Birinci TEOG savaşından nasıl çıktım?

Güncelleme Tarihi:

Birinci TEOG savaşından nasıl çıktım
Oluşturulma Tarihi: Kasım 17, 2014 09:00

‘Nasıl anlatsam, nereden başlasam’ her ne kadar MFÖ’nün bir şarkı sözü olsa da, gönül rahatlığıyla TEOG travmasını anlatmak için ideal bir başlangıç cümlesi olabilir. Bir kere en başta nasıl bir veli olduğumu anlatayım ki, ilerleyen satırlarda yazdıklarımı ona göre değerlendirin.

Haberin Devamı

Çocuğunun okul başarısına kafayı takmış bir anne değilim. O kurs senin, bu kurs benim çocuğuma eziyet etmedim. Ders yaparken başında cehennem zebanisi gibi dikilip, ille de doğru cevaplar versin diye baskı kurmadım.

Yanlış yapmasına izin verdim. “Bugün ders çalışmak istemiyorum” dediğinde odasında bütün gün gitar çalmasını sağlıklı buldum. Özetle, sınav odaklı olsun diye ne onu ne de kendimi paralamadım. Ama gel gelelim neticede bu hayatlarının en önemli sınavlarından biri. En azından nasıl bir sistemde sınava gireceğini bilmek en büyük hakkımız. Ama daha TEOG’un yapılacağı açıklanır açıklanmaz kara delik gibi kocaman bir belirsizlik ortaya çıktı.

İçine Pollyanna kaçan bendeniz gibi anneler, “Yeni bir sistem, nasılsa enine boyuna tartışıp kurulmuştur. Bizlere de 2-3 haftaya her şeyi anlatırlar, paniğe gerek yok” dedik. Demez olaydık! Bırak 2-3 haftayı, sınavın iki aşaması da yapılıp bittikten sonra bile muamma devam etti. Hani neredeyse “üzerine bir bardak su için” demedikleri kaldı. Belki demişlerdir bile kim bilir...

Haberin Devamı

Dijital okur yazar beceremediyse
Okur yazar olmayan ne yapsın?

Çocukların sınav stresleri onlara yetmiyormuş gibi, sınavın nasıl yapılacağına dair belirsizlik hepsinde kaygı anksiyetesini katladı. Anneler en ufak bir bilgi alabilmek için o tv kanalı senin, bu gazete köşesi benim, TEOG’a ilişkin ne bulursa üstüne atladı. Hem okuryazar, hem hasbelkader iyi bir dijital okuryazar olarak işin içinden ben çıkamadım. Eğitim düzeyi düşük ebeveynler ise bu karmaşada nasıl yol aldı tahmin bile edemiyorum.

Nihayet karmaşık sınav sürecini atlattıktan sonra, bu kez sıra tercihlerdeydi. Meğer gördüklerimiz, göreceklerimizin yanında hiçbir şeymiş. Mevcut puanıyla çocuğum nereye girer diye sıkı sıkı çalışmış, geceler boyu gözüm çıkana kadar bilgisayar başında mesai harcayıp okul listelerini çıkarmışken, bu kez hooop MEB’den başka bir açıklama geldi. Puanları yeniden hesaplayacaklarını muştuluyorlardı! Kaset başa sarıldı ve tüm süreç yeniden yaşandı. Yazarken bile hatırladığımda kalbim sıkışıyor.

Haberin Devamı

Yabancı özel okulların tarihinde ilk

Neticede MEB’in yeni sistemi sayesinde okullar da ne yapacağını bilemediğinden puanlar tavan yaptı. Yabancı özel okulları tercih edecekler, bu okulların tarihlerinin yazmadığı bir şeyle karşılaştılar. İkinci, üçüncü tercihlerde istisnasız puanlarını düşüren bu okullar, bu kez tam aksine yükseltmişti. Haberlerden hatırlayacaksınız gayri Müslüm çocuklar imam hatip okullarına, Ankara’daki bir çocuk Konya’ya yerleştirildi vs vs...

Bu yılki sınavda umarım TEOG’un ilk mağdurları bizlerin çektiklerini çekmezsiniz. Umarım Milli Eğitim de geçen yıldan dersini almıştır. Haa bu arada, “sen çocuğunu ne yaptın” diye sorarsanız? İstanbul’daki okulların bekleyiş gerginliğine daha fazla katlanamayarak çocuğumu İzmir’de bir okula yazdırdım.

Haberin Devamı

Naçizane bir tavsiye isterseniz, geçen yılki olaylar şeceresini önünüze koyup bir okuyun, en azından psikolojik hazırlık yaparsınız. Atalarımız ne demiş önünü kış tut, yaz çıkarsa bahtına...


Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!