Çankırı’nın çocuk projesi CNN International’da

Çankırı’ya Hürriyet Hakkımızdır Treni’yle gelmenin özel bir anlamı var. Çünkü Çankırı, insan haklarına Evrensel Bildirge’den çok çok uzun zaman önce vákıf olmuş; Yarenlik kültürüyle...

Geçmişten gelen Çankırı Yaran’ı, yani yarenlik meclisi, Ahilik’le bağlantılı. Anadolu’da 1720’lerde başlayıp tam 600 yıl uygulanan, iyi ahlákın, doğruluğun ve kardeşliğin temsilcisi Ahilik, "insanların birbirini dil, din, ırk ve mezhep ayrımı gözetmeksizin sadece insan oldukları için sevmek" üzerine kurulu.

Ahiliğin bilinen altı şartı var: Açık olması gerekenler, "alın, kalp ve kapı." Yani alnınız açık olacak; kötü şeyler yapmayacaksınız. Kalbiniz açık olacak, her insanı seveceksiniz. Kapınız açık olacak, herkese yardım edeceksiniz. Kapalı olması gerekenler ise eliniz, diliniz, beliniz. Hani hiç kimsenin hak ve hukukuna tecavüz etmeyeceksiniz; kimseye kötü söz söylemeyeceksiniz; kimsenin namusuna -bugünkü hukuk diliyle- kişiliğine ve vücut bütünlüğüne dokunmayacaksınız.

Bütün bunları günümüze tercüme edersek, karşımıza İnsan Hakları Bildirgesi çıkmaz mı?

İtaat toplumu

Tabii tercüme sırasında "reforme" edilecek bölümler olabilir, doğal. Mesela, "Kız anadan öğrenir sofra düzmeyi/ Oğlan babadan öğrenir sohbet gezmeyi." Yok artık öyle; kızlar evde oturup yemek yapacak, oğlanlar gezecek! Kızlar ve erkekler eşit. Kızlar da dışarı çıkabilir, oğlanların işini yapabilir, oğlanlar da evde sofra düzebilir. Bu arada hiçbir oğlan, kızı dövemez, baskı altına alamaz! Hürriyet Hakkımızdır Treni’nden Ahilik müessesesine küçük bir düzeltme, naçizane. Ahiliğin iyi yanlarını elbette yaşatalım, ancak sorgulanması gereken yanlarını da sorgulayalım. Çankırı Baro Başkanı ve İnsan Hakları İl Kurumu Başkanı Dilaver Erdoğan’ın dediği gibi, "Acaba Anadolu’nun geri kalmasında itaat toplumu olmasının etkisi yok mudur?"

Çankırı başka bir konuda da örnek: Çalışma Bakanlığı 2006-2007 döneminde burada "Çocuk İşçiliğine Hayır" projesi yürütmüş. Çankırı hálá bakanlıktan gelen Ayşe Başdemir, Nehir Tektaş, Zeynep Çakır’ın adını sevgiyle anıyor. Bu proje etrafında birleşen Emniyet Müdürlüğü, Cumhuriyet Savcılığı, Milli Eğitim Müdürlüğü ve Sosyal Hizmetler, aileleri tarafından sokaklarda çalışmaya zorlanan 186 çocuğa rehabilitasyon yapmış. Hijyenden bilgisayar eğitimine, dramadan koro çalışmasına sıkı bir eğitimden geçen çocuklar, sokaklarda çalışmaktan kurtarılmış.

Türkiye’de yedi ilde yürütülen bu projede Çankırı öne çıkmış, hatta CNN International’da haber olmuş. Çankırı Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şubesi, "Polis her ne kadar suçla ilgilenir gibi bir kanı varsa da aslında güzel bir dünyayı yaratabilmek için vardır" diyor: Her çocuğun dünyanın geleceği açısından önemine dikkat çekiyor, "Bir çocuğun yüzünde yaratılan gülümsemede" payının olmasını istiyor. Hürriyet Hakkımızdır Treni de böyle polisler istiyor.

Tenezzüh Treni

Çankırı’ya ilk tren 23 Nisan 1932’de gelmiş, bizim etkinliklerimiz dün, yani 23 Temmuz 2008 tarihinde gerçekleşti. Ve Çankırı’da geçmişten bir güzel şeye daha rastladık: Tenezzüh trenleri... İç turizmin ilk örneklerinden biri olarak gösterilen ilk tenezzüh, yani bir çeşit "nezih seyahat" treni, 8 Haziran 1934’te Ankara’dan yola çıkıp Çankırı’ya gelmiş. Bu seyahatte amaç, trenle insanları pikniğe götürmek. Sabah binlerce insanı Ankara’dan Çankırı’ya getiren tren, akşam da geri dönüyormuş.

Çankırılılar dün bizi tıpkı tenezzüh treniyle gelmişiz gibi ağırladılar. Ancak Ahilik geleneğinde bir de "Kalk git kahvesi" var. Meclisin bitiş saatini Yaranbaşı veya küçük başağa bir işaretle belirliyor. Ve hemen misafire "kalk git kahvesi" ikram ediliyor.
Yazarın Tüm Yazıları