Dış politika: Kendi çalıp kendi oynayan Türkiye!

BREZİLYA’nın İran tarafından “arabulucu” kabul edildiği toplantılar sonucu İran’ın 1200 kg az zenginleştirilmiş uranyumu Türkiye’de depolamayı kabul etmesi Türk basınının bazı kalemleri tarafından büyük bir başarı olarak kabul edildi.

Ahmet Davutoğlu’nu “dış politika güneşi” ilan eden, “Bu Türkler artık çok oluyor” sözleri ile Hükümet’e övgüler düzen yazarların bir kısmı Obama’nın Türkiye ziyareti sırasında ona da methiyeler düzmeyi görev bilmişlerdi.
¡ ¡ ¡
Hem Brezilya, hem Türkiye az zenginleştirilmiş 1200 kg uranyum karşılığı, kendilerinde olmadığı halde, bir anlamda başkaları adına, İran’a daha zenginleştirilmiş 120 kg uranyum vereceklerine dair söz verdiler. Ahmet Davutoğlu da bu anlaşmayı:
“Sonuçta biz uluslararası toplumun talep ettiği her şeyin anlaşmada mevcut olduğundan eminiz” diyerek değerlendirdi. Hatta, İran’ın avans olarak 1200 kilogram uranyumu vererek aslında büyük bir taviz verdiğini ve anlaşma ile Batı’nın istediği 3 koşulun da gerçekleştiğini belirtti.
Batı’nın yaptırım konusunda ısrarlı olmasının, Türkiye’nin çıkarlarına zarar vereceğini ve bunu mazur görmeyeceklerini de sözlerine ekledi.
¡ ¡ ¡
Ancak...
Davutoğlu anlaşmayı Türk gazetecilere muştular, onlar da methiyelerini hazırlarken, hemen hemen aynı saatlerde, 5+1 üyeli (ABD, İngiltere, Rusya, Çin, Fransa + Almanya) Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) İran’a yeni yaptırımları içeren karar tasarısı üzerinde anlaşmaya vardı.
Karar tasarısını açıklayan ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, İran’ı “yeni yaptırımlar uygulanması konusundaki baskıdan kurtulmaya çalışmakla” suçlarken İran’ın Brezilya ve Türkiye ile söz konusu anlaşmayı BMGK toplantısı öncesi imzalamasına dikkati çekti.
¡ ¡ ¡
Artık, Konsey ile aramızda şu çelişkiler doğmuş bulunuyor:
1) İran’ın son anda anlaşmaya razı olması yeni bir oyalama taktiği olarak kabul gördü.
2) İran, bu anlaşma ile Rusya ve Çin’in aklını çelmeye çalıştı ama İran’da büyük yatırımları olmasına ve ayrıca Çin enerji konusunda İran’a büyük çapta bağlı olmasına rağmen bu iki ülke (daha önce yazmıştım: Hürriyet-15 Nisan 2010) son anda ABD ile birlikte hareket etti.
3) Üstelik, Obama Türkiye ve Brezilya’yı İran’ın oyalama taktikleri hakkında önden ve yazılı uyarmıştı.
4) BM’nin, zamanında anlaşma için referans verdiği, 1200 kg uranyumdan şimdi 2 misli fazla uranyumun (takriben 2300 kg) İran’ın elinde bulunduğuna dair dünyada ortak bir kanaat var. İran elindeki uranyumun sadece yarısını veriyor.
5) Kaldı ki, zaten İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Ali Ekber Salihi, varılan anlaşmaya rağmen ülke içinde uranyum zenginleştirmenin süreceğini söylemişti.
¡ ¡ ¡
Görünen odur ki “İran’a yaptırımlar” artık BMGK’de ve Brezilya ile Türkiye Konsey’de galiba yalnız!
Öte yanda, yukarıda yazdım, Davutoğlu, Batı’nın yaptırım konusunda ısrarlı olmasının, Türkiye’nin çıkarlarına zarar vereceğini ve bunu mazur görmeyeceklerini söylüyor.
Hem Obama’ya, hem Davutoğlu’na methiye düzenler yakında tercih yapmak zorunda kalabilirler!
Yazarın Tüm Yazıları