CHP'de 'ikinci Paris krizi' yaşanır mı?

Hüseyin Aygün’ün, Sakine Cansız’ın ailesini ziyaretle başlayan tartışma artarak sürüyor.

Haberin Devamı

‘Ulusalcı’ kanat, Aygün’ün CHP ilkelerini yok saydığını öne sürerken, partide ilan edilmemiş bir iç kanama yaşanıyor.
Dün, Tunceli vekili Hüseyin Aygün’le konuyla ilgili ayrıntılı bir görüşme yaptım...
Hüseyin Aygün, çok rahattı ve kendinden emin bir tavırla konuştu.
Öncelikle Aygün, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile yakında görüşeceklerini ve olayın detaylarını Genel Başkana anlatacağını söyledi.
Aygün, iddia edildiği gibi parti içinde bir ‘çatlama’ olmadığını belirtirken, bunun bir ‘siyaset farkı değil, görüş farkı’ olduğunun altını çizdi.

SHP’NİN PARİS KRİZİ: ÖNCE ATTI SONRA, SEÇİM İTTİFAKI YAPTI!

Hüseyin Aygün olayı SHP’de yaşanan Paris krizini hatırlattı.
Türkiye solunun Kürtlerle imtihanın hikayesi, uzun olmakla birlikte TİP’le başlatılabilir.
Türk solu ile Kürtler arasındaki ilk ayrışma TİP’te yaşandı.
İkinci ayrışma 14-15 Ekim 1989’de Paris’te yapılan konferanstan sonra meydana geldi.
SHP’nin olay karşısında verdiği sınav aslında fazla söze gerek bırakmayacak türden...
Fransa Cumhurbaşkanının eşi Daniella Mitterand’ın himayesinde düzenlenen ‘Kürtler: İnsan Hakları ve Kültürel Kimlik’ konulu toplantıya SHP’li vekillerin katılması parti içinde büyük krize neden oldu.
Ahmet Türk, Mahmut Alınak, Adnan Ekmen, Mehmet Ali Eren, Salih Sümer, İsmail Hakkı Önal ve Kenan Sönmez, SHP Merkez Disiplin Kurulu tarafından 17 Kasım 1989 tarihinde partiden ihraç edildiler.
Krizi yönetemeyen partiden kopan vekil sayısı 16’ya yükseldi...
Bölge milletvekillerinin ihracını, il örgütlerinin istifası izledi.
SHP’nin Paris krizi karşısında aldığı tavrı yaşanan akıl tutulmasının açık bir örneğiydi.
Parti yönetimi önce bazı vekillerin konferansa gitmelerine izin vermiş, daha sonra yasaklamış; yasağa rağmen gidenleri ise disipline sevk etmişti.
Aynı SHP, partiden attığı isimlerin kurduğu HEP’le 1991’de seçim ittifakı yaptı..
Yeni tartışmalara neden olan ittifak da kısa süre sonra sona erdi ve HEP tamamen koptu.

HÜSEYİN AYGÜN İSTİFA EDECEK Mİ?

Aygün, ‘Paris ziyaretinin iki ay önceden planlanmış bir seyahat olduğunu’ söyledi.
Yoksa, Paris’e bu suikastlar ve taziye için gitmiş değil.
Hüseyin Aygün, taziye ziyaretinin yanlış bilindiğini söyleyerek şu notu iletti.
Paris Alevi Kültür Merkezi’nin dayanışma toplantısına 2 ay önceden davet edildiğini, ziyaretin yapıldığı tarihte Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Söylemez’in suikasta kurban gittiğini, kendisinin de yedi arkadaşıyla taziye ziyaretinde bulunduğunu vurguladı.
Aygün’e, parti içinden yükselen sesler karşısında istifa edip etmeyeceğini de sordum.
Kendinden emin biçimde ‘istifasının söz konusu olmadığını ve CHP’nin emrinde olduğunu’ söyledi...
Aygün, CHP’de ikinci bir Paris krizinin yaşanmayacağını, ‘o günkü koşulların, bugünkünden çok farklı olduğunu’ belirtti...

KEMAL KILIÇDAROĞLU, AYGÜN’ÜN ARKASINDA DURACAK MI?

Kemal Kılıçdaroğlu ile telefonla konuştuğunu ve gelişmeler hakkında bilgi verdiğini söyleyen Hüseyin Aygün, partinin yeni toplum kesimlerine açılmak istediği bir dönemde bu iddiaları maksatlı bulduğunu ifade etti...
Görünen o ki Kemal Kılıçdaroğlu olayı zamana yayıp, unutulmaya terk edecek...
Çünkü asıl mesele Hüseyin Aygün’den çok partideki kanatların iktidar rekabetinden kaynaklanıyor...
Mesaj tabana değil, doğrudan Kemal Kılıçdaroğlu’na veriliyor...
Kılıçdaroğlu, ‘ulusalcı’ kanadın bu mesajını almış durumda ve oldukça tedbirli.
SHP döneminde yaşanan hasarın bilançosu ortadayken yeni bir krizi ne CHP, ne Kemal Kılıçdaroğlu kaldırabilir...

PARİS SUİKASTINA KİM NASIL BAKIYOR?

Paris suikastı aşk sosuna bulanmış bir basit bir örgüt içi hesaplaşmaya çevrilmek istense de ‘kanlı mesaj’ ilgili adreslere ulaştı...Tetikçinin bulunmasının, cinayetin aydınlatıldığı anlamına gelmediğini akıldan çıkarmamak lazım....
Ankara: Güvenlik bürokrasisi olayın İmralı’yla başlatılan süreci sabote etmek amacıyla Avrupalı derin güçlerin PKK’lı tetikçileri kullanarak Türkiye’ye mesajı olarak okuyor...
PKK: Suikast karşısında Kandil’in suskunluğu dikkat çekerken, Avrupa kanadının açıklamasıyla Fransa polisinin değerlendirmeleri arasında çelişkiler var.
İmralı cephesi: Bu konuda en net açıklamayı Abdullah Öcalan yaptı. Öcalan, Paris suikastıyla ilgili ‘olağan şüphelinin Avrupalı derin güçler’ olduğu vurgusunu yaparken, ‘uluslararası derin güçlerin, Avrupa kontrgerillasını kullanarak suikasti gerçekleştirdiği kanaatindeyim. Uluslararası bu komplonun bir ayağı da Türkiye'de olabilir.’ dedi.
Abdullah Öcalan, ‘Oslo'yla ilgili olarak başlatılan Hakan Fidan soruşturmasının perde arkasında kim varsa, Paris suikastının perde arkasında da aynı güçler olabilir’ ifadesini kullanırken ‘Paris infazı, Türkiye'nin çözüm kararlılığını ve benimle başlatılan süreci etkilemek için yapıldığının’ altını çizdi.
BDP: BDP sözcüleri yaptıkları değerlendirmelerde Öcalan’ın yanında yer alarak ‘suikastın müzakereleri sabote etmeye yönelik olduğunu’ söylediler.
Muhalefet: Muhalefet suikastın perde arkasını yorumlamaya çalışırken, açıklamalarda olayın boyutlarının tam olarak anlaşılamadığı görüldü.
Fransa: Fransa makamları suikastı ‘örgüt içi basit bir hesaplaşma ve aşk ilişkisi’ olarak göstermeye çalışması dikkat çekti...

Haberin Devamı

hyayman@hurriyet.com.tr
Twitter.com@HuseyinYayman

 

Yazarın Tüm Yazıları