DKNY 20 yaşında bir bilge

Donna Karan’nın New York şehrinin silüetini değiştirmesinin üzerinden şaka maka tam 20 yıl geçmiş. Moda dünyasının en güçlü ve karakterli kadınlarından biri olan Donna Karan kendi ismiyle kaya bir marka yaratmakla kalmadı. Seksenli yılların sonundan itibaren "working girl" imgesini de belirledi.

Donna Karan için herşeyin tam anlamı New York’ta başladı. Long Island’da moda dünyasının kalbinde doğan Donna’nın babası Gabby Faske (Donna 3 yaşındayken vefat etmiş) bir terzi, annesi Helen de bir showroom modeli ve moda alanında satış uzmanı. Karan’un üvey babası Harold Flaxman da moda dünyasının içindeydi. Dolayısıyla, bu meslek Donna için bir nevi kaderdi. Hálá lisede okurken, ilk koleksiyonunu tasarlamış, ilk şovunu düzenlemişti bile.

Parsons’da ikinci sınıftayken, Donna, Anne Klein’da yaz stajı için işe alındı. Bu, Donna’nın hayatını sonsuza kadar şekillendirecek bir fırsattı. Üç yıl boyunca baş tasarımcılık görevini üstlenen Donna, 1974’te Anne Klein’ın ölümü sonrası onun yerini aldı. Donna, Parsons’dan arkadaşı olan Louis Dell’Olio’yu tasarımcı olarak yanına aldı ve beraber Anne Klein Koleksiyonu’nu hazırladılar. 1982’de Donna, DKNY markasının ön hazırlığı niteliğinde değerlendirilebilecek Anne Klein II koleksiyonunu oluşturdu.

NEW YORK’A SİYAH GİYDİREN KADIN

Donna Karan’ın en mükemmel jean arayışı ve kendi kızı Gabby’yi giydirme hevesi sonucunda 1989 yılında DKNY kuruldu. DKNY kısa sürede o kadar tutuldu ve tanındı ki, aynı etiket altında birçok küçük marka ortaya çıktı. DKNY Jeans, DKNY Active, City DKNY, DKNY Underwear, DKNY Jeans Genç ve DKNY Çocuk. Donna Karan koleksiyonunda olduğu gibi, DKNY’ın da New York City sokak modasını tamamlamak amacıyla ayakkabı ve aksesuvar koleksiyonu hazırlandı.

Modern giyim tasarılarında Donna Karan’ın konsepti yedi rahat ve birbirine uyum sağlayan parçanın birleşiminden oluşuyor. Gündüzden geceye, hafta içi haftasonu fark etmeden, her mevsim kullanılabilecek giysiler tasarlıyor. "Enternasyonel kadın ve erkekleri giydiriyorum" diyor Donna. "Günlerinin onları nereye götüreceği belli olmayan hareketli ve spontan insanları. New York bu yüzden markanın bir parçası. Onların yaşantılarının hızına, hayata karşı tutumlarına uyum sağlıyoruz."

HİÇ DURMAYAN BİR MAKİNE

Donna Karan uzun kariyeri boyunca, sayısız başarıya imza attı. Amerikan Moda Tasarımcıları Birliği, Donna’yı yedi kere ödüllendirdi. Ödüllerinden biri 2004 yılında aldığı Ömür Boyu Başarı (Lifetime Achievement Award) ödülü ve şirketinin 20. yıldönümüne denk geldi. Aynı sene, eğitim gördüğü Parsons School of Design tarafından da fahri doktora unvanı aldı. Uluslararası Moda Tasarım Grubu da, ilk defa olarak bir Amerikalı tasarımcıya "Süper Star Ödülü" verdiler.

Donna Karan sosyal yardımlaşmayı da çok önemli bir öncelik olarak gördü. 1993 yılında Pediatrik AIDS Kurumu’nun kuruluşundan beri New York’ta yapılan yıllık "Kids for Kids" kampanyasına başkanlık ediyor. Ayrıca, 1998’ten itibaren Liz Tillberis ile birlikte her yıl "Süper Cumartesi" adı altında bit pazarında yapılan barbekü ile Rahim Kanseri Araştırma Fonu için yardım kampanyası düzenliyor. Ayrıca Amerika’nın en ünlü modern sanat enstitülerinden biri olan New York City Dia Center for Arts’ın aktif yardımcılarından da biri.

Donna Karan’a göre 10 stil kuralı

1. Rahatlık

2. Tensellik

3. Lüks

4. Koku

5. Baz olarak siyah

6. Renklerin karışımı

7. Tamamen kişiye özel aksesuvarlar

8. Daha güzel olanı ön plana çıkarmak; örneğin hiç kilo almayan omuzlarınızı...

9. Biraz dekolte; güzel bacaklarınız varsa onları göstermekten kaçınmayın.

10. Kendinize dürüst davranın

DKNY yirminci yıl şerefine

DKNY markasının kozmetikten nevresime kadar el atmadığı alan pek yok gibi. Mesela şimdi de 20. yıllarını kutlamaları vesilesiyle özel bir şampanya ürettiler. Napa’daki Chandon bağlarında üretilen bu özel kupajın şişesi 50 dolardan satılıyor. Bu arada şampanya da, pasta da, ekmek de bulamayanları unutmadı DKNY.

New York’taki artan yemeklerin açlık çekenlere ulaştırılması gayesiyle başlatılan "City Harvest" hareketine de katkıda bulunuyor. Üzerlerinde DKNY’nin yeşil, kobalt ve mor gibi sezon renklerini taşıyan 15 kamyon lokantalar, oteller ve yemek fabrikalarındaki artmış tonlarca yemeği aç insanlara taşıyor. Bu sayede tam 260 bin insanın karnı doymuş.

Sevdiğimiz Kadınlar Beğendiğimiz Hareketler: RIHANNA

Pop dünyası son zamanlarda hatırı sayılır bir kuraklık ve yavanlık yaşıyor kanaatimizce. Bu semalardan yükselen en heyecan verici şeyse kesinlikle Rihanna. Şimdiye dek tam üç albüm çıkaran "Robyn Rihanna Fenty" sadece ve sadece 20 yaşında! Turizm broşürlerinde yazdığı şekliyle "turkuvaz denizli, altın kumsallı" Barbados’ta doğmuş büyümüş. Pembe flamingovari az rastlanır egzotik güzelliğini de adanın havasına, suyuna ve kumuna borçlu olabilir.

Tam Yeşilçam filmlerindeki gibi bir keşfediliş hikayesi var Rihanna’nın. Barbados’a yolu düşen Amerikalı bir müzik yapımcısı tarafından keşfedildiğindeyse 16 yaşında. Annesini güç bela ikna ederek Amerika’ya gidiyor, yapımcı ve karısıyla birlikte yaşamaya başlıyor. Bu arada ilk albümün demosu kaydedilip Def Jam’in patronu Jay-Z’ye götürülüyor. Yılların kurdu Jay-Z, "star olacak genç kızı" gözünden anlıyor tabii, hem albümü hem de Rihanna’yı çok beğeniyor. Hatta anlaşma imzalanana kadar kaçmasınlar diye bütün kapıları kilitleyerek 15 saat içeride tutuyor onları. Gerisi peri masallarını ve Beyonce’yi kıskandıracak bir başarı hikayesi.

Müzikal durumlar bir yana, beklenmedik bir şekilde stil ikonu da oluverdi Rihanna. Hafif dolgun ama son derece fit ve sağlıklı bir görünümü var, ki bu şov dünyası için nadir rastlanan bir özellik. Neşeli bir seksapeli yansıtan kıyafetleri ve tasarımları büyük bir başarıyla taşıyor ve hiçbir zaman bayağı görünmüyor. Dövmeleri ve neon renkli makyajı da keza öyle. Ancak bu alandaki en kayda değer başarısı saç kesimiyle oldu. Bebek gibi yüzünü çevreleyen asimetrik kesimi o kadar beğenildi ki, bir anda binlerce klonu türedi.

MODA AJANS

Bacaklar renkleniyor

Ünlü aksesuvar ve çorap markası Falke’nin tam yüz yıllık bir geçmişi varmış. Özellikle çoraplarıyla nam salmış bu markanın artık Türkiye’de de bulunduğunu söyleyelim. Bildiğiniz gibi bu yıl rengarenk çoraplar çok moda, Falke’nin sunduğu renk seçenekleri de yabana atılacak gibi değil.

Bilstore indirim mağazası

Her zaman indirimde olduğuna sevindiğim markalardan biri Bilstore. Çünkü bünyesinde buralarda çok nadiren rastlanan American Retro, American Vintage, Fred Perry ve Coven gibi acayip markaları bulunduruyor. Türkiyeli tasarımcıları desteklemesi de takdire şayan. Şimdi Biltsore’de indirim kovalamaya gerek kalmadı çünkü ilk indirim mağazasını açtı. Yer Bakırköy Airport İndirim Mağazası.

Batik modası geçmez

Batik yaz sezonunun en dikkat çeken trendlerinden biriydi. Batik modası geçti mi kaldı mı boşverin; Batik diye bir Türk markası var, takibe alın. Kendi modasını yaratma konusunda yaratıcı adımlar atan Batik alışveriş merkezlerinin çoğunda buluyor. Bir göz atmakta yarar var.

Sarah Palin ayakkabıları

"Yüzde yüz pür Amerikan" diyebileceğimiz markalardan Tommy Hilfigger; ayrıca memleketimizde de pek sevilir. Tommy Hilfigger burada uzun zamandır satılıyordu ama ayakkabı koleksiyonu ilk kez gelmiş. Favorimiz topuklu kırmızı ayakkabı. ABD’nin başkan yardımcısı adayı Sarah Palin’in çok konuşulan ayakkabılarına benzemiyor mu?
Yazarın Tüm Yazıları