Eli kirli Fransa

SIRÇA köşkte oturanın başkasına taş atmaması, yanılmıyorsak hemen her dilde kullanılan bir atasözüdür.

Fransa tam da o yanlışı yapmaya kalktı.

Üstelik bir değil iki yanlıştan söz ediyoruz:

Bildiğiniz gibi "Ermeni soykırımı denen olaylar, aslında bir soykırım değil, karşılıklı birbirini öldürme sürecidir" demeyi 5 yıl hapisle cezalandırmayı amaçlayan bir yasa önerisini Meclis’te görüşme aşamasındalar.

Fransa uygar bir ülke... Fransız halkı kendi ulusuyla, kendi kültürüyle, kendi değerleriyle övünen bir halk.

Eğer bunlar doğru ise, Fransızlar kendi yakın geçmişlerinin kirli olaylarını nasıl açıklayabilirler?

Örneğin, Ruanda’da Hutu kabilelerine mensup sivillerin Fransız subaylar tarafından eğitilip silahlandırıldıkları, bunun ardından Hutu’ların üç ay içinde 800 bin Tutsi’li öldürdüğü biliniyor.

Bu katliama Fransız subayların da karıştığı, 6 Ruanda vatandaşının Fransız Askeri Mahkemesi’ne verdikleri ifadeler ve kanıtlarla ortaya çıktı. Bu tanıklar bazı Fransız askerlerin, Fransız ordusunun koruması altındaki Murambi mülteci kampındaki Tutsi’leri öldürdüklerine tanık olduklarını, yargıç Brigitte Raynaud’a verdikleri ifadede söylediler.

Hadi diyelim Ruanda katliamında Fransa’nın "devlet" olarak rolü var mı yok mu tartışılabilir.

Ya Cezayir’in Setif şehrinde 8 Mayıs 1945 tarihinde meydana gelen ve 20 bin Cezayirli sivilin Fransız askerleri tarafından kurşun yağmuruna tutulup öldürülmelerine ne diyelim?

Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülaziz Buteflika, Setif katliamından sonra 1.5 milyon Cezayirlinin Fransızlar tarafından öldürülmesi nedeniyle Fransa’nın resmen özür dilemesini talep etti. Buna karşılık resmi Fransızlar, "tarihi gerçekleri saptayıp ortaya çıkarmanın politikacıların değil tarihçilerin işi olduğunu" söylüyorlar.

Kısaca sıra kendilerine gelince "tarihin tarihçilere bırakılmasını" makul buluyorlar ama hedef Türkiye olunca "Ermeni katliamı yok demek 5 yıllık suçtur" diyecek kadar çelişkili ve çifte standartlı olmakta sakınca görmüyorlar.

Dahası... Yaptıklarının özgürlüklerin anası olan "ifade özgürlüğü"ne taban tabana zıt olduğunu görmezden geliyorlar.

İnanılmaz bir şey ama 21’inci yüzyılın başında "Dünya düzdür" diyen Engizisyon zihniyetinin karşımıza çıktığına tanık oluyoruz. Ortaçağ’ın o karanlık zihniyeti "dünyanın yuvarlak olduğunu ve kendi ekseni etrafında döndüğünü" söyleyen Galileo Galilei’yi susturmaya çalışmakla ne kadar yanlış yaptılarsa, Fransız Parlamentosu da bu çağda aynı şeyi yapmaya kalkıyor.

Fransız Meclisi bu yanlışı Türklere karşı oldukları için yapıyorsa, o daha da kötü. Çünkü bu düpedüz ırkçı bir yaklaşımdır.

Not: Dünkü yazımda "lağvetme" (ortadan kaldırma) kelimesi "lavetme" şeklinde çıkmış. Hata bana aittir. Özür dilerim. O.E.
Yazarın Tüm Yazıları