Derviş'in tercihi bekleniyor

DEVLET Bakanı Kemal Derviş, yurda döner dönmez yoğun bir görüşme trafiğinin içine girdi.

ABD'den dönüşte verdiği ilk demeçle niyetini ortaya koydu. Derviş yüzde 12-13'lük bir partinin sorunları çözmeyeceğini, önce solda birlik daha sonra da merkezde ittifak aranması gerektiğini belirtip, bunun için çalışacağını kaydetti.

Kendisini yeniden DSP'ye çağıran Başbakan Ecevit'le yaptığı görüşmede, bizim aldığımız bilgilere göre, özetle ‘‘Duayen sizsiniz, solda birliği sağlayın'' dedi, ama istediği yanıtı alamadı. Bizce, daha önce CHP Lideri ile yaptığı görüşmede de benzer bir yanıtla karşılaşmıştı. Aslına bakarsanız Yeni Türkiye Partisi'nin Genel Başkanı İsmail Cem'in de tavrı da diğer iki genel başkan gibi. Cem'in dünkü Derviş ziyaretinin amacı bizce ‘‘Derviş'in Yeni Türkiye ile birlikte hareket etmeye devam ettiğinin kamuoyuna açıklanması’’ idi. Cem, bir anlamda amacına da ulaşmış oldu.

Kısacası; sol partilerin genel başkanları, aynen sağ partilerin genel başkanları gibi, koltuklarını bırakmak istemiyorlar. AKP'nin birinci parti olacağı görülmesine rağmen, teker teker katıldıkları takdirde hepsinin birden barajın altında kalma tehlikesi bulunmasına rağmen, koltuklarına yapışmış, bırakmıyorlar.

Bizce Türkiye'deki sol partilerin geleceği, en azından şimdilik, Kemal Derviş'in yapacağı tercihe göre belirlenecek. Derviş, dünkü Cem görüşmesinden sonra bir anlamda kıblesini belli ederek, Yeni Türkiye ile hareket etmeye devam ettiğini söyledi. Ancak bunun kesin bir tercih olduğunu söylemek için henüz erken. Bizce sol parti genel başkanları ve aynı görüşe sahip kişilerle, hatta bazı merkez sağ liderleriyle görüşmeye devam edecek ve tercihini bir süre sonra netleştirecek.

CHP'LİLERİN SEMPATİSİ

CHP üst yönetimi, CHP çatısı altında birleşme istediğini, Yeni Türkiye'den gelecekler konusunda seçici olacaklarını söyledi. Ancak CHP tabanının, tümüyle yönetimle aynı görüşte olduğunu söylememiz mümkün değil. CHP'lilerin çoğunun Derviş'e sempati duyduğunu ve CHP'ye katılması halinde büyük bir sinerji ile birinci parti olacaklarını düşündüklerini biliyoruz. Bunun için gerekirse fedakarlık yapılmasını, sosyal demokrasinin artık iktidara gelmesi gerektiğini, kişilerin o kadar önemli olmadığını söylüyorlar. CHP tabanındaki aynı görüşe göre, Derviş Yeni Türkiye ile birlikte davrandığı takdirde, şu anda anketler tersini gösterse de, CHP'nin yeniden baraja takılma tehlikesi bulunduğunu da söylüyorlar.

Aslında bu görüş CHP tabanının tümünün görüşü değil. CHP'de de, DSP'de de, kendine solcu deyip, hayat görüşleri aslında farklı gruplar var. Bunların kimi liberal görüşlere sahip, küreselleşmeye inanıyor ve Avrupa tipi bir sosyal demokrasi hareketinin özlemi içinde. Yine kendine solcu diyen bir başka kesim ise devletçi görüşleri koruyorlar ve küreselleşmeye karşılar. Bunların bir bölümünün devletçilik konusunda MHP ile çok benzer görüşlere sahip olduğunu da söyleyebiliriz.

Bunları şunun için söylüyoruz ki; bu seçim süresürecinde sosyal demokrasinin kendisiyle hesaplaşması da gerekebilir. Derviş'in Yeni Türkiye tercihini kesinleştirmesi ve bu hareketin büyük bir ivme kazanması halinde, DSP'deki çözülmenin hızlanması bekleneceği gibi, CHP'de de çözülme olabilir. Bu çözülme büyük ihtimalle, küreselleşme ve Avrupa yanlısı sosyal demokratların yeni harekete katılmaları biçiminde olabilir. Bizce buradaki en büyük tehlikelerden biri Cem ve Derviş'in seçkinci ve bilindik çevre içinde kalıp, kitlelere ulaşamama tehlikesi...

Bizce Türkiye'de sosyal demokrasi için yeniden iktidar şansı belirdi ama liderler bu işi pek başaracağa benzemiyorlar. Umarız tabanları birleşmeye zorlar da, Türkiye çağdaş bir iktidara kavuşur. Bu, Türkiye'de artık kurallı, gelir dağılımını gözeten bir piyasa ekonomisinin kurulması için de, özgürlükler için de kısacası, Türkiye'nin çağdaş bir Avrupa ülkesi olabilmesi için büyük bir şans ama...

Yazarın Tüm Yazıları