Büyükanne ve dedelerle çocuk büyütmek

Yağmur yağıyordu ve İstanbul trafiği her zamanki gibi sıkışıktı. İlerlemeyen trafik epey bunaltmış olduğu için sorduğum bir sorunun ardından şoförle sohbet etmeye başladık.

Haberin Devamı

Eğitimci olduğumu söyleyince “ya benim küçük oğlan çok yaramaz, hiç dinlemiyor, ne yapacağız” dedi. Genelde bu soru çok sık sorulur ve altından çok iyi niyetli yapılan yanlışlar çıkar. Bu hikayenin vardığı nokta ise büyükanne ile birlikte çocuk büyütmeyle ilgiliydi.

- Eşiniz çalışıyor mu?
- Hayır. O evde, çocuklara bakıyor. Çocuklar bizim hanımı hiç dinlemiyor. Bağırıyor, çağırıyor, sözünü dinletemiyor.
- Başka neler yapar?
- Korkutuyor. "Akşama babanıza şikayet ederim" diyor. Benden çok korkuyorlar ha!
- Anneanne veya babaanne size yakın mıdır?
- Evet, alt katta oturuyorlar.
- Sizin “hayır” dediğiniz şeye onlar “evet” der mi?
- Allahın emri.
- Annemi defalarca uyardım ama "kızmayın çocuklara" diyerek biz ne yapsak, ne desek karşı çıkıyor. Çok zorlanıyoruz. Eşimin sinirleri bozuldu. Çocuğumu psikoloğa götürsem mi?
- Bence hayır. Bence sizin önce sınır çizmeyi ve çizdiğiniz sınırlara sadık kalmayı öğrenmeniz gerek. Çocuklar ebeveynlerine göre şekil alır.
- Ne yapalım? Hangi cezaları vereyim?
- Cezadan çok evde yetişkinler olarak sizin, eşinizin, büyükanne ve dedenin söz birliği ederek aynı tavırları takınması, aynı ödülleri vermesi gerekli. Cezanın katkısı olmayacaktır.
Tabloya bakıldığında burada yetişkinlerin tutarsızlığı çok net ortada olduğunu görüyoruz. Kendi çocuklarını sıkı disiplinle yetiştiren büyükanneler ve dedeler torunlarının bir dediklerinin iki edilmesini istemezler. Torunlarını şımartmaları anne- ve babaların daha sert tutumlar sergilemesine yol açar. Tıpkı taksi şoförünün "ben çok sert biriyim" demesi gibi. Bu zorunlu sertliğin normal olmadığının kendileri de farkında ki yardım alma ihtiyacı hissetmişler. Anne ve babanın koyduğu bütün hayırlar, büyükanneler ve dedeler sayesinde evet olmuş, ev ortamında çatışma hakim olmuşsa çocuğun kişilik gelişimi risk altına girebilir.
Tutarsız Aile Tutumunun Çocuğun Kişilik Gelişimine Etkileri:
• Bir davranışın kimi zaman ödüllendirilmesi kimi zaman da cezalandırılması çocuğun ne zaman, nerede, ne yapacağını bilememesine yol açar.
• Çocuk hangi davranışın nerde ve ne zaman yapılmayacağını kestiremediği için, yaptığı davranışın doğru olup olmamasından daha çok “ne zaman yaparsam cezadan kurtulabilirim “ düşüncesiyle ilgilenir.
• Kendi görüş ve düşüncelerini aktar(a)mazlar.
• Çocuk kendini kanıtlamak ve dikkatleri üzerine çekmek için, ürkek, yumuşak huylu, söz dinleyen ya da kendi benliğini ve bağımsızlığını göstermek için kavgacı, sinirli bir çocuk olabilir.
• Zamanla çevrelerindeki insanlara güvenmeyen, her şeyden şüphelenen, kararsız bir kişilik yapısı geliştirebilirler.

Haberin Devamı

Bu durum nasıl aşılabilir?

Haberin Devamı

- Anne ve baba, çocuğun davranış eğitimi gibi konularda kendilerinin otorite olması gerektiğini kırmadan büyükanne ve dedeye anlatmalı.
- Torunlarıyla ilişkilerinde biraz daha mesafeli olmaları istenebilir.
- Büyükanne ve dedenin anne ve babanın aldığı kararları desteklemek zorunda olduğu anlatılmalı.
- Anne—baba büyükanne ve dedeye çocuğun gelişimi eğitimi ile ilgili sık sık bilgi verebilir. Böylelikle olumlu değişiklikleri çok daha kolay algılamaları sağlanabilir.

-Çeşitli rol model özellikleri ve getirdiği sorumluluklar büyükanne ve dedeye verilebilir. Örneğin saç traşı, parka gitme, masal okuma vb … gibi.

Böylelikle, çatışma ortamından kurtulmak kolaylaşır ve daha sağ duyulu bir hava hakim olur.

Yazarın Tüm Yazıları