Emin Çölaşan: Kürtçülerin Kıbrıs ihaneti

Emin ÇÖLAŞAN
Haberin Devamı

ZARFTAN çıkan kitap Almanya'da basılmış, oradan postalanmış. Yazarı gazeteci imiş! İsmi Roni Alasor. Büyük olasılıkla takma isim. Türkiye'den Avrupa'ya tüymüş, oradaki ihanet şebekesine katılmış. Arka kapaktaki bilgilere göre Hınıs'ın Govendik Köyü'nde doğmuş. PKK'nın Almanya'daki yayın organı olan gazetede yazarlık yapmış, ayrıca Kürdistan Gazeteciler Birliği isimli kuruluşta görev almış, Norveç'te yaşıyormuş.

Herifin kendisi Kürtçü ama diğerleri gibi o da Kürtçe bilmediğinden, kitabını Türkçe yazıyor!

Kitabın konusu 1974 yılında gerçekleşen Kıbrıs Barış Harekátı! Oraya katılan, devletimiz tarafından ‘‘Gazi’’ unvanı, gazilik belgesi, kahramanlık madalyası verilen birkaç Kürt kökenli, halen Avrupa'da yaşayan vatandaşımızın güya ağzından yazılmış.

Merakımdan okudum. Yalanın, Rum propagandasının, Türk ve Türkiye düşmanlığının bu kadarı olamaz. Adam Rumlara öylesine satılmış ki, örneğin Girne'den Kyrenia, Lefkoşe'den Nicosia olarak söz ediyor. Kıbrıs'taki bütün yerleşim birimlerinin Rumca isimlerini kullanıyor.

***

Türkiye düşmanlığı daha önsözden başlıyor:

‘‘Nicosia işgali çok acımasızdı. 1570 yılında 20 bin insan Osmanlı askerleri tarafından bir günde acımasızca öldürüldü...’’

Sonra 1974 yılına geliyor ve nice Türk'ü öldüren EOKA şefini tanımlıyor:

‘‘Kıbrıs özgürlük mücadelesi kahramanı Albay Grivas 1920'lerde Anadolu'ya giren Elen ordusunda da subay olarak görev almıştı...’’

İşte Türkiye'ye düşmanlık saçan bu Kürtçü kitaptan bazı alıntılar:

‘‘Adam (Türkler) gitmiş elalemin toprağını işgal etmiş, insanlarını öldürmüş, çoluk çocuk demeden ırzlarına geçmiş, talan ve çapulculuk yapmış, kasap Rauf Denktaş'ı kullanıp cumhuriyet ilan etmiş...

Bunlar Kıbrıslı Türk kadınlara da tecavüz ettiler!.. Ayrıca ufacık iki küçük Türk kızın ırzına geçtiler!..

Esirleri gemiyle Adana'ya götürürken 10 tanesini denize attık. Başı dik ve yiğit Rumlar tepki gösterdi...

Kıbrıs'a çıktığımızda Türkler bize tepki gösteriyor, Allah belanızı versin, defolup gidin buradan diye bağırıyorlardı. Pek çok Türk, Rum tarafına kaçıyordu...

Kıbrıs Türklerine Rumların yapmadığı zulmü, işgalci Türk askeri yaptı...

Bir köyde damın üstündeki çiçeklerini sulayan yaşlı bir Rum kadın gördük. Trakyalı bir Türk, bu kadını vurup öldürdü...

Adana'da kepçeyle toprağı kazdık, 700'den fazla Rum esirini öldürüp oraya doldurduk...

Türk askerleri ve subayları, önlerine gelen her şeyi yağma ettiler. Cesetleri soydular...’’

Kitaba Almanya'da güya konuşanlar ise yazara yalvarmış!

‘‘Aman ismimi yazma...’’

O da isimleri bu yüzden açıklamıyormuş!

***

Ama kitaba ismiyle konuşan biri var ki, o da bizim Yalçın Küçük! Ciddiye alınan biri olmasa da, bazı ‘‘tarihi gerçekleri’’ açıklıyor! Yalçın o sırada Türkiye'de yedeksubay asteğmen. Birliği gidince, onu da Kıbrıs'a gönderiyorlar. Şimdi bu ‘‘en kahraman Rıdvan’’ın sözlerine bakalım:

‘‘Kıbrıs anılarımın hepsini burada anlatmam mümkün değil. Bunları Elence (Rumca) bir kitapta toplayacağım. (Kitabıyla onlara hizmet verecek!). Rum sivillere yönelik saldırı, öldürme, yağmalama gibi olaylara tanık oldum. İşgalin içyüzünü Elen halkına anlatmak istiyorum... Türk askeri için zengin gelen evlerin içindeki kıymetli eşyaların sonunu artık siz düşünün...

Birçok subay gaddar ve çapulcuydu. Özellikle aşırı sağcı faşist Türk subay, çavuş, onbaşı ve erleri katliam ve çapulculuğun başını çekiyorlardı...

Bir köyde dinlenirken silah sesleri duydum. Türk askeri bir sandalyede oturan özürlü, akli dengesi yerinde olmayan yaşlı bir kadının rahmine iki şarjör kurşun sıkıp öldürdü. Yüzbaşı erleri kutladı, ben kendisiyle tartıştım!..

Subaylar Türk kadınlarıyla sevişmeye gidince kadınlar ‘‘Bu akşam bize gel ama bizde buzdolabı, televizyon yok’’ derlerdi...

Kontrgerillanın adamı Rauf Denktaş, Kıbrıs sorununun çözümüne en büyük engeldir. Bu adam sağ kaldıkça adaya barış gelmeyecektir...’’

***

Yalçın abim bunları söylüyor! Hani yakın geçmişte ‘‘Apocu’’ olan, o heriften ‘‘Kardeşim Apo’’ diye söz eden, yıllar boyu Paris sosyetesine Kürtçülük yapan, sonra tıpış tıpış Türkiye'ye gelip içeri giren Yalçın Küçük!..

Fakat en önemlisi, bu kitapla tarihe geçecek müthiş gerçeği itiraf ediyor:

‘‘Zırhlı Mekanize Tugay 2. Bölük'te görevliydim. Komutamdaki askerlerle Magosa'yı ben aldım...’’

Helal olsun be! Zaten sen olmasaydın, Kıbrıs harekátı hezimetle bitecekti. Magosa fatihi yedeksubay asteğmen Yalçın Küçük, vatan sana minnettardır!

***

Sevgili okuyucularım, Avrupa'da Kürtçülük adına yapılan Türk ve Türkiye düşmanlığını size bir belge ile daha kanıtladım. İsminin Roni Alasor olduğunu iddia eden Kürtçü bir sahtekár ortaya çıkıyor, Rum parasıyla yazıldığı belli olan kitabında Rumlara övgüler düzerken, bizi karalamaya kalkışıyor.

‘‘Yağmacı, çapulcu, ırz düşmanı, korkak, barbar...’’

Avrupa'da üslenmişler, Kürtçülük yorganına sarılmışlar, büyük paraya satılmışlar, yalanın bini bir paraya gidiyor.

Bunların yerli malı uzantıları da KKTC'de aynı oyunu oynuyor. Utanmazlığın, işbirlikçiliğin, ihanetin bu kadarına pes.

Yazarın Tüm Yazıları