliyordu, gerekliyse niçin iptal ediliyor?

Ortaya çıkan son tablo sonrasında kendisine ‘‘Geri çekilin’’ denilse, yanıtı şöyle olacak:

‘‘Nereden çekileceğim? Ben aday mıyım? Böyle bir başvurum mu var ki geri çekileyim?..’’

Haklıdır. Ortada resmi bir durum yok ama bütün bunların Demirel için yapıldığını Mısır'daki sağır sultan bile biliyor.

Tam bir karışıklık! Tam bir elimize yüzümüze bulaştırma süreci!

***

Ülkenin en önemli konularından birini çözmeye çalışıyoruz.

Cumhurbaşkanı seçeceğiz!

Pazarlıklarla, ödünlerle, kişiliksiz imzalarla, danışıklı dövüşlerle, kafalarda gezinen ancak kuyruğu birbirine değmeyen tilkilerle, Bizans oyunlarıyla, pusuya yatıp işin kazancını bekleyen partilerle, ikili oynayan bazı genel başkanlar ve milletvekilleri ile bir çuval inciri berbat ettik.

Vallahi Avrupa Birliği duymasın! Olur olmaz konularda üzerimize müfettiş gönderiyorlar. Bu konuda da gönderip ‘‘Ulan siz cumhurbaşkanı sorununu bile çözmekten acizsiniz. Adam olmazsınız. Sizi adaylıktan çıkardık’’ deseler, haksız mı olurlar?

Yazarın Tüm Yazıları