Cüneyt Ülsever: Sessiz çoğunluk MHP ve HADEP'te tecelli etti

Cüneyt ÜLSEVER

‘Sessiz çoğunluk’ kavramını ortaya atan ilk kişi olarak (bkz. ‘‘Pratik Teoriyi Daima Aşıyor’’, Liberal Düşünce Topluluğu Yayınları, 1996) ANAP'ın bu kavramı seçimde dile getirmesi hoşuma gitmişti. Sessiz çoğunluğun ANAP'ta tecelli etmeyeceğini biliyordum. Ancak, MHP'de tecelli edeceğini de tahmin edememiştim.

Sessiz çoğunluk her zaman yaptığı gibi hepimizi şaşırttı ve bu kez ‘‘milliyetçiliği’’ öne çıkardı. Erzurum'da Naim Hoca, yaptığımız bir sohbette, ‘‘Bu milletin iki ana harsı var, biri İslam, diğeri milliyetçilik’’ diyordu. Sesiz çoğunluğun çağdaş Nasrettin Hoca'sı Naim Hoca'nın görüşüne göre bu kez diğer ayak öne çıktı.

Ancak, sessiz çoğunluk DSP vasıtasıyla dürüstlük özlemini ve HADEP vasıtasıyla da Kürt politikasına olan itirazını dile getirdi.

Özellikle MHP ve HADEP'in aynı anda sivrilişi bazılarımıza hafızaları tazeletiyor ve korku veriyor. Türkiye'nin tercihini içe kapanmaktan, geleceği unutmaktan, iç çatışmaları körüklemekten yana yaptığını düşünenler var. Bu insanlar zaman içinde haklı çıkabilirler.

* * *

Ancak, ben önemle Kürt meselesi konusunda tarihi bir fırsatı yakalayabileceğimizi düşünüyorum. İsterlerse, taraflar bu fırsatı değerlendirebilirler.

Benim düşünce tarzım basit bir mantığa dayanıyor; zıtların birliği. Kürt sorununda karşılıklı tavizlerle ulaşılacak ortak noktayı millete en rahat bu iki parti anlatabilir. Bu düşünce tarzıma kanıt olabilecek bir örnek de var. İsrail'le yapılan en önemli güvenlik anlaşmasınının altında Necmettin Erbakan'ın imzası var. Bir hayal edin, Refah'ın muhalefette olduğu bir dönemde bu anlaşmanın altına imza atmaya kimse cesaret edemezdi. Maazallah, Erbakan Hoca öyle bir kıyamet koparırdı ki ülkede yer yerinden oynardı!

Belli ki MHP'nin aldığı oylar Avrupa ve ABD'de de tedirginlik yaratmış. Almanya'ya karşı Ortadoğu ve Balkanlar'da atak yapan ABD, Apo konusunda bize, kendi hesabı çerçevesinde yardımcı oldu. Ancak, ülkeye sağ getirilmesini temin ederek, aynı zamanda çok önemli bir ev ödevi de verdi. Zira onlar PKK konusunda bize hak verirken, Kürt meselesinde bizi haklı görmüyorlar.

* * *

ABD'nin talebi Avrupa'nın kaşımaya bayıldığı yaralarını saran bir Türkiye! Onlar istikrarlı bir müttefik istiyorlar. Kültürel hakları teslim eden, insan haklarına saygılı, bireysel özgürlükleri yoğaltan bir Türkiye Avrupa'nın Türkiye politikalarını olumsuz etkileyecek. Bu ödevleri yapmak da Türkiye'nin kendisi için gereklidir.

Apo'nun toplu cinayetler sanığı olarak alacağı cezanın infaz edilmesinden sonra -ABD'nin aksi bir kararı almaya kimsenin gücünün yetmeyeceğini anlaması gerekir- bu konularda atılacak somut adımları şehit analarına en rahat MHP anlatabilir! Başka evlatların ziyan olmaması için bunun gerekli olduğunu MHP'lilerden duyarlarsa daha kolay ikna olurlar.

Türkiye zıtların birliğine mi, yoksa zıtların zıtlığına mı prim verecek?