Cüneyt Ülsever: Banka soygunlarında kilit kamu bankalarıdır

Cüneyt ÜLSEVER
Haberin Devamı

BIKMADAN usanmadan vurguluyorum: Kimse, kendi bankasını dahi tek başına soyamaz. Bir bankanın soyulması bir zina eylemidir. Yalnız zina olmaz.

Bankanın soyulması için önce etkin siyasetçi gerekir. Ancak o, taraflara zinanın basılmayacağına dair garanti verebilir.

Siyasetçi ile işadamı yatağa girerler; bürokrat da, ne olur olmaz diye, kapıda erketede durur; gerekli tedbirleri alır.

Sonra da, herkes payını kapışır!

* * *

1990 sonrası ama özelleştirme, ama özel izin ile banka sahibi olanların önemli bir bölümü, bankalarına sermaye de koymamışlardır.

Adına işbirlikçi kapitalizm dediğimiz sistemde; devlet aygıtı üzerinden milleti soyma süreci; özünde işadamının ortaya sermaye koymadan banka sahibi olmasını sağlayan bir düzenleme ile başlar. Özelleştirilen bankaların anaları devlet bankalarıdır.

* * *

Bu hafta TBMM batık bankaları ele alacak. TBMM'nin sayın üyelerinden özellikle rica ediyorum: 1991'den beri kamu bankalarının kimlere kredi açtıklarını, bu kredilere karşılık ne gibi teminatlar alındığını, kredilerin geri dönüş seyrini, şüpheli alacaklar kalemlerini, batık kredileri teker teker irdelesinler.

Sadece banka soygunları için değil; Türkiye'deki çarpık düzeni çözebilmek için de incelenmesi gereken ilk kurum devlet bankalarıdır.

* * *

1) Sorulacak soru, bir kuruma ne kadar kredi verildiği değil, kamu bankalarının kimlere kredi verdiğidir.

2) Hatırlatmak isterim; genellikle adı bilinen firmaların kredi limitleri çoktan aşıldığı için, son yıllarda bir sürü dandik firma kurulmuş, krediler bu firmalara aktarılmıştır. Bunun için de adı sanı bilinmeyen bu firmaların sahiplerinin kimler olduğu da sorulmalı, ayrıca Ticaret Gazetesi'nden ortaklar takip edilmelidir.

3) Bu soruların cevaplarının gizlilik derecesi taşıdığını söyleyen kişiler benim onlardan daha fazla şüphe duymama neden olmaktadırlar. Zira, Bankalar Kanunu'na göre gizlilik rekabeti koruma amacı ile önemlidir. Kime kredi açıldığı gizli değildir; gizli olan açılan krediler hakkındaki detay bilgilerdir (kredi süresi, pazarlık edilen faiz haddi, ödeme koşulları, kredinin kullanma şekli vs.). Kaldı ki, hiçbir kanun; kanun koyucu karşısında gizlilik ilkesini işletemez, ayrıca bu koşullarda rekabetin bir anlamı da kalmamıştır.

4) TBMM üyeleri alınan kredilere nelerin teminat gösterildiğini de incelesinler. Zira; Türkiye'de kamu bankası soymanın en doğal yöntemi beş para etmez bir arazinin ekspertiz raporu ile değerinin abartılarak, krediye karşılık teminat olarak verilmesidir. Sonunda verirsin kıraç araziyi bankaya, kurtarırsın paçayı!

5) Kamu bankalarının portföylerinde son 5 yılda biriken taşınmaz değerlere de bir göz atılsın.

6) Ayrıca, TBMM son yıllarda verilen banka kurma izinlerinin kimler tarafından kimlere verildiğine, bu izinlerin hangi iktidar dönemlerinde yoğunluk kazandığına da dikkat etsinler. Unutmayın, bedava verilen iznin piyasa değeri en az 100 milyon dolardır.

* * *

Türkiye'yi yıllardır soyan işbirlikçi kapitalizmin nasıl işlediğini çözmek için başlangıç noktası kamu bankalarıdır. İşe buradan başlamak gerekir.

Her iktidar kamu bankalarını paylaşmak için mücadele eder.

Banka yöneticilerinin tek başlarına kredi veremedikleri de baştan bilinsin!

Yazarın Tüm Yazıları