Ege Cansen: Ekonomide esneklik

Ege CANSEN
Haberin Devamı

ESNEKLİK, sistemin kırılmaması, yani çok ciddi krizlere yakalanmaması için gereklidir. Bu ifadeyi ‘‘ekonomi’’ için de kullanabiliriz. Ağaçlar, sağa sola sallanabildikleri için rüzgára dayanabilir. Pek tabii, eğer yeteri kadar direnme gücü varsa, hiç esnemese de, bir sistem üstüne gelen baskılar karşısında dimdik ayakta kalabilir. Ancak baskının şiddeti, direnme gücünü yendiği anda ortaya istenmeyen bir ‘‘eğilme’’ değil, çok zararlı bir ‘‘kırılma’’ çıkar.

Ekonominin esnekliği, fiyatların birbirine göre değişmesine izin vermekle sağlanır. Fiyatlar, cebren saptanır ve oynamasına izin verilmezse, ekonomi esnekliğini yitirir. O zaman ortaya, yokluklar çıkar. Mesala döviz yokluğu veya iş yokluğu. Ekonomide en çok konuşulan esneklik kavramlarından birincisi ‘‘esnek istihdam’’dır. Esnek istihdamın anlamı, işçi ve memurların, istihdam şartlarında yapılacak kötüleşmelere razı olması ve bu konuda yasal bir engel bulunmamasıdır. Böyle olunca, iktisadiliğini kaybetmiş istihdamın yerine, iktisadi olan yeni iş imkánları, yeni şartlarla ortaya çıkar. İşsizlik, haliyle azalır. Bunun bedeli, işi olanların çıkarlarının, arzuları hilafına, zaman zaman zedelenmesidir. Genelde tüm Avrupa ülkelerinde, özellikle İspanya ve Fransa'da işsizliğin yüksek olmasının sebebi, ‘‘esnek istihdam’’ anlayışının bu ülkede kabul görmesidir. Bunun yerine ‘‘işsizlik ödemeleri’’nin kapsamı geniş tutulmasıdır. Bu yüzden Avrupa ülkeleri, Amerika ve Uzakdoğu ülkelerine kıyasla, durgunluktan zor çıkmakta, büyüme hızları düşük kalmaktadır.

Az gelişmiş Türk ekonomisinin, 25 yıl yüksek enflasyonla yaşamasına rağmen, hiç ‘‘hiper’’ enflasyona (yani ayda yüzde 50) yakalanmamış olmasının bir sebebi, sistemin esnek olmasıdır. Bu esneklik kendini en çok, tasarrufların ve ücretlerin enflasyona göre otomatik olarak ‘‘ayarlanması’’ şeklinde gösterir. Türk ekonomisi, geçmişte içine düştüğü krizlerden, enflasyonu artırıp devalüasyon yaparak ‘‘reel ücretleri’’ ve ‘‘reel faizleri’’ düşürerek çıkmıştır. Eğer bu konuda Latin Amerika veya son dönemde Rusya'da olduğu gibi bazı kısıtlamalar olsaydı, Türkiye'nin de hiper enflasyon girdabına kapılması kaçınılmaz olurdu.

Esneklik, yukarıda söylediğim gibi, her halükárda savunulacak bir şey değildir. Yani sistem, her rüzgárda eğilirse, o takdirde kuvvetli bir gövde de oluşturamaz. Ancak, değişikliğe direnirken, bu direnmenin bedelini bir başka şekilde ödemek gerekir. Mesela işsizliğin artmasına izin vererek veya özelleştirme ile devlet işletmelerini elden çıkararak veya tarım desteklerini azaltarak veya yerel yönetimlere vergi salma yetkisi vererek gerekli yapısal değişiklikler sağlanırsa, enflasyon ve devalüasyon baskılarına direnmek mümkün olabilir.

SON SÖZ: Ne yárdan vazgeçerim ne de serden diyenler, sonunda hem serden hem de yárdan vazgeçmek zorunda kalabilirler.

Yazarın Tüm Yazıları