Dört mevsim

‘‘İNCELEME’’ mevsimi geldi.

Türkiye'de siyasi açıdan da dört mevsimin yaşanmakta olduğunu söyleyebiliriz.

‘‘Kış Uykusu’’ mevsimi: En uzun mevsimdir. Meclis'in açılmasıyla başlar, tatile girmesiyle son bulur. Adı üstünde, kış aylarına denk gelir. Yine adı üstünde, uyunur.

‘‘Kedi Olalı Bir Fare Tutma’’ mevsimi: Aslında buna mevsim denmese de olur. ‘‘Kış Uykusu’’ içinde çok seyrek olarak yaşanır. Bazı seneler hiç yaşanmadığı da olur.

‘‘Dış Temas’’ mevsimi: Belli bir zamanı yoktur, diğer mevsimlerin içine sızmıştır. Yaz kış gözetmeden, önemli futbol karşılaşmalarına, turistik gezilere, alışverişe gidilmesi icap ettiğinde punduna getirilen bir mevsimdir.

‘‘İnceleme’’ mevsimi: Genellikle yaz aylarına denk gelse de kayak durumundan kış aylarında da yaşanabilen bir mevsimdir.

* * *

Yazının başında da belirttiğim gibi şu sıralar ‘‘inceleme’’ mevsiminde bulunmaktayız.

Bakan, milletvekili, bürokrat... Takım elbiseli kim varsa Bodrum dolaylarını incelemeye gitti.

Bakalım ne çıkacak? Gerçi umutsuz vaka. Zira kendimi bildim bileli incelerler, daha bir rapor falan görmedik.

Aslında gazeteci olarak ben de katılsam diyorum. Orada önemli bir iş yapılıyor. Popomu kaldırsam, gidip takip etsem...

Misal:

Bakan ortada, korumalar çember oluşturmuş denizin sıcaklığını ölçerlerken, kıyıdan elimle káğıt kalem seslensem:

‘‘Sayın bakanım ılık mı, ılık mı?’’

Ya da...

‘‘Bu ne mümbit toprak Yarabbim, site fışkıracak sıksan site!’’ diye karada gezerlerken, ‘‘Sıkılacak yer kalmış mı sayın bakanım?’’ diye sorsam.

Zaten kendilerini inceletmek üzere orada bulunan manken türünden kızları, Türk gençliğinin endamı hakkında bilgi sahibi olmak için dikkatlice süzerlerken,

‘‘Ortalama nedir sayın milletvekilim, 90-60-90 mı?’’ desem.

Son olarak,

‘‘Bakalım dipleri delik mi?’’ diye incelemek üzere teknelere doluşarak denize açıldıklarında, hakikaten tekneler delik olsa, denizin dibini boylasalar...

Ne güzel olur.

* * *

Ayol ne incelemesi?

Kimi kandırıyorsunuz?

Yalana ne lüzum var?

Ama bir yandan da hak vermiyor değilim. Tatil yapacak yüzleri yok ki. E, bunun bilincinde olmaları bile bir şeydir.

Buna benzer bir de ‘‘Moral ve Eğitim Tesisleri’’ meselesi var. Bir gün ona da değinirim inşallah.


MIŞ-MUŞ

2050 yılında dünyada hayat sona erecekmiş.

Demek hükümet biraz daha dayanırsa dünyaya kazık kakmış olacak.

*

Taşar, ‘‘Turizm Bakanı'yım ama bir senedir denize girmiyorum’’ demiş.

Bence yine girmeyin. Cüssenize baktım da deniz suyu seviyesi yükselebilir.

*

Ecevit, ‘‘Demokratik Sol Parti’’ diyeceğine, ‘‘Demokratik Sağ Parti’’ demiş.

Doğruyu söylemiş.
Yazarın Tüm Yazıları