Diktatörün kaçışı

BAŞKAN yanlıları acele gösteri düzenliyor. Göstermelik gösterinin yalakaları arabalarla sokaklarda dolaşırken, kendilerine verilen talimata uygun olarak bağırıyor:

“Yaşasın Başkan bizi anladı, yaşasın Başkan bizden biri.”

Yalakaların, parayla tutulan adamların gösteri nedeni, Tunus Başkanı Abidin Bin Ali’nin TV’deki konuşması. Bin Ali konuşmasında, “beni çevrem yanılttı, ama ben bir daha adaylığımı koymayacağım” diyor.
Bu lafları ve göstermelik gösteriyi kimse yemiyor. Gösteriler sona erecek, Bin Ali kurduğu polis devleti üzerinden bildiğini yine okuyacak. Yağma yok.
Halkın direnişi durmak bilmiyor, diktatör ülkesinden kaçmak zorunda kalıyor.
Aslında topu topu 23 günlük direniş. Ama, 23 günlük direniş yılların diktatörünü devirmeye yetiyor.
Onun ülkesinden kaçış öyküsünde ayrıntılar müthiş. O ayrıntılar son yayınlanan Der Spiegel’de çok iyi anlatılıyor. Ben ibretlik kaçış öyküsünü özetleyerek aktarıyorum. Çünkü, değer.
FRANSIZ SKANDALI
28 Aralık 2010. Başkan Bin Ali, üzerine benzin dökerek, kendini yakan Muhammed Bouazizi’yi hastanede ziyaret ediyor. Başkan, Bouazazi’nin annesine on bin Euro veriyor, kız kardeşini işe alıyor. Sokaklardaki gösterileri, “aşırı fikirlere saplanmış küçük bir azınlığın serseriliğine” bağlıyor.
Aynı gün, yaklaşan tehlikenin farkında olan Başkanın eşi Leyla bir ton altını kendi hesabına İsviçre’ye gönderiyor.
4 Ocak 2011. Kendini yakan Bouazizi ölüyor. Tunus’ta bütün kentlerde gösteriler hız kazanıyor. 11 Ocak 2011. İki yüz yıl önce Avrupa’da özgürlük meşalesini yakan Fransa’dan yüz kızartıcı açıklamalar. Noel tatilini Tunus’ta geçiren Fransız Dışişleri Bakanı, “Fransa silahlı kuvvetlerinin Bin Ali’ye yardıma hazır olduğunu” söylüyor.
12 Ocak 2011. Gösterilerde ölenlerin sayısı 35’e yükseliyor. Güvenlik güçleri göz yaşartıcı bomba ve biber gazı kullanıyor. Bin Ali Genelkurmay Başkanını çağırarak, “gerekirse, göstericilere ateş açılması” emrini veriyor. Genelkurmay Başkanı, “senin artık sonun geldi” diyerek, emri dinlemiyor ve istifa ediyor.
13 Ocak 2011. TV’ye çıkıyor, yeniden aday olmayacağını açıklıyor. Israrla, “ben sizden biriyim” sözünü tekrarlıyor.
SAAT SAAT 14 OCAK
Paris askeri hava alanında tonlarca göz yaşı bombası, kurşun geçirmez yelek, göstericilere karşı kullanmak üzere çeşitli malzeme Tunus’a gönderilmek üzere, uçaklara taşınıyor. Ancak, ne oluyorsa oluyor, uçak son anda iptal ediliyor.
Tunus’ta sendikaların çağrısıyla birlikte, binlerce insan sokaklara dökülüyor. “Katil Bin Ali defol, Leyla, çaldıklarını geri ver” pankartları eşliğinde. Leyla yükü çoktan tutmuş, özel okullar zinciri sahibi, kardeşleriyle birlikte süper market zincir sahibi. Ülkenin en büyük havayolu şirketi yine aynı ailenin özel malı.
14 Ocak günü her dakika Bin Ali ve Leyla için önemli. Saat 15.00’te Lyon’a uçmak üzere özel uçağa hazır ol emri veriliyor. Paris’te ise, Fransa Kültür Bakanı, “Bin Ali’ye diktatör demek, haksızlıktır” diyor.
Saat 16.00. Bin Ali ülkede sıkıyönetim ilan ediyor, Tunus hava sahasını kapatıyor.
Saat 17.00. Sokağa çıkma yasağı ilan ediliyor. Yasaklara kimse uymuyor.
Saat 17.30. Bin Ali, Leyla’nın kardeşine ait havayolu şirketinin özel uçağı ile ülkesinden kaçıyor. Uçağın rotası Paris askeri hava alanı.
Paris’e, çünkü Fransız bakanların açıklamaları ortada. Kaldı ki, Devlet Başkanı Sarkozy, iki yıl önce Bin Ali’nin Paris’i resmi ziyareti sırasında döktürüyor:
“Tunus’ta iklim her açıdan öyle sıcak ki, insan orada ölmeyi unutur”.
Buna rağmen, Fransa Bin Ali’nin uçağına iniş izni vermiyor. Hayret.
DÖRT MİLYAR EUROLUK SERVET
Uçak rotayı Dubai’ye çeviriyor. Leyla bir ara 18 yaşındaki güzel kuzenini Dubai Şeyhi ile evlendirmek emeliyle, Şeyhten para sızdırdığı iddiaları var.
Leyla öyle böyle değil, Amerikan Forbes Dergisi’ne göre, Leyla’nın serveti dört milyar Euro dolayında.
15 Ocak gece yarısı saat 01. Suudi Arabistan TV’si, Bin Ali’nin Cidde’ye geldiğini bildiriyor. Süresiz kalmak üzere.
Saat 10.00. Tunus, İsviçre’yle başvurarak, Bin Ali ve Leyla’nın hesaplarının dondurulmasını istiyor.
17 Ocak 2011. İsviçre hesapların dondurulduğunu, onlara ait bono, tahvil, değerli kağıt ne varsa, hepsinin satışının askıya alındığı açıklıyor.
Tunus’ta devrik diktatör ve ailesi hakkında arka arkaya davalar açılıyor. Siyasi davaların yanı sıra ailenin Tunus’taki ve Tunus dışındaki servetini geri almak için mali davalar.
Bin Ali’nin sonu da, her diktatör gibi. İktidarda iken şan, şöhret, ülkeyi kasıp kavurma, keyfi yönetim, insan hakları ihlalleri, yolsuzluklar. Düştükten sonra tarihin çöp tenekesi.
Yazarın Tüm Yazıları