Çocukları deprem fobisiyle yetiştirmek doğru değil

Bu yazıyı yazarken içimden umarım yayınlanacağı güne kadar bir sorun yaşamayız cümlesi geçmiyor değil...

17 Ağustos depremi olduğunda henüz anne değildim. O gün İstanbul’da da değildim ama kocam, ailem ve sevdiklerimin çok büyük bir kısmı İstanbul’daydı. Sadece Sinan birkaç aylıkken bir gece küçük bir deprem yaşadık. Ve sonra ortalık sakinleşti.

Geçen hafta deprem olduğu gece oğlum annemde yatıdaydı. Biz de bunu fırsat bilip yakın bir çift arkadaşımızın evine gitmeye, iki lokma yiyip sohbet etmeye karar vermiştik. Arkadaşım Berna hamile, ikimiz de yorgun olduğumuzdan yatağa uzanmıştık. Sonra deprem oldu. ‘Sakin ol, bakalım devam edecek mi’ diyerek yatakta bir süre daha dikkat içinde uzanmaya karar verdim. Gebeciğimi de sakin tutmaya çalıştım kendi çapımda. Şükürler olsun ki devamı gelmedi. Ben de yolda olan kocamı, annemde olan oğlumu aramadım.

Deprem riski içinde olduğumuz bir gerçek. Ama en ufak bir şeyde kendimizi sokaklara atarak, aslından emin olamadığımız haberleri ciddiye alarak elimiz kolumuz bağlı, pasif panikler yaşamanın doğru olduğunu sanmıyorum.

Çocuk yetiştiriyoruz: Onları deprem fobisi ile yetiştirmenin doğru olduğunu sanmıyorum. Tabii ki bilinçlendirmek, durumdan haberdar etmek ve içinde bulunduğu yaşı göz önüne alarak yapabileceklerini öğretmek önemli. Ama sanırım yapabileceğimiz de bu kadarla sınırlı. O kadar evham yapıp panik yaşayan kaç kişinin evinde deprem için hazır bir çanta vardır merak ediyorum.

BEBEK İÇİN DEPREM ÇANTASI

İsterseniz önce bir çanta hazırlayalım beraber... El feneri ve yedek pil, düdük, battaniye, ailenin her ferdi için bir giyim eşyası, (eşofman ve tişört ya da hırka, çorap gibi) vitamin, ağrı kesici, minik bir havlu, su ve kuru yiyecek (tatlı-tuzlu olarak). Bunları son kullanma tarihlerine göre yenilemeyi unutmayın. Çantada belli bir miktar para bulundurmak bile iyi olur. Yeriniz varsa, ilk yardım malzemelerinden sargı bezi, krem gibi ilaveler de olabilir. Bebek için ise alt bezi, ıslak mendik, ateş düşürücü ekleyebilirsiniz. Çantada mutlaka onun da yiyebileceği, bisküvi tarzında bir şey olması önemli. Hatta minik bir oyuncak bile önemli olabilir. Benim ilk aklıma gelenler bunlar. Detaylandırmak mümkün tabii.

Evet, durum bu. Kafayı yemeden ayakta kalmak lazım. Umarım hiçbir zaman beklenildiği kadar büyük bir deprem ya da onun gibi bizi aşan afetlerle karşılaşmayız. Hoş, bizi aşmayan afet de olmaz ya!!!

BEBEĞİNİZ 8 AYLIK

Çekmeceleri boşaltma zamanı

Sekiz aylık bebeğinizin çevresine olan ilgisi ve merakı bu ay doruğa çıkacak. Bu dönemdeki bebekler durmadan hareket eder, önündeki her şeyi yere atar, ısırır, çekiştirir, yetişebildiği çekmeceleri boşaltır, uzanabildiği bütün nesneleri kapar. Gördüğü her şeyi bir an önce keşfetmek isteyeceğinden yaptıklarının tehlikeli sonuçlar doğurabileceğinin de farkında değildir henüz. Bebeğiniz her gün gösterdiği ilerlemelerle sizi şaşırtmaya devam edecek. Yanında olun ve tadını çıkarın.

KAPILARA DİKKAT

Bu dönem bebek emeklemeye başlar. Hatta bazıları o kadar hızlı emekler ki onları takip etmek zorlaşır. Özellikle kapıları açıp kaparken dikkatli olmalısınız çünkü hareket halindeki kapılar onları büyülediğinden çok yakınlarda olabilirler!

OTURURKEN YARDIM EDİN

Bazıları hiç desteksiz uzun süre oturabilir, destek almadan oturma pozisyonuna geçebilir. Oturmaya çalıştığında belden öne doğru eğilmesine ve kalçasına dayanarak oturmasına yardım edebilirsiniz. Ama fazla da müdahale etmeyin yoksa çaba harcamaktan vazgeçer.

AYAĞA KALKMA DENEMELERİ

Emekleyerek kasları kuvvetlendikçe ayağa kalkma çabaları başlar. Bu denemelerine mümkün olduğunca karışmayın. Bırakın kendi bulsun ayağa kalkma yolunu. Başardıktan sonra bir süre ne yapacağını kestirmeye çalışacak. Önce tek eliyle tutunarak durmayı, sonra hangi ayağına yükleneceğini öğrenecek. Bunların hepsi adım atmaya hazırlık. Arada bir iki elini de bırakırsa şaşırmayın. Çok sık olmasa da bazen dik durmayı becerebilir.

SIK SIK GEZDİRİN

Sekiz aylık bebek anne babalarına bağımlıdır, yabancılar onu ürkütebilir. Ama eve kapanmaktan da hoşlanmaz. O yüzden sık sık gezmeye götürmelisiniz. Çevrenizde gördüğünüz her şeyi ona anlatmanız da çok önemli.

EŞYALARA UZANABİLİR

Baş ve işaret parmaklarıyla tutma yeteneği bu ay çok iyi durumda... Ay sonunda kırıntıları ve küçük objeleri eline alabilecek hale gelir. Tuttuğu nesneye konsantre olabilir, 25 santim uzağa kadar her şeye uzanabilir. Bunda kötü bir şey yok, aksine uzanmak bebeğin etrafını keşfetmesinde önemli bir yöntem.

YEMEKTE MIZMIZLANABİLİR

Özellikle diş çıkartırken yemeğe olan ilgisini kaybedip yemeği incelemeye, onunla oynamaya başlar. Çok katı olmanıza gerek yok!

UYURKEN YANINDA OLUN

Gecenin bir vakti ya da sabahın köründe uyanabilir ve kendi kendine uykuya dalmakta zorlanabilir. Çok şiddetle ağlarsa rahatlatmaya çalışın. Konuşun, sarılın, kollarınızda sallayın. Ama fazla da uzatmadan bir süre sonra yatağında yalnız bırakın.

MUTFAK TEHLİKELİ BÖLGE

Bebeğin en sevdiği yerlerden biridir mutfak. Boşaltılacak bir sürü dolap ve çekmece var, ne eğlence! Alt taraflardaki kırılabilir eşyaları ortadan kaldırmakta fayda var. Ufak kilitlerle dolap ve çekmeceleri açmasını da önleyebilirsiniz. Çöp kutularına dikkat.

BASİT ŞEYLER ANLATIN

Anne ve baba kelimelerini bilinçli olarak söyler ama dil gelişimi ilk kelimesini söylemeden çok önce oluşmaya başlar aslında. Onunla sohbet edin, basit ve somut şeyler anlatın.

Okuma bilmeyen çocuklar için hikaye albümü

‘Ünlülerin Seslerinden Çocuk Hikayeleri’ serisine bir yenisi eklendi. Solucan Hımbıl Beyaz ve Zebra Zaza adlı hikaye CD ve kasetleri ile okuma bilmeyen çocuklar hikayelerle buluşuyor. Görkem Yeltan’ın kaleme aldığı hikayeleri ünlü isimler seslendiriyor. İlk hikaye Solucan Hımbıl Beyaz, Sanem Çelik, Serkan Ercan, Görkem Yeltan, Kaan Çakır ve Ayşe Teker tarafından seslendirilmiş. Zebra Zaza’da ise kendi türü dışında tüm hayvanlarla konuşabilen bir zebranın kırmızı sığır, yeşil yaban öküzü ve mavi devekuşu ile kurduğu orkestra ile başından geçen maceralar anlatılıyor. Bu hikayeyi de Mehmet Ali Alabora, Nail Kırmızıgül, Görkem Yeltan, Şahan Gürkan ve Gökçer Genç seslendirmiş.

Hikayelere eşlik eden müzikler, Yeditepe müziğin 0-3 yaş arası bebekler için hazırladığı Anakucağı albümü adı altında toplanan ninniler. Müzikler çeşitli uzmanların danışmanlığında hazırlanmış. Hımbıl Beyaz ve Zebra Zaza hikaye kasetinin fiyatı 5 milyon, CD ise 7 milyon lira. Albümlerden elde edilen gelirlerin bir kısmı Toplum Gönüllüleri Vakfı’na bağışlanacak.

ANNEMİN KÖŞESİ

Ben kime benziyorum


Anne kız olarak ilişkimizi irdelemenin dibine vurmuş sayılırım. Psikolojik olarak, tavır detayları ile, görüntü itibarıyla anne ve babamın çoğunlukla eksi özelliklerini alarak ortaya çıkan ben, nesiller arası detayları incelemeye karar verdim. Ve bir şey fark ettim.

Ben neredeyse 25 yaşıma kadar annemin anneannesini tanıyan, onunla yaşayan, onun tadını çıkarabilen bir kızdım. Gerçi onun otoritesi ve baskın karakteri hiçbirimize geçmedi ama diğer bütün becerileri benim anneme geçti. Yani kendi torununa. Bende de sanırım anneannemin özellikleri hakim. ‘Bazı’ yemekleri iyi yapabilme, ‘bazı’ az zararlı alışkanlıklara meyil, herkesle her zaman konuşabilme gibi...

En ufak bir durumda kızlar olarak annelerimizle uğraşırız. Acaba işe daha derinden takılıp, biraz anneannelerimizi de incelemeli miyiz dersiniz?

İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın bu haftasonu Parkorman’da düzenleyeceği Minifest kötü hava koşulları sebebiyle iptal edildi. Ama çocuklar bu keyiften mahrum kalmayacak, festival mayıs 2005’te gerçekleşecek.

Avent’ten yeni ürünler

İngiliz anne ve bebek bakım ürünleri markası Avent’in vücut & saç şampuanı, sıvı talk, masaj jeli, alt bakım kremi, nemlendirici temizleyici ve bebek kolonyası olmak üzere 6 farklı üründen oluşan bebek cilt bakım ürünleri serisi piyasaya çıktı. Hassas bebek cildine özel bakım uygularken içerdiği çok özel doğal bitki özleri ve alerjik faktörleri çıkarılmış süt proteinleri ile besleyici ve koruyucu bir tabaka sağlayan Avent bebek cilt bakım ürünleri, doğal nem dengesinin korunmasına yardımcı oluyor. Ürünler kuruluk veya tahrişe yatkın olan bebek cildine uygun olarak geliştirildi. Aralarında sıvı halde sürülebilen ve kullanım esnasında solunum yollarına kaçma ihtimalini ortadan kaldırarak risk yaratmayan sıvı talk da var.
Yazarın Tüm Yazıları