Cüneyt Ülsever: Tahkim, çağdaş bir kapitülasyon mu?

Cüneyt ÜLSEVER
Haberin Devamı

Bazıları yabancı sermayenin ilgi alanına giren yatırım anlaşmazlıklarında uluslararası tahkime cevaz veren Anayasa değişikliği tasarısını kapitülasyonlara benzetiyorlar ve milli egemenlik elden gidiyor, diye kıyamet koparıyorlar! Haklılar mı?

Tahkim, bir uyuşmazlığın çözümü için mahkeme yerine, tarafların üzerinde anlaştığı ve kararını hukuksal açıdan bağlayıcı saydığı üçüncü kişiye başvurma yöntemi.

Kapitülasyon ise bir devletin diğer bir devletin sınırları içinde bulunan vatandaşları hakkında kazai yetki imtiyazları tanıyan antlaşma.

Osmanlı'nın sonunu getirdiğine inandığımız kapitülasyonlar tarihimizde ilk kez, Batılı tüccarların Osmanlı topraklarında ticaret yapmasını kolaylaştırmak amacı ile, 1365'te Ragusa Cumhuriyeti'ne verilmiş! Fatih Sultan Mehmet ise 1454'te Venediklilere Nişan-ı Hümayun adı altında imtiyazlar tanımış. Kanuni Sultan Süleyman da 1535'te Fransızlara ve Katolik din adamlarına mukaddes yerlerin korunması için kapitülasyonlar vermiş. Bu kapitülasyonların hepsi Osmanlı'nın güçlü olduğu dönemlerde yabancılara verilen iradi imtiyazlar. Ancak, Osmanlı'nın zayıf düştükten sonra iradesi dışında yabancılara tanıdığı imtiyazlar da var. Bu dönem de I.Mahmut'un 1740'ta konsoloslara verdiği haklar ile başlıyor. Kapitülasyonlar 1914'te de, I. Dünya Savaşı öncesi, Osmanlı tarafından tek taraflı ilga ediliyorlar.

* * *

Kapitülasyonlar tek başlarına bir değer hükmü ifade etmiyor. Güçlü dönemlerinde lütfen imtiyaz tanıyan Osmanlı, zayıf dönemlerinde iradi haklarını yabancılara terk etmek zorunda kalıyor.

Mesele, güçlü veya güçsüz devlet olmakta.

Tahkim ise uluslararası hukukun eksikliğinden ortaya çıkıyor. Dünyada ticari veya iktisadi anlaşmazlıklarda, herkesin kabul ettiği hukuki bir makam yok. Hakemlik kurumunu iç hukukumuz kabul ediyor ve bazı anlaşmazlıklarda kullanılıyor. Uluslararası tahkim ise ilk defa gündeme geliyor.

Karşılıklı ticari faaliyetlerde anlaşmazlıklar baş gösterince bir sulh olma yolu olarak tahkim uygulanıyor ve ilk kez Amerikan Bağımsızlık Savaşı sonunda İngiltere ile Amerika arasında imzalanan 1794 tarihli Jay Anlaşması ile hayata geçmiş. 1889'da I. Lahey Barış Konferansı'nda da barış için ilk defa tahkim uygulanmış. Tahkim hep bir uzlaşma arayışını temsil ediyor.

Bugün 52 ülke uluslararası tahkimi kabul ediyor. Uluslararası sermaye ve teknoloji, yatırımlarında güveni temin için tahkimi dayatıyor.

* * *

Uluslararası sermaye hareketlerinden 1/50 pay alması gerekirken, 1/1000 pay alan ülkemizin bu payı artırmasını istiyorsak, tahkimi kabul etmek zorundayız. Uluslararası sermayenin % 68'ini cezbeden ülkeler dünyadaki milli gelirin de % 86'ını üretiyorlar. Bizim dünyadaki üretimde payımız ise sadece % 0.7.

Türkiye'nin tahkimi kabul edip etmemesinin kár-zarar analizini sizler yapın.



Yazarın Tüm Yazıları