Çocuklarımız tehlikede

ŞEYH uçmazmış, onu "müritleri uçurur"muş. Eğer Adalet ve Kalkınma Partisi’ndeki (AKP) görüntüler bugünkü gibi sürer giderse, bilin ki bir zamanlar "Adnan Bey (Menderes), kanatlı bir kır ata biniyor, İstanbul semalarında dolaşıyormuş" dedikleri gibi, Başbakan ve AKP Lideri Tayyip Erdoğan’ın da uçacağı günler yakındır.

Nitekim Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik kampanyayı başlattı bile...

Ne var ki Sayın Bakan’ın yapmaya kalkıştığı şey, onu Milli Eğitim Bakanlığı koltuğunda bir gün bile bıraktırmayacak kadar vahim:

Bakan Hüseyin Çelik o koltuğa oturduğu günden itibaren "Ne yaparım da İmam Hatip Liselerini genel lise konumuna getiririm" diye uğraşıp duruyor ya...

Ehh... Başbakan’ın kendisi de İmam Hatip mezunu olduğuna göre, ona yaranmak için bundan daha doğru, daha garantili bir şey yapılabilir mi?

Nitekim "Üniversiteye girişte uygulanan katsayı konusunda meslek liselerine (aslında İmam Hatip’lilere) kolaylık sağlansın" diyerek işe başladı. Ne var ki laik eğitim sisteminin mantığı ve ona dayanarak konulmuş kurallar izin vermedi. Yasalarla oynamaya kalktı, beceremedi. Tehdit yoluna gitti, ciddiye alan çıkmadı. Yönetmelik değişikliklerine sığındı... Birkaç teşebbüsü sonuç vermedi. En sonunda -Milli Eğitim Bakanlığı’nda sayıları maalesef hiç de az olmayan- laik cumhuriyet düşmanı uzmanlar sayesinde çözümü buldu:

Meslek Liseleri’nde (aslında İmam Hatip liselerinde) okuyan öğrencilerin genel lise diploması alıp üniversite giriş sınavlarında katsayı sıkıntısı çekmemeleri için onlara "Açık lise diploması alma" yolunu açtı.

Biliyorsunuz bu yönetmelik değişikliği yürürlüğe girdi ama Yükseköğretim Kurulu, sistemin yapısına aykırı bir düzenleme yapıldığı gerekçesiyle Danıştay’a başvurdu. Yönetmelik değişikliğinin iptalini istedi.

Şimdi Bakan Çelik belli ki hem Danıştay’ı etki altına alabilmek hem de Başbakan Erdoğan nezdinde "vazgeçilmez adam" olabilmek için yeni bir tertibe göz dikmiş:

Açık lise diploması formülü bulunduğu için sevinen öğrenciler Başbakan’a mektuplar, telgraflar, e-mail ve faks mesajları vs. göndererek "ne kadar mutlu olduklarını" bildirecekler, "içten teşekkürlerini" sunacaklar. Ve Başbakan da, "Aferin bizim Hüseyin’e!" diyecek.

Tabii Danıştay da böyle çuvallar dolusu mesajdan etkilenip YÖK’ün isteğini reddedecek.

Tertip iyi (!) de... Bir yeri sırıtıyor:

Bir Milli Eğitim Bakanı’nın 18 yaşından küçük öğrencileri kendi politikalarına alet ettiği, onları propaganda aracı haline getirdiği dünyanın neresinde görülmüş?

Bir tarihte Dev-Yol’cu ve Dev-Sol’cu öğretmenler ilköğretim çağındaki öğrencilerini kendi kavgalarına alet ederlerdi. Onları korsan gösterilere götürür, "şehit" saydıkları "devrimci"(!)lerin mezarı başında çocuklara "Devrim Yemini" yaptırırlardı da... O yavruları siyasi amaçlara alet ettikleri için toplumun her yerinden tepelerine lanet yağardı.

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik başına "nur" yağacak mı sanıyor
Yazarın Tüm Yazıları